Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Mart '13

 
Kategori
Siyaset
 

Bu Gün 16 Mart!

Bu Gün 16 Mart!
 

  • Bu gün 16 Mart!
  • Antalya’da parçalı bulutlu bir hava, yar yar açan bir güneş ve insanın içini ısıtan bir canlılık var.
  • Bahar…
  • Bahar Antalya’da adım adım yüzünü gösterir oldu. Balkondaki yediveren gülü de yeşillenmeye, yapraklanmaya başladı.
  • Yediveren gülünü seviyorum… Hele ki kırmızı olanı var ya!
  •  
  • Bu gün 16 Mart!
  • Sabahın körü denecek bir saat… Masamın başında, bilgisayarın karşısındayım.
  • Facebook’a göz atıyorum… İnternet sitelerinde dolaşıyorum… Haberleri okuyorum. Yazılanlara, çizilenlere bakıyorum.
  •  
  • Bir tarafta baharın gelişi, diğer yanda bir dönemin 16 Mart’ı!
  • Evet ya!
  • Bir dönemin 16 Mart’ı! Yıl 978!
  • Yer Beyazıt…
  • Mekân İstanbul Üniversitesi…
  • Devletin derin güçleri marifetince öğrencilerin üzerine atılan bomba ve yedi devrimci öğrencinin katledilmesi.
  • 12 Eylül darbesine giden yolda döşenen kilometre taşlarından birisi…
  • Ve bu gün…
  • Daha birkaç yıl öncesinde dava yine devletin derin güçleri marifetince zaman aşımı sıfatı kazandı. Ölenler öldüğüyle kaldı.
  •  
  • Ve sonra…
  •  
  • 16 Mart 1988!
  • Kürt halkına karşı tarihin en büyük katliamlarından birisi Halepçe’de gerçekleştirildi. Saddam Hüseyin’in emriyle Halepçe’de Kürt halkı üzerinde kimyasal silah kullanıldı ve beş binin üzerinde insan yaşamını yitirdi. Katliamdan sonra bölgeye giden gazeteciler ve insan hakları savunucuları, “Her şey yerli yerinde duruyordu ama bütün canlılar ölmüştü” diyerek tarihe not düşmüşlerdi. Ve bu katliamda pek tabi ki Saddam Hüseyin isimli diktatör yalnız değildi. Bu katliama bir taraftan Türkiye destek verirken, diğer yandan körfez ülkeleri ve Avrupa ülkeleri de bu katliamın aleti olmuştu.
  •  
  • Nasıl mı?
  •  
  • Kürt halkı üzerinde kullanılan kimyasal silahlar Belçika, İsviçre, Fransa ve Almanya’da üretilmiş, Türkiye’ye getirilerek Mersin Limanında Türk şirketlerince paketlenerek ülkeye daha fazla döviz kazandırmak adına Irak’a, Saddam Hüseyin’in kucağına gönderilmişti.
  • Halepçe katliamı sonrasında memleketimizin medar-ı iftarı! Hürriyet Gazetesi “Katliama alet olduk” manşetini atarak efendilerine “vah tüh” havasında göndermelerde bulnuyordu..
  • Pek tabi ki bu katliam bir soykırımdı. Ama dünya bu katliama öyle bir utanmazca sessiz kaldı ki…
  •  
  • Lafı uzatmayayım ve bölgeye giden Gazeteci Ramazan Öztürk’ün katliamın hemen sonrasında gördüğü manzara sonrasında tarihe not olarak anlattıklarını buraya nakledeyim.
  • "Bütün sokaklar cesetlerle doluydu. Etrafta dayanılmaz bir koku hakimdi. Körpecik bebelerden bazılarının derileri kavrulmuş, bazılarının vücudu mosmor kesilmişti. Cesetlerin çoğu kadın, çocuk ve yaşlı insanlara aitti. Bazı bebekler annelerinin kucağından fırlamış yerde sere serpe yatıyorlardı. Kimi evinin avlusunda kurulmuş sofra başında; kimi kapının eşiğinde; kimi bebeğini emzirirken; kimi oyun oynarken yakalanmıştı zehirli ölümün pençesine... Şehrin dışındaki boş tarlalarda ise, toplu halde ölmüş yüzlerce insan vardı. Uzaktan bakıldığında, sanki tarlalarda ot yerine insan bedenleri biçilmişti. Bu açık hava mezarlığında, yine kadın ve çocuklar çoğunluktaydı. Hepsi birbirlerine sokulmuş, korkunç ölüme teslim olmuşlardı. Bazıları ise, su birikintilerinin başında ölüvermişlerdi. Bunlar da, kimyasal gazların yaktığı vücutlarını suyla ıslatarak, kurtulmaya çalışanlardı. Toplu cesetlerin arka planında, otlarken yine zehirli gazın etkisiyle telef olmuş ve vücutları şişmiş hayvanların görüntüsü göze çarpıyordu. Kısacası, bomba isabeti almış birkaç binanın dışında her şey yerli yerindeydi, ama bütün canlılar ölmüştü."
  •  
  • Bu gün 16 Mart!
  •  
  •  
 
Toplam blog
: 1509
: 1145
Kayıt tarihi
: 07.08.07
 
 

Yazarım... Okurum... Öğrencilik yıllarımda çok yazdım... Kompozisyon derslerinde yazdım... Duvar ..