Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Nisan '14

 
Kategori
Kültür - Sanat
 

Bocagi Kırıkları: "Kırık /Fragment" Mozaik Sergisi

Bocagi Kırıkları: "Kırık /Fragment" Mozaik Sergisi
 

"Kırık / Fragment " Mozaik Sergisi Kore Kültür Merkezi'nde açıldı


Bocagi Kırıkları

 

Bocagi, Kore’ye özgü, tarihi M.Ö. 8. yüzyıla kadar giden, nesneleri saklamaktan onları taşımaya, masa örtülerinden yorgan kılıflarına, düğünlerden dinsel törenlere kadar neredeyse gündelik hayatın her yerinde kullanılan geleneksel bir kumaş üretim yöntemi. Kelimenin etimolojik yakınlığını bizdeki bohçaya-kırk yamalı bohçaya- kadar götürmek mümkün. Yama, yara, yana, yanyana getirmekle ilgili kelime yakınlılarını kuşatıyor. İkisinde de üretirken bir dilek ve duayla üretmek, taşıdığı, konduğu, örttüğü nesneyi koruyan bir nefesi içine üflemek var. Kore kültüründe, kullanılan kumaştan, seçilen renklere taşıdığı nesnelerin farklılaşmasıyla çeşitlenen ve isimler alan onlarca Bocagi türüyle karşılaşıyoruz. Jogakbo yani yamalı Bocagi, kullanılmayan, artık kumaş parçalarından üretilen, bu yüzden bir tür yoksulluğun imajına dönüşüveren, hatta Klee, Mondrian gibi modern sanatçıları etkilemiş, günümüzde de birçok çağdaş sanatçıyı etkilemeye devam eden bir Bocagi yapma biçimi. Parçaların, bir bakıma yamaların formu, kareler, dikdörtgenler, kare-dikdörtgen oluşturan üçgenler, tek bir rengin monolitik parçalarından oluşanlar, birbirine yakın renklerin çeşitlemelerinden yapılanlar, ortada küçük kare ya da üçgen formdan büyük formlara doğru genişleyenler ya da  bütünüyle çok farklı büyük ve küçük formaların renklerin doğaçlamasıyla üretilmiş Bocagiler bu serginin gönderme alanını oluşturuyor. Füzyon parçalar bir tür Bocagi soyutlamaları. Ateş yamaları/yaraları orada kaynaştırıyor. Doğu sanatı hep bir ışık sanatıdır, cam mozaikler arkalarından ışıklandılıyor, güneşe doğru asılan Bocagiler gibi. Bocaginin arkasından aldığı ışıkla çeşitlenen dikiş çizgileriyle birbirinden ayrılmış parçalarının görselliğiyle, cam mozaiğin derzlerle ayrılmış yüzeyleri arasında bir yakınlık inşa etmek, yani cam Bocagiler üretmek bu serginin temel meselesi oluyor. Serginin göndermeler evreni böylece Bocagiler, kırk yamalı bohçalardan, evrenin nesnel yasalarını yansıtmayı arzulayan, resimleri bu yüzden basit öğelerle kurmayı düşünen, aslında büyük gizemciler olan Klee, Kandinsky ve Mondrian’ın soyut sanat geleneğine kadar gidiyor. Yani bu sergi bir süslemeden öte kavramsal bir ilmeği atmaya niyet ediyor. Atölyemin bodrumunda sepetler içinde bir gün kullanılmayı bekleyen diğer işlerden artmış cam parçaları, yoksulluğumun içinden böylece bu serginin fikrini bana veriyor. Kadın emeğinin tarihsel hikayesine atıf yaparak, ben de nefesimi, dileklerimi ve umutlarımı geleneksel Bocagiciler, Kırk Yamacılar gibi bakışların kaynaştırmasını bekleyen yamalarıma/yaralarıma, bu kırık camlara üflüyorum.

 

Başak Altın

Kırık/Fragment/Mozaik Sergisi/İşler : http://vimeo.com/101037682  

Kırık/Fragment/Mozaik Sergisi :   http://vimeo.com101033208

 

 

BASIN BÜLTENİ

 

Başak Altın Mozaik Sergisi;  “Kırık”; “Fragment”

14 Nisan 2014/10 Mayıs 2014

Kore Kültür Merkezi, Paris Cad. No: 74, Kavaklıdere-Ankara

 

Doğu ile Batı, Işıkla Karanlık, Bocagi ile Mozaiğin buluşması

Ankara Kavaklıdere Şili meydanında bulunan Kore Kültür Merkezi  14 Nisan-10 Mayıs tarihleri arasında 1998’den beri Çağdaş Mozaikle uğraşan Ankara’lı sanatçı Başak Altın’ın “Kırık” adlı Mozaik Sergisi’ne ev sahipliği yapıyor.

Sergi Kore’nin yaklaşık 3 bin yıllık geleneksel sanatı, “Bocagi”leri cam mozaik kırıklarıyla yeniden yorumlarken,  birlerce yıllık kadın emeğine atıfla, geçmişle geleceği, doğu ve batıyı, ışık ve karanlığı buluşturuyor.

 

Sanatçı, Antik Anadolu’lu bir sanat olan mozaiği bizdeki kırk yamalı Bohçaya benzeyen Kore’nin geleneksel sanatı “Bocagi”lerden yola çıkarak tekrar yorumluyor. Sergide içerden aydınlatılan, ışıklı cam “Bocagi”ler ve dışardan aydınlatılan cam füzyon işler, karşılıklı sergileniyor. Sanatçı, Doğunun iç ışığıyla, Batı aydınlanmasının dışarlıklı ışık felsefesini bir bakıma karşılaştırılıp çatıştırıyor.

Sanatçının “Uçan Ejderha” adlı eserinde, Doğu’nun kutsal mitolojik canlısı, Ejderha imgesini, üstüste katlanan cam mozaik parçalarla, ışıklı kuyruğuyla, bir cam mozaik-bocagi eserine dönüşüveriyor. Ejderha mitinin kökenlerini eski Türk mitolojisine kadar hatta oradan Anadolu’ya Hacı Bektaşı Veli’nin Velayetnamesine kadar götürmek mümkün; Ejderha motifi, Türk destan, efsane, masal, menkıbe ve hikâyelerinde sık rastlanan, hayali bir varlık olarak karşımıza çıkıyor. Bocagi kelimesinin kökeninde de Bohça var.

Bu ikili karşılaşmalar, göndermeler alanı serginin kavramsal düzlemini kuruyor. Bu sergide tek tek işlerden, bir süsleme sanatının ötesinde başka bir şeyle, bir düzenlemeyle-bir mozaik enstalasyonuyla karşı karşıyayız. Mozaiği kavramsal sanatın bir malzemesine dönüştürmek oldukça yenilikçi bir eğilim, belki de bir ilk girişim. Sergi mekanında tavandan yerlere kadar salınan, yaklaşık 3,5 metrelik kumaş üzerine yapılan cam mozaik, eserin ismine de atıfla serginin ortasına, tüm bu karşılaşmalar, göndermeler alanına yağan bir “Nisan Yağmuru” oluyor.

 

 

B

 

Bojagi Fragments

Bojagi is a traditional production method of drapery, peculiar to Korea. Its history can be traced back to the 8th century BC. It has been used in various contexts, which range from preserving or safekeeping objects to carrying them; and, it is possible to encounter with Bojagi in every aspects of daily life, such as in tablecloths, quilt covers, weddings, religious ceremonies etc. In its etymology, the word “Bojagi” has an affinity with the Turkish words such as “bundle”, “patchy bundle”, “ragbag” or “patchwork” (i.e., literally, it means the fabric used for packaging). The term “Bojagi” implicates such words like “patch”, “scar”, and “side”, “adjoin”. Both in “Bojagi” and “patchwork”, the artisan produces with a wish and/or prayer, it comprises breathing a protecting air into the objects it carries, covers, or put in. In Korean culture, we face with several types of Bojagi, varying in regard to difference and varieties in the fabric used as well as in the colors preferred, and even in the objects to be carried. And, these different types of Bojagi have their own unique names. Jogakbo, i.e. the traditional patchwork type of Bojagi, is a craft mainly to create various household items and are usually sourced from leftover clothes; therefore, it can be easily transformed into an image of poverty; once it influenced modern artists such as Klee and Mondrian, and today this influence can still be observed in contemporary artists as well. The reference domain of this exhibition is composed of various types of Bocagis, which are produced by improvising or playing with totally different, big or small fragments and various colors: the forms of the fragments, in a way the forms of the patches are composed of squares, rectangles, or triangles which make squares-rectangles, or the ones consisting of monolithic parts of a single color, or the ones consisting of the variations of similar colors, or the ones expanding from the central small square or triangle; shortly, the forms are made of different combinations of big or small parts as well as various colors. The “fusion” parts are kinds of Bojagi abstractions. Fire makes the welding (i.e. combines or wraps) the patches/scars in these abstractions.  The East is always an art of light; the glass mosaics are illuminated behind just like the Bojagis hanged against the sun.  The main concern of this exhibition is to construct a familiarity between the visual aspect of the seam lines of the Bojagi, varied with the light coming from behind and separating the parts from each other, and the surfaces of the glass mosaic separated from each other by seams. Thus, the reference universe of the exhibition goes from the Bojagis, from the patchworks to the tradition of abstract art of Klee, Kandinsky, and Mondrian, who are in fact great mystics, wanting to reflect the objective lows of the universe, and accordingly considering composing the paintings with simple elements. In other words, this exhibition is beyond being an ornament, intends to knit a conceptual knot. In the basement of my atelier, the leftover glass fragments from my other works waiting in the baskets to be re-used again someday, give me the idea of this exhibition though my poverty in this way. With a reference to the historical narrative of woman labor, just as the traditional Bojagi makers and patch workers, I blow my breath into these fragments of glass, into my patches/scars waiting to be welded, combined through the glances of viewers.

 


Başak Altın

 

Kore Uluslararası Kültür Değişim Kuruluşu'nun sitesinde sergi haberi: 

http://kofice.or.kr/c30_correspondent/c30_correspondent_02_view.asp?seq=10024

 

 
Toplam blog
: 121
: 2834
Kayıt tarihi
: 09.07.06
 
 

Başkentte doğmuşum ve orada gidilecek tüm okullara gitmişim: ODTÜ-Psikoloji ve Ankara Üni. İletiş..