Bu dünyadan gidilir gidilmese de aldırmadan yürüyende ahım kalacak

Dünya bir zamanlar daha yeşil, yaşanılabilir bir yerdi. Bol okjisenli gökyüzünün mavisi berrak sularda daha parıltılı bir şekilde hissettirirdi kendini. Doğaya hakim olmaya başlayan insanın açgözlülüğü, hep daha fazlasını isteyen tavrı sebebiyle doğa baltalanmaya başladı. Nüfus arttıkça ihtiyaçlar, ihtiyaçlar arttıkça imalathaneler, yerleşmeler; bunlar arttıkça da kirlilik arttı. İnsanoğlu da boş durmadı, hızlandırdı bu kirlenme sürecini. Fabrikalar kirli atıklarını denize salarken onlar da çöplerini attılar. Ufak ufak başlayan kirlenme büyüyünce beraberinde küresel ısınmayı; küresel ısınma da iklim değişikliklerini, bazı canlı türlerinin yok olmasını; o canlı türlerinin yok olması ise bazı canlı türlerinin gereksiz artışını getirdi. Kurulu bir sistem halinde işleyen ekosistemin çarkları takılmaya başladı.

Bugün hayatımızı kolaylaştıran teknolojinin çevremize zararı azımsanamayacak ölçüde. Her geçen gün trafikteki araç sayısı artmakta. Araçların egzoz dumanları da ozon tabakasının incelmesine sebep olmakta. Sanayi devrimiyle artmaya başlayan fabrikalar, termik santraller havayı kirletip havanın yoğunlaşmasına sebep olarak asit yağmurlarının yağdırmakta. Bu da toprağımıza temas etmesi anlamına gelmekte. Nükleer denemeler, endüstri için yapılan üretimler çevreyi kirletmekle kalmayıp, radyoaktif maddelerden etkilenen hayvanla ve bitkiler aracılığıyla insanlara zarar vermekte.

Biz doğaya dolayısıyla kendimize zarar verirken ağaçlarımız bizim için çalışıyor. Yeryüzündeki tozu, toksik ve radyoaktif maddeleri emiyor, rahat nefes almamız için uğraşıyor. Topraktaki fazla suyu emip gerektiğinde geri vererek toprak kayıplarını önlüyor, toprağın canlılığını ve verimliliğini koruyor ama biz onlara sahip çıkamıyoruz. Yılbaşından bu yana bin yüz altmış beş yangında üç bin otuz iki hektarlık orman alanı kül oldu.

"Bu dünyadan gidilir, gidilmese de aldırmadan yürüyende ahım kalacak. "Bu dünya hepimizin. Bugün bizimse yarın çocuklarımızın, öbür gün torunlarımızın. Dünyayı daha yaşanılır, rahat neses alınır bir yer haline getirmek hepimizin vazifesi. Bir fidan belki de yeşil dünyamızı aydınlatacak bir kibrit olur ve emanet alıp düzgünce koruyamadığımız ormanlarımızı geç de olsa evlatlarımıza teslim edebiliriz. Daha güzel bir dünya için herkes elinden geleni yapmalı. Başkaları dünyaya bakıp "neden" derken biz yeni bir dünyaya bakıp "neden olmasın" diye sormalıyız.