Bu Hıdırellez'de farklı şeyler dileyin

Hıdırellez'i oldum olası severim; gelenek göreneklere uygun biçimde geçirmeye çalışırım; hem kendim hem yakınlarım için dileklerde bulunurum. Tabii yıllardır deniz kenarında yaşıyor olmanın üstünlüklerinden de yararlanarak... Ama, bu yıl Türk halkı ve tüm insanlık için dileklerde bulunacağım.

Hıdırellez, Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan, Yusuf Aslan'ın idamlarıyla çakışıyor 1972'den beri. Ben öncelikle, artık böyle haksız, adaletsiz, hüküm ve cezaların, idamların olmamasını diliyorum. İnsanlar öldükten ya da yıllarca hapis yattıktan sonra, masumiyetleri ya da o cezaları haketmedikleri anlaşılsa, neye yarar? Onların ve yakınlarının "Kahraman" ilan edilmelerine gereksinimleri var mıdır? Belki çektikleri eziyetler, bir inanç, sabır, tevekkül sınavı, süreci sayılabilir yaşayanlar için. Ama, olması gereken, gerçek suçluların zamanında yargılanıp, cezalarını çekmeleridir. Kamu vicdanını rahatlatan aslında budur. Benim gibi "İlahi Adalet"e güvenenler için bile kötü, suçlu, günahkar kişilerin cezasını tez elden bulması, inancımızın pekişmesi, rahatlamamız, "İbret-i Alem" için gerekli. Yani, ben artık Hıdırellez'de hakça, adil bir düzen, sevgi ve barış dolu, gönençli, temiz bir dünya diliyorum. Zaten bazılarının açgözlülüğü, sömürü düzeni olmasa, doğanın nimetleri tüm canlılara fazlasıyla yeter; bu bilimsel bir gerçek.

Tabii kendimin, evlatlarımın, sevdiklerimin ruhen, bedenen sağlıklı olmamız, huzurlu, mutlu bir yaşam ve bazı özdeksel dileklerim de dualarımda yer bulur her zaman. Ama, bunlar, öbür dilekler gerçekleşmeyince ne ölçüde önemli ve kıymetli?... Sağda solda savaş, yoksulluk, açlık, zulüm, vahşet, haksızlıklar sürüp giderken, ben varlık içerisinde mutlu olabilir miyim?

"'İnsanın insana zulmü' sürdükçe, sürüp gidecekse, kopsun şu kıyamet bir an önce!"diyesim var. Ama, sonsuz umudum da var. Bu yüzden dualarım ve dileklerim hiç bitmeyecek. Allah'a şükür!

Gülçin ERŞEN - 5 Mayıs 2014 / Güllük