Boru değil gerçekten!..

Tarih 5 Ağustos 2010…Tarihi bir güne tanıklık ettik.

Bu tarih gelecek on yıllarda çok konuşulacak.

Kanunların üzerindeki teamüllerin ortadan kaldırıldığı gün olarak anılacak bana göre.

Kurtarılmış bölgeler olarak da adlandırılan vesayet alanlarında büyük temizlik yapılıyor tabiri caizse.

“Yaş” yaşlandı, anayasa baba bir yasa haline getiriliyor.

Boru değil gerçekten!..

Çok üzülerek Genel Kurmay Başkanımızın o sözüne gönderme yaptım.

Gerçekten boru değil bu boru. Bu demokrasinin zoru adeta!

“Yaş” da Genarallerin gözüne baka baka aleyhlerine karar verildi.

Cumhuriyet tarihinde bir ilk…

Kaç gündür ülke Yaş Kararları kilitlenmişti.

Genel Kurmay başkanı boru dedi, savcılarımız hayır dedi, siyasi irade de araklarında durdu.

Ve… Normalleşme sürecine girmede bu “yaş kararları” milat oldu..

Ben verdiğim oyun hesabını siyasetçiden sorabileceğim artık.

Asker eliyle işaret edip belediye başkanını atamayacak. İktidarı istediği zaman değiştiremeyecek.

Değiştirmeye kalkanlar işte böyle terfi edemezler veya balyozun altında kalırlar.

Bu iyimi kötümü ilerleyen tarihlerde göreceğiz ama bir gerçek var ki kanun rütbe flan dinlememeli. Sivil iradenin bu tavrını tebrik etmek lazım gerçekten.

Bu noktada Başbakan ERDOĞAN’ın tarihe geçen tavrına dikkat çekmek istiyorum. Dik durdu, kanunsuz işlere bulaşanlara set çekti, olmazı olur yaptı .Bunu Askerimizle anlaşarak yaptı, onları ikna ederek yaptı, her nasıl becerdi ise demokrasimiz üzerinden bir kalın perdeyi kaldırdı bana göre ve tarihe geçti.

İlk defa bir Başbakan kanunu vecibesini yerine getirdi, yetkisini kullandı yaş kararlarında. Üçüncü günde rutin imzasını atmadı, olay çıkardı, isim çizdi.

Aslında normal bir durum ama bize anormal geliyor.

Bu yüzden ERDOĞAN tarihe geçti dedim.

Yargı vesayeti, anayasa mahkemesinin vesayeti, klanmış kurtarılmış bölgeler dokunamıyorsun. Böyle demokrasi olamazdı ama maalesef bize özgü olarak yıllar yılı devam etti.

Eskiden gelen liste onaylanıyordu. Kanunen verilen hakkını başbakanlar kullanmıyordu.

Darbe söylentileri ile suçlanan Balyozculara terfi imkanı vermedi Başbakan.

Başbakan ordusunu seven bir insandır. Bunu biliyorum çünkü o Rizelidir.

Güç çatışması durumu var resmen. Demokrasilerde böyle bir durum yok, halkın oyu ile seçilmiş kişilerin kanunları uygulaması var. O nedenle askerle çatışma için değil ama gereği için karşı çıkmış gibi görünüyor ERDOĞAN…

Aslında bu bir süreçti, Özal’la başlamıştı.

O zamanlar alınan ekonomik kararların siyasi ayaklarının tamamlanması operasyonlarıdır bunlar. Ama her lidere nasip olmaz. Erdoğan karizması ile bunları aşabilen bir lider.

Dört gündür korku krizlerine girenleri biliyoruz çevremde, ülkemde…

Yaş kararları ile yaşananların referandumdan sonra evet çıkması halinde yaşanacakların farkında değil çoğumuz. Ülke resmen frekans değiştiriyor. İnsan hak ve hürriyetleri bakımından bir üst tura çıkıyoruz resmen.

Düşünün, anayasa mahkemesine baş vurma hakkı oluyor her vatandaşın. Anayasa mahkemesini tartışamadığımız, adını ağzımıza alamadığımız günlerden bu günlere. Şaşılacak olaylara şahitlik ediyoruz. Dili tutulanlar bile vardır.

Gerçekten bu boru değildir?

Çok önemli bir sorudur.

Neden Genel Kurmay Başkanlığına Kara kuvvetleri komutanlığına atama yapılmadı?

Bu ilk kez oluyor. Ama anayasa ve ilgili yasalar çerçevesinde yapılıyor. Anormal bir şey yok, biz anormal düşünmeye alışmışız. Boru olmayan şeyi boru olarak görüyoruz.

Aslında bu demokrasidir, hem de ileri bir demokrasi, boru değil!..

Sevgi ve saygılarımla…