Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

31 Temmuz '09

 
Kategori
Basın Yayın / Medya
 

Böyle gazetecilik olmaz

Böyle gazetecilik olmaz
 

HSYK üyesi Ali Suat Ertosun, kendisi hakkında ortaya atılan iddialar hakkında, kendisini ve kurumunu savunmak amacıyla basın çalışanlarının karşısına çıktı. Sayın Ertosun önce kendisi hakkında yapılan yayınlara yanıtlar verdi. Muhabirlerle birlikte biz de TV'den canlı olarak bu basın toplantısını merakla izledik. Bir zaman sonra da basın toplantısının açıklama bölümü bitti, soru-cevap bölümüne geçildi.

Bu ülke yöneticisi, dünyaca aranan terörizmin finansman kaynağının adamını "Kanka"sı olarak duyuruyor ve herkese kafa tutuyor: "Evet, ben bu adamın kefiliyim."

Bu ülke topraklarında buna benzer örnekler çoktur. Nice cumhurbaşkanının nice arkadaşları vardır ki dillere destandır. Fakat, HSYK üyesi Sayın Ali Suat Ertosun, şimdi Ergenekon Davası'ndan yargılanan bir avukatla aile dostu olması büyük bir suçmuş gibi gösterilir. İşte tam bu aşamada, basılı kâğıt olarak piyasada bulunan bir gazetenin muhabiri Sayın Ertosun'a şu soruyu sordu:

"Genç hakim adaylarına Ergenekon sanıklarıyla görüşmesini tavsiye eder misiniz?"

Bu soru belli ki ortalığı karıştırsın diye sorulmuştur. Zaten o gazetecinin gazetesi de provakatörlüğü meslek edinmiştir.

Böyle bir geçmişi bildiğimizde ne bu gazeteciye gazeteci denir, ne de gazetesine gazete denir. Görev bellidir: Oraya git ve basın toplantısını provake et!

Görev buysa kızmamak gerek. Çünkü, amaçları belli olan insanlar ve kuruluşlardır bunlar. Benim kızdığım ve "Böyle gazetecilik olmaz" dediğim konu, Sayın Ertosun'a böyle bir soruyu soran gazeteci denen kişiyi güvenlik güçlerinin apar topar salondan dışarıya çıkarırken, diğer gazetecilerin buna tepki göstermesidir. Akılları sıra meslek dayanışmasının örneğini verecekler de toplum onların sırtlarını sıvazlayacak.

Olmaz böyle şey. Böyle bir provakatör muhabirin, önce gerçek gazeteciler tarafından dışarıya çıkarılması gerekiyordu. Çünkü, bu kişi, gazetecilik mesleğini ayaklar altına alıyor ve bir silah olarak kullanıyordu. Yani, o salona ha bir canlı bomba girmiş, ha bir provakatör muhabir. Sonuçları değişik ama etkileri aynı olan iki davranış biçimi.

Evet, bir canlı bomba gibi toplantı salonuna giren provakatör muhabirin, diğer muhabirler tarafından korunması, basın camiasının bir kez daha sınıfta kalmasına neden olmuştur.

Peki, gazeteci her istediği sorar mı?

Elbette sorar. Fakat, "Aile dostumuz" dediği Ergenekon Davası sanıklarından bir avukatla görüşmesi çok doğal olan bir kişinin, diğer genç hakim adaylarına Ergenekon Davası sanıkları ile görüşün demesinin mantıklı bir anlamı olabilir mi?

Ergenekon Davası sanıkları içinde eşi, dostu, tanıdığı olan genç hakim varsa, elbette gider görüşür. Buna kim karışır? Meslek ahlakı açısından da bir sorun olmaz, çünkü o hakim Ergenekon Davası'nın hakimi değil ki.

Kısası şudur: Gerçek muhabirler, provakatör muhabiri bağırlarına basarak, kendi mesleklerini de batırmışlardır.

Şimdi anlıyoruz değil mi yapılan anketlerde "Basın" en güvenilir kurumlar arasında neden hep dipte geziyor?

 
Toplam blog
: 278
: 3275
Kayıt tarihi
: 26.05.07
 
 

İstanbul'un Kadıköy ilçesinde doğdum. Bir daha da Kadıköy'den ayrılmadım. İstanbul Üniversitesi, Ede..