BOP 'cesi Yeni Osmanlı mı?

Türkiye özellikle BOP' cesiyle bir taraftan radikal islam tasfiye edilirken, diğer taraftan üniter yapının temsicileri olarak görülen sağcı ve solcu milliyetçiler ya sindirilmekte ya da etkisizeştirilmektedir. Kendilerini ikinci cumhuriyetci olarak gören libarel ve solcu kesimlerle , ılmlı islamcılar beraber hareket etmektedirler. Bu kesimler AB ve ABD'nin desteğini arkasına alarak kendilerini oldukça güçlü bir konumda görmektedirler. Eski devlet yapısını tutucu olarak gördükleri için, o yapıyı tasfiye etmek için devletin ve uluslararsası mekanızmaları harekete geçirmeyi de ihmal etmemekteler.  

Bu ılımlı islam modeli ortaya konan senoryoya uygun olarak yeni moda ve yeni yaşam şeklinin toplumda hızla yükseldiğni görmekteyiz. İktidarın imkanlarıyla iyice büyüyen bu yeni kapitalistler elde ettikleri imkanların bir kısmını da ılımlı islamın sürmesi için ılımlı islam siyasetinin temsilcisi olan AKP'nin gönüllü finansörlüğünü yapmaktadırlar. Sermaye bir taraftan el değiştirirken bir taraftan da yeni sermayenin rengine göre sosyete ve üst gelir grubunda yeni eğlence ve tatil anlayışı oluşmaktadır. İçkili eğlence yerleri kapanmakta, tatil anlayışı ise tesettüre uygun olan alanlar olan kaplıca ve yayla turizmine kaymaktadır. Deniz eğlencesi azaltılmakta ya da kadınların ayrı girebildiği mekanlara dönüştürülmektedir. Konut projelerinde ılımlı islamın yaşandığı siteler ve semtler oluşturularak, ılımlı islamın yaşam ve eğitim alanı haline getirilmektedir. Bu yeni sınıf türbe ziyaretleri, hac ve ümreye gitmek süretiyle halkla empati kurmayı da başarmaktadırlar.  

İşte bu noktada yoksulluğun ve yolsuzluğun üzeri kolayca örtülebilmektedir. Oy deposu olarak gördükleri halkı vaatlerle kandırmakta, sadaka kültürü anlayaşına uygun olarak da gıda, kömür, dayanıklı beyaz eşya, para yardımı yapılarak kümesteki kazların ölmemesi sağlanmaktadır. Seçim zamanında da bu yardımlar ılımlı islamın temsilcisine oy olarak geri dönmektedir.  

Sonuç olarak, bu gidişle Türkiye Başbakanının dediği gibi, ne İran, Ne Melazya, ne de Suudiarabistan olur.

Kendine özgü dinamikleriyle, Osmanlıya benzeyen, tam anlamıyla şeriatçı da olmayan, laikliği belli ölçülerde koruyan, dini refaransları kullanan fakat ona da sıkı sıkıya bağlı kalmayan pragmatik bir anlayışı ılımlı islam olarak ortadoğu ve asya ya ve diğer islam ülkelerine model olarak sunularak, radikal islamın tasfiyesi ile islamla batının barıştırılması sağlanmış olacaktır. Böylece batı ile dost hale gelen islam dünyası Asyada ve Ortadoğuda ve de Afrikada batının çıkarlarını Çine ve Hindistana karşı korumuş olacaklardır.