Teşekkürler Atatürk, teşekkürler Haluk Bilginer

Televizyonda reklam filmini gördüğümde hayranlıkla izledim. Teşekkürler Atatürk, teşekkürler Haluk Bilginer, teşekkürler adını bilmediğim çocuk, teşekkürler adını bilmediğim metin yazarı, teşekkürler yönetmen Gürkan Kurtkaya, teşekkürler İş Bankası.

Üzerinde süveteri ile Atatürk görünüyor. Çocuk ard arda sorular soruyor:

“Senin eline diken batar mı?”
“Senin elin kanar mı?”
“Ama sen Atatürk değil misin?”

Atatürk “Sen şimdi bırak benim kim olduğumu” diyerek anlatmaya başlıyor:

“Bu gülü yetiştireceksen canın yanacak, elin yanacak, güneş seni terletecek, bu bahçede gül bitmez diyenler olacak, gül öyle yetiştirilmez böyle yetiştirilir diyenler olacak. Sen kendine şunu soracaksın, ben burayı gül bahçesi yapmak istiyor muyum. Ben burada dünyanın en güzel güllerini yetiştirmek istiyor muyum. Eğer çok istiyorsan ne eline batan diken ne de söylenenler umurunda olmayacak. Kim olursan ol, tek isteğin şu kokuyu duymak olacak.”

Konuşmasının sonunda çocuğa
“Anladım mı” diye soruyor.

Çocuk
“Anladım” diyor.

Ve Atatürk çocuğa dönüp
“Aferin sana, hadi bakalım devam” diyor ve çocuk gidiyor.

UMUDUMUZ ÇOCUKLARDA

Umudumuz o çocuklarda ama 1950’den bu yana ülkemizde çeşit çeşit tarikatların beyinlerini yıkadığı kaç çocuk var ülkemizde? 4 yıl sonra bu çocukların sayısı ne kadar artacak?

Biz “Nasıl olsa birşey olmaz” diye düşünerek, “biriler nasıl olsa bizim için birşeyler yapar” rahatlığı içinde beklerken o gül bahçesindeki gülleri yolmak isteyenler hiç boş durmadılar. Biz eline diken batmaz sandık, eli kanamaz sandık. Başkaları bizim uğraşsın diye beklerken çok daha başkaları çok çalıştılar.

Henüz herşey bitmiş değil, ne şeriat özlemcileri, ne bölücüler istediklerini tam alamadılar. Hatta onların bazıları biryerlere gelmenin rehaveti içindeler. O gül bahçesini yeniden güzel kokulara kavuşturmak için fırsatlar tükenmedi. Ancak çok çalışmamız, hepimizin elini taşın altına koymamız gerekiyor.

“Hadi bakalım devam” diyor, devam edeceğiz, Atatürk’ün bıraktığı yerden devam edeceğiz.

KISA VE ÇOK ANLAMLI BİR FİLM

Filmde Haluk Bilginer hem görüntüsü hem de sesiyle muhteşem bir performans sergiliyor. Yüzü, saçı, duruşu, giyimi ile o kadar tanıdık ki. Yüzüne yapılan başarılı makyaj Haluk Bilginer’i yoketmemiş, mimikleri aynen duruyor ve bu filme çok yakışmış.

Metin ve diyaloglar çok iyi yazılmış. Her sözcük, her cümle özenle seçilmiş, çok büyük anlamlar taşıyor. Hem şu andaki durumu eleştiriyor, hem herkesi sorumluluklarını yerine getirmeye çağırıyor, hem de gelecek günler için umutlar veriyor..

Türkiye İş Bankası, bu filmle kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’e vefa borcunu ödüyor.

ÖNERİ

Gelecek 10 Kasım'da Haluk Bilginer'i Ege Vapurunun Salıncağında görsek ne güzel olurdu.

Ankara 11 Kasım 2007