Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Nisan '09

 
Kategori
Siyaset
 

Bu hangi “Ergenekon” peki?

Bu hangi “Ergenekon” peki?
 

Terazi tamam... Kılıç, o da tamam... Peki "Gözü" niye bağlı ki?... Sanırım torpil(!) yapmasın diye!.


Önümüzde bir <ı>“Ergenekon” adı verilen dava var. İşimiz gücümüz bununla yatıp, bununla kalkmak. Ama <ı>“Dava” öyle bir hal aldı ki çuvalın içinde ne ararsanız var. O nedenle de artık ve ne yazık ki <ı>“İnandırıcılık” bakımından her hangi bir kıymeti harbiyesi kalmadı.

<ı>“Kamuya açık” iddianameye baktığınızda da aklınızı karıştıracak birçok şey var. Dava sanki <ı>“Akılları karıştırmak için” açılmış gibi. Oysa iddianame Türk Ceza Kanunun Türkiye Cumhuriyeti Hükümetine karşı silâhlı isyan” başlığını taşıyan bölümünde 313 ve devam maddelerine göre açıldı.

Tabi bunların hepsi bir görüş, düşünce. Yargı kararını (Tarafsız vermesi umuduyla) verdiğinde ak ile kara ortaya çıkacaktır ve çıkmalıdır da.

Ama bir <ı>“Hüküm verilmiş” dava var ki, devamı neden getirilmedi anlamış değilim. Anlatmak için geriye doğru dönelim.

<ı>14 Mart 2008 tarihinde Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya, <ı>“Laikliğe aykırı fiillerin odağı haline geldiği”<ı> iddiasıyla AK Parti'nin kapatılması istemiyle Anayasa Mahkemesi'ne başvurdu. <ı>

<ı>30 Temmuz 2008 tarihinde Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, yaptığı açıklamada Adalet ve Kalkınma Partisi'nin temelli kapatılması isteminin kabul edilmediğini; ancak <ı>“LAİKLİK KARŞITI EYLEMLERİM ODAĞI OLDUĞU” gerekçesiyle, Adalet ve Kalkınma Partisi'ne <ı>“…verilecek hazine yardımında yarı yarıya kesintiye gidileceğini…” açıkladı.

Bu şu demek…

Recep Tayyip Erdoğan’ın genel başkanlığını yaptığı AK Parti, <ı>“Laiklik karşıtı eylemler içindedir” dedi. Bunu derken mahkeme heyetinden 10 kişi <ı>“Evet odak haline gelmiştir” dedi, ancak kapatılma konusuna gelince 6 üye <ı>“Temelli kapatılsın” derken 5 üye <ı>“Hazine yardımı kesilsin” dedi. Kanunun öngördüğü oy oranı olmadığı için de 5 kişinin kararı yürürlüğe konuldu.

Hüküm açık… AKP, <ı>“Laiklik karşıtı eylemler içinde”dir. Bir başka anlatımla, suç <ı>“Sabit” hale gelmiştir.

Şimdi soru: <ı>“Laiklik karşıtı eylemler içindedir” ne demek?

Benim yorumuma göre, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin anayasasının 2. Maddesine karşı eylem içindedir demektir. Yani, devletin <ı>“Laiklik” ilkesi ortadan kaldırılmak istenmektedir. Bu yönde AKP <ı>“Laiklik” ilkesini ortadan kaldırmaya <ı>“Odaklanmış” olmaktadır.

Oysa AKP, iktidar partisidir ve genel başkanı da <ı>“Başbakan” sıfatını taşımaktadır.

Şimdi dönelim tekrar Anayasaya…

<ı>“Yürütme” ana başlığında hükümetin görev ve siyasi sorumluluğunu düzenleyen maddeye. Bu maddenin üçüncü fıkrası aynen şöyle…

<ı>“…Başbakan, bakanların görevlerinin Anayasa ve kanunlara uygun olarak yerine getirilmesini gözetmek ve düzeltici önlemleri almakla yükümlüdür…”

Cumhuriyet Başsavcısı, açtığı davanın iddianamesinde, başta Başbakan olmak üzere birçok bakan ve partinin ileri gelenlerin söz ve davranışlarını göstererek <ı>“Temelli kapatılmasını” istemişti ve bu belgeler kanıt olarak kabul edilip buna göre de karar verilmişti.

<ı>“Adalet ve Kalkınma Partisi, Laiklik karşıtı eylemler içindedir.”

Eğer İktidar Partisi sıfatıyla başbakan o partinin başındaysa, karar verilirken de kendi ağzından çıkan söz ve eylemleri bu karara etken olmuşsa, demek oluyor ki Başbakan ve Ak Parti, anayasanın 2. Maddesindeki devletin niteliği olan <ı>“LAİKLİK” ilkesini kaldırma yönünde “<ı>Odaklanmış” durumdalar. Bu nedenle de karara bağlanmış, hüküm kesinleşmiş bir davanın sonucu itibariyle başbakan, bakanlar ve AKP iktidarı <ı>ANAYASAL bir suç işlemişlerdir.

Türk Ceza Kanunu'nun beşinci bölümünde<ı> “Anayasal Düzene ve Bu Düzenin İşleyişine Karşı Suçlar” ana başlığının ilk maddesi olan 309. Maddesinin birinci fıkrasını okuyalım lütfen.

<ı>

<ı>“Anayasayı ihlâl

<ı>MADDE 309. -<ı> (1) Cebir ve şiddet kullanarak, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya veya bu düzen yerine başka bir düzen getirmeye veya bu düzenin fiilen uygulanmasını önlemeye teşebbüs edenler ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılırlar.”

<ı>

Çünkü… Anayasanın 2. Maddesinde geçen <ı>“Laiklik” ilkesi bir anayasal düzendir. Bu düzenin <ı>“…fiilen uygulanmasını önlemeye teşebbüs edenler ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılırlar.”

<ı>

Ama AK Parti ve ilgilileri cezalandırılmamışlardır.

Ve aynı AK Parti, bu kez <ı>“Ergenekon” davasını kullanarak <ı>ANAYASAL DÜZENİ değiştirmeye yönelik çabalar içindedir.

Elbette bu <ı>“Düşünce ve iddia” tamamen bana aittir.

Ergenekon denilen davanın iddianamesi ile bugüne kadar bu yönde yapılan gözaltılar, ifade almalar, delil toplama yöntemleri ve benzeri davranışlar, beni bu şekilde düşünmeye yönlendirmektedir.

Düşüncelerim doğrudur veya yanlıştır, ama benim <ı>“Özgür düşünme” hakkım içinde düşündüğüm budur.

Ak Parti, anayasal düzeni değiştirmek için <ı>“Odak” olmaya devam etmekte ve <ı>ANAYASA SUÇU işlemektedir.

Ve…

Soru şu: <ı>Peki, bu hangi “Ergenekon”dur? Ergenekon değilse, adı nedir?

<ı>20 NİSAN 2009

 
Toplam blog
: 146
: 576
Kayıt tarihi
: 17.01.09
 
 

Yazacak belki bir çok şey vardır, ancak sadece "Yazmak en büyük tutkum" desem!... Sonrasında da zate..