Bu gün keşke 19 Mayıs 1919 olsaydı...

Dünyada kaç ülkede vardır acaba? Ben bilmiyorum.

Kaç ülkede Gençlik bayramı, kaç ülkede spor bayramı vardır?

Kaç ülkede çocuk bayramı vardır?

Eğer varsa, en fazla 3-5 ülkede olur.

Çocuk bayramı, gençlik bayramı ve spor bayramı…

Eğer başka örneği yoksa övünmeye başlayabiliriz.

- Dünyada sadece bizde var…

Var da ne oluyor?

Ülkemde çocukların sorunları çözülmüş mü?

Ülkemde gençlik sorunları çözülmüş mü?

Ülkemde spor sorunları çözülmüş mü?

Yoksa hepsi de katmerleşerek artıyor mu?

Bu gün 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı.

Büyük insanlar büyük büyük laflar ederek konuşacaklar.

Gençlere duyulan güven, vatanın Türk gençliğine emanet edilişi… Bildik cümlelerle, bildik ağızlar tarafından klişe cümlelerle anlatılacak.

20 Mayıs sabahında bu laflar uçan balon gibi uçup gidecek. Tören sırasında ellerine tutuşturulan konuşma metni buruşturulup çöpe atılacak. Tıpkı çocuk bayramında olduğu gibi…

Gençlik yine aynı gençlik olacak…

Sorunları bir gün öncesine göre daha da artacak.

( Tıpkı çocuk bayramından sonra olduğu gibi… )

Gençler hala işsiz olacak.

Gençler hala niteliksiz bir eğitim sisteminin içinde öğütülüyor olacak…

Gençler hala gelecek endişesi taşıyor olacak.

Tüm bunlar hiç kimsenin umurunda olmayacak. Ne devlet adamlarının ne de halk olarak bizlerin…

Hiç kimse "bizim umurumuzda olmaz olur mu ?" demesin !

Eğer umurumuzda olsaydı gençlerin geleceği için telaşlanıp, bunca yıldır onların geleceği için yollara dökülmez miydik? Dökülürdük!

Dökülmedik mi ? Evet döküldük. Hem de sapır-sapır…

Gençliğin tüm sorunlarını gençlerin kucağına bırakmadık mı? Bizim gençliğimizde bizim kucağımıza bırakmadılar mı?

Şöyle bir bakın, bizim gençliğimizi yok edenler hala siyaset meydanında değiller mi ?

Her bayram nutuklar atmadılar mı ?

Her nutuktan sonra ellerine tutuşturulan konuşma metnini buruşturup çöpe atmadılar mı?

Biz gençlik adına hala onlardan ya da onların öğrencilerinden medet ummuyor muyuz?

Bu gün 19 Mayıs 1919…

Mustafa Kemal ve arkadaşları “vatan kurtarmak bize mi kalmış abi, boş verin, biz işimize bakalım” demediler ve yıllar sürecek büyük bir mücadelenin ilk adımını attılar.

Onları karşılayan halkın içinde çocuklar ve gençler var.

Çocuklar ve gençlerle omuz omuza bir savaşın içinde girdiler.

Gençler ve çocuklar şehit oldular, gazi oldular.

O gençler ki, o çocuklar ki, bize bu günü sağladılar.

Canları pahasına…

Mustafa Kemal şehit gençlerimizin, gazi gençlerimizin anısına tüm gençlere seslendi:

Gençler,
Cesaretimizi güçlendiren ve sürdüren sizlersiniz. Siz, almakta olduğunuz terbiye ve kültür ile insanlık değerinin, vatan sevgisinin en değerli örneği olacaksınız.
Ey yükselen yeni nesil, gelecek sizindir. Cumhuriyeti biz kurduk; onu yükseltecek ve sürdürecek sizsiniz.

Yükselen yeni nesillere Atatürk ne kadar anlatıldı? Ne kadar anlatabildik?

Bu nesillerden Atatürk düşmanları çıkartmadık mı?

Atatürk büyüklere de seslendi:

Gençliği yetiştiriniz. Onlara ilim ve irfanın (kültürün) müspet fikirlerini veriniz. İstikbalin aydınlığına onlarla kavuşacaksınız. Hür fikirler tatbik (uygulama) mevkiine konduğu vakit Türk milleti yükselecektir.

Gençliği yetiştirdiler mi? Yetiştirdik mi? Onlara hangi ilim ve irfanı verdik / verdiler ?

Atatürk’ e yakışan nesiller yetiştirdiniz mi? Yetiştirdik mi ?

Yetişenlere neler yaptınız? Neler yaptık?

Ne yüzle çıkıp konuşacaksınız? Ne yüzle çıkıp konuşacağız?

Mustafa Kemal’ im bizi bağışlayacak mı?

Biz yakıştık mı Mustafa Kemal’ e?

Kendi adıma gençlerden özür diliyorum.

Sizi yetiştiremedik ve size tam bağımsız bir ülke bırakamadık.

Sizi eğitemedik, geleceğinizi alacakaranlığa bıraktık.

Bağışlayın bizi ve kendi yolunuzu Atatürk yolunda yeniden çizin…

Tam bağımsız, huzur ve barış dolu bir ülke yaratın.

Biz yapamadık, siz yapın !

Her şeye karşın;

Esarete, emperyalizme direnişin başlangıcı olan 19 Mayıs 1919 ruhuna sahip çıkın.

Her şeye karşın;

Bayramımız kutlu olsun…

Nice bayramlara.

Yolu Atatürk yolu olan ve birinci vazifelerini hiç unutmayan tüm gençlerime sevgilerimi, saygılarımı sunuyorum…