- Kategori
- Basın Yayın / Medya
Emin Çölaşan susmaz
Emin Çölaşan’ın gidişi ülkemizdeki büyük dönüşümün önemli kilometre taşlarından biridir. 12 Eylül 1980’de Evren ile başlayan, Özal ile süren, Erbakan’ı yumuşak bulup partiden ayrılan radikallerin oluşturduğu ve ılımlıymış gibi gösterip iktidara getirdikleri AKP’nin ikinci seçim zaferi ile süren büyük değişim Emin Çölaşan’a tahammül edemezdi.
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı, Emin Çölaşan’ın gazetesinden ayrılmasıyla ilgili sorulan soru üzerine, çok üzüldüğünü, belediyenin bayraklarının yarıya indireceğini söylerken mutluktan göklere uçacaktı sanki. Ankara’nın şimdiye kadarki en başarısız belediye başkanı, Ankara’yı susuz bıraktığı için başbakan tarafından açıkça ve ağır şekilde eleştirildiği gün böyle bir gelişme ile mutlu olmuştu.
Zaman zaman üslubuna kızsam da, seçimden sonra gideceğinden emin olsam da Emin Çölaşan’ın gidişini duyduğumda çok üzüldüm. O beğenmediğim, eleştirdiğim üslubunun ne kadar yerinde olduğunu daha sonra gördüğümde, “Emin Çölaşan öyle demişse, haketmiştir” diye düşünmüşümdür. Meydanı boş bulup, kimi zaman paralarının gücüyle, kimi zaman makamlarının gücüyle, kimi zaman da aldıkları oyun gücüyle herşey yapabileceklerini sananların anladığı dilden konuşan cesur bir gazetecidir Emin Çölaşan. Özellikle “gazeteciydi” demeyip “gazetecidir” dedim, çünkü Emin Çölaşan susmaz. Sesini duyuracağı yeni ortamlar bulacaktır ve daha da cesur yazacaktır, konuşacaktır.
Şimdi, Emin Çölaşan kitap yazmalıdır. Köşesi kapatılır, çok izlenen ekranlara çıkamaz ama kitaplara kimse engel olamaz. Önümüzdeki günlerde, ülkemiz için, Emin Çölaşan şimdiye kadar olduğundan daha çok gerekecek.