Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Ocak '13

 
Kategori
Blog
 

Blog wc

Blog wc
 

Bu başlık altında ve bu kategoride niyetim pis kokulardan falan bahsetmek değil. Başlıktaki WC(Water Closed) İngiliz dilinde ihtiyaç giderilen yer yani hela olduğunu biliyorum elbette...Ama, burdan kinayeli olarak "burnuma pis kokular" geliyor kolaycılığına kaçmayacağım...Umumun "ifrazat" yaptığı yerde kötü kokular olması doğaldır.

Yani yazının konusu bu değil...

Hani, bir zamanlar bir "tuvalet edebiyatı" vardı bu ülkede...Millet yazacak yer bulamadığı için, tüm sanatını, marifetini tuvalet kapılarında gösterirdi; artık yazı, resim ne yapabiliyorsa...Neler olmazdı ki o kapı arkalarında. Askerlerin şafak ve künye bilgisi gibi çok masum kazımalardan, mağara resimlerinin en pornoğrafik olanlarına kadar...

Bir de mutlaka uyarıcı yazılar bulunurdu. Tuvalet kapılarına yazmanın bizim gibi necip bir millete yakışmayacağı şeklindeki uyarıların yanısıra polisiye ikazlarda çok sık yer alırdı: "Yazı yazma helaya/Başın girer belaya/Götürürler merkeze/Öptürürler herkese" en çok kullanılan uyarıydı.

Bazı hin oğlu hinler de, milletin ifrazatını tehlikeye atıcı piyangolar düzenlerlerdi tuvalet kapılarında. Bunların en yaygın olanı; "O..urmadan s..çana bir renkli televizyon" şeklindeki vaatti...O zamanlar renkli televizyon çok kıymetliydi tabii...Ama, bu zor işi başaran olduysa bile bu ödülü alan olmadı hiç!!..

Siyasi, ideolojik sloganlar da çok yer alırdı, tuvalet kapılarında. Bunların en yaygın olanları da "Tek yol..." diye başlayan sloganlar olurdu. Bununla da kalınmaz, muhalif siyasi sloganların üzerin çizilir; ya da onların analarını hedef alan "bastırılmış cinsellik" örnekleri yazılırdı.

Neyse, bunlar da geldi geçti; bugün artık tuvalet kapıları temiz; kimse yazıp çizmiyor...Neden?

Nedeni belli...Günümüz teknolojisi tuvalet kapılarından daha fazla imkan tanıyor yazmaya, çizmeye...Face'miş, Twit'miş ya da Blogmuş...Yaz, çiz adını da verme...Tuvalet kapılarına yazmaktan daha risksiz ve daha geniş imkanlar sunuyor günümüz teknolojisi yani..

Ama benim bu yazının konusu bu da değil...

Bu kadar edebiyattan sonra, derdin ne, ne anlatmak istiyorsun, diyorsunuz haklı olarak...Derdim şu:

Geçtiğimiz günlerde bir arkadaşımız bir blog kaleme almıştı, orada 2025'te mi daha mı geç tam hatırlamıyorum, blog yazarlarının çok para kazanacaklarını anlatıyordu bu değerli blogtaşımız...

Hem de bayağı astronomik rakamlar kazanacakmışız...Bu mutluluğa ermek için, en erken tarih 15 sene sonrası ise, ben o zaman yetmişini aşmış oluyorum...Oturdum hesabımı yaptım, o yaştan sonra gelecek bu kadar çok para ile (öyle ya günde beş altı saat mesai verdiğimize göre en çok kazananlardan olacağız) ne yaparım?...

Tamam...Para her yaşta lazımdır da, yine de yetmişinden sonra gelecek parayla fazla bir şansınız olmaz dünya adına...O zaman ne yapacağız böyle, afedersiniz b.k gibi parayla...

Sonunda Kemal Sunal'ın bir filmi imdadıma yetişti...Hani adını hatırlayamayacağım da hepiniz bilirsiniz, ölümüne yakın piyango kazanan bir adamın bu parayla umumi bir hela yaptırmasını işleyen bir filmdi...

Ben de, düşündüm Kemal Sunal gibi yapmaya karar verdim: Eğer yaşar da o günleri görürsek, alacağım, af buyurun, b.k gibi parayla yaşadığım şehire( İzmir) umumi hela yaptıracağım hem de ücretsiz...

Gelen geçen, sıkışan dararan yapsın ifrazatını, rahatlasın gitsin...Bir de her tuvalete bir kalem koyacağım; isteyen kapı arkasına istediği "blog"unu yazabilecek...İsteyen çeşitli açılardan blog istatistikleri de yapabilecek...İsteyenler sidik yarışına da girebilir, mekan müsait nasıl olsa...

Ha...unutmadan şunu da ilave edeyim: Bu umumi tuvaletin adı, BLOG WC olacak...

Yakışmaz mı yani!!

 

 

 
Toplam blog
: 1645
: 822
Kayıt tarihi
: 19.01.08
 
 

Edebiyat, kamu yönetimi ve gazetecilik tahsili... 27 yıllık eğitimcilik hayatından sonra emeklili..