Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Aralık '07

 
Kategori
Dilbilim
 

Bu bir dil ihaneti değil mi?

Bu bir dil ihaneti değil mi?
 

Her yıl 12-18 Aralık tarihleri arası “Tutum, yatırım ve Türk Malları haftası” olarak kutlanıyor.

Gözlerimiz hep ekonomide.

Yani parayı nasıl kazanır, nereye yatırır, ne alırız meselesi var ya.

***

Satıcıya İsviçre lahanası (Brokoli) ile karnabahar arasındaki farkı soruyorum.

Brokolinin faydalarını anlata anlata bitiremiyor.

Karnabahara gelince eh işte.

Adamlar kendi ürettiklerini de anlatmışlar.

Ya biz?

***

Ne yazık ki bu memlekette brokoli gibi yıllardır portakalı bile Washington diye satıyoruz.

Bir berber tabelâsına “The Berber” ismini yazmış.

Dükkân vitrinlerinde kocaman harflerle yazılı ‘Light yorgan’a ne demeli?

Peki ‘Peynir land’ a, ‘Ayakkabı land’a… ne diyeceksiniz?

Daha bunun gibi binlercesi.

Güzel Türkçe’mizin ayaklara düşürülmek istendiğinin farkında mıyız?

Hem de adı İstiklâl olan bir caddede.

Sanki müstemleke memleketlerde yaşıyoruz.

Bu dile karşı bir ihanet değil midir?

***

Almanya, Fransa, Macaristan gibi ülkeler yıllar önce dil gümrüğü kurmuşlar.

Yabancı isimli teknoloji ülkelerine girmeden önlem alıyorlar.

Kendi dillerine çeviriyorlar.

Ya biz?

Bırakın bir dil gümrüğü oluşturabilmeyi Dünyada kendi ürettiği ürüne bile yabancı isim koymakla övünen tek milletiz.

Acı bir durum daha var.

Ürettiğimiz ürün kaliteliyse yabancı isim veriyoruz.

Defolulara da “Made in Turkey”

Sorabilir miyim bunun adına ne denir sizce?

Özellikle Ege ve Akdeniz bölgelerindeki turizm bölgelerimizde değiştirmedik yerli isim bırakmadık.

Ne kadar yabancı isim varsa büyük işgüzarlıkla ortaya çıkarıp verdik.

Hem dışarıya karşı hem de kendimize yabancılaştık.

***

Üzerlerinde Amerikan, İngiliz Bayrağı, yazıları vs. bulunan kıyafetlerle Milli Maç izleyenleri görüyor, hayret ediyorum.

Ellerinden gelse İngilizce slogan atarak destek verecekler!

Türk Eğitim ve Öğretimi alsın diye okullara gönderdiğimiz çocuklarımızın okul çantalarından tutunda bütün malzemeleri bile yabancı isimlerle dolu.

Biz bu hale gelecek millet miydik?

***

Yılbaşı geliyor.

Noel Babasız hediye yok.

Noel Baba sevgisi artıyor.

Emperyalizm işte bizim bu zayıf tarafımızdan böyle besleniyor.

Büyükbabasının adını bile hatırlayamayan torunlar Noel Babaya hayran bırakılmak isteniyor.

Keşke onların NO (Hayır) –EL (Yabancı) Baba olduklarını bilebilselerdi.

Yaşlı anne ve babalarını huzurevlerine, yada yalnızlığa mahkum edenler, yılbaşı gelince evlerine kendi boylarındaki Noel Babayı oturtarak acaba hangi sevgilerine cevap vermeye çalışıyorlar merak ediyorum.

***

Dili yozlaştırıyorlar.

Dünyanın hiçbir ülkesinde bizde olduğu kadar karma dil olduğunu sanmıyorum.

Bir tarafta argo bir tarafta yabancı, öte yanda uydurukça kelimeler.

Yanlış anlaşılmasın, Urduca demiyorum uydurukça diyorum.

Söyler misiniz bu durumda dil neylesin?

Elâlem günlük konuşmasını en az on bin kelimeyle yaparken biz üç binden aşağılara düşürdük.

Yazık değil mi?

***

Mustafa Kemal ATATÜRK " Ülkesini, yüksek istiklalini korumasını bilen Türk milleti dilini de yabancı diller boyunduruğundan kurtarmalıdır." Diyor.

Yani düşmana karşı verdiğimiz mücadelede başarılı olduk.

Sıra dilde diyor.

Bununla yetmiyor.

Dili Türk Milletine emanet ediyor.

Peki dil konusunda biz tam tersini yapmış olmuyor muyuz?

İsmet İNÖNÜ -1941'deki Dil Bayramında yaptığı konuşmada; "Eğer Türkler bilimin her dalında yabancı diller için çalıştıkları kadar, kendi öz dilleri için emek çekselerdi, Türk dili çok zamandan beri eksikliklerinden tümüyle kurtulmuş ve uygarlık dünyasının örnek bir dili olmuş olurdu" diyerek bir gerçeğin altını çiziyordu.

***

Hani bir konferans ta yabancı bir diplomat Fuat Paşaya dünyanın en güçlü devleti kim diye sorar. O da Osmanlı Devleti diyerek cevap verir. Nasıl olur der. Osmanlı son günlerini yaşamıyor mu?

Yoo der Fuat Paşa; “Yıllardır biz içeriden siz de dışarıdan yıkmaya çalıyoruz da yine de bir türlü yıkılmak bilmiyor!”

***

Türkçe’ye yaptığımızın da bundan farkı yok.

Demek ki dünyanın en güçlü lisanı Türkçe imiş.

Dilsiz millet ve medeniyet olmaz.

Dilinizi kaybederseniz tarihinizi de kaybedersiniz.

Çünkü tarih dil ile yazılır.

***

Cemil Meriç “Kamusa uzanan el namusa uzanmıştır” diyor.

Dil bir milletin namusudur.

Kamusunu koruyamayanlar namusunu da koruyamamış olurlar.

Fazıl Hüsnü Dağlarca ‘da “Türkçe bizim ses bayrağımızdır” diyor.

Anlıyor muyuz şimdi bir lisanın üzerinde niye bu kadar hassas durulduğunu?

Bizim kavlimize göre bayrağa saygısızlık ne ise dile saygısızlık ta odur.

***

Yazılacak ve söylenecek o kadar çok şey var ki…

Neyse.

Dile dikkat, hem de pür dikkat.

 
Toplam blog
: 574
: 922
Kayıt tarihi
: 09.08.06
 
 

Samsun Yazarlar Derneği (Kurucu) Başkanı. 12 kitabı neşredildi. Türk Güreşinin Sembol ismi Yaşar ..