Boş lafa bak

Şimdiye kadar sadece bir kez seçim sandığına gitmiş ve 16 Nisan'da herhangi partiyi destekleyecek bir seçim olmadığı için 'hayır' tercihimi kullanmaya ikinci kez gidecek biri olarak neden seçim sandığına sıcak bakmadığıma sadece küçük bir örnektir dün akşam Haberturk Tv'de konuşan Baykal.

Program sunucusu soruyor;

- Efendim konuşuluyor, Cumhurbaşkanı ile ilgili düzenlemede Baykal'ın bu kararı ve bu tutumu olmasaydı bugün ne Ak Parti olurdu ne de anayasa değişikliği konusu tartışmaları konuşur olurduk..

Baykal;

- Hiç konuşulmuyor. Kimse bunu konuşmuyor. O iş bitti. Hepsi boş laf!

*

Sandığa gitmeme tercihim için daha bir sürü neden sayabilirim ama konumuz o değil.

Siirt'ten bir milletvekilinin istifası ve ardından Kanun Hükmünde Kararnama ile Erdoğan'ın aday olabilmesinin sağlanması ve bugün partili Cumhurbaşkanı sistemine uzanan sürece baktığımızda program sunucusunun sorusunu haklı kılan bir tablo çıkıyor karşımıza.

*

Demokrasi demek halkın refah seviyesini daha çok yükseltmek için kullanılan bir araç olması gerekirken maalesef farklı şeyler için kullanıldığını görüyoruz.

Demokrasi adı altında uluslararası emperyal ülkeler-ABD her zamanki oyunlarını oynamaktan asla geri kalmazlar.

İşte örnek, partili cumhurbaşkanı sistemi.

Bu sistemin olgunlaşıp bugünlere nasıl gelindiğini Haberturk Tv sunucusu çok güzel özetledi.

ABD için ülkedeki siyasiler sadece oyuncu'dan öte bir şey değildir. Bir siyasiye istediği yaptırımları gerçekleştirebildiği gibi çeşitli komplolarla doruktaki bir siyasetçiyi anında aşağılara indirebilecek güçte olduğunu da kabül edelim.

*

Görüyoruz ki, partili cumhurbaşkanı sistemi ülkeden çok Büyük Ortadoğu Projesine yarayacak bir proje olduğunu artık yedi yaşındaki çocuklar bile görebilmektedir.

Yarın Ortadoğu yaptırımlarında ABD ülkemizi her zamankinden daha çok ihtiyaç duyacağı ve tek adam modeliyle Ortadoğu coğrafyasını daha da kolay yapılandırabileceğini söyleyebiliriz.

*

Konuyu şuraya getirmek istiyorum..

Bu sistem ile bu seçim sistemiyle yani çarşaf listelerle seçmenin seçtiğini zannettiği parlamenterlerle  (evet, seçmen seçmiyor seçtiğini zannediyor) ülke sorunlarını çözmek yerine ancak emperyal ülkelerin isteklerine cevap verildiği apaçık ortadadır.

Yargı yasama ve yürütmedeki değişikliklerin çoğu da Büyük Ortadoğu Projesi için yapılmıştır.

Yeni global dünya düzeni prespektifinden baktığımızda gelişmekte olan ülkelere ancak bu mercekten bakabiliyoruz.