Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Ağustos '08

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Bu iradenin ardında yatan şeyin bir özgürlük tutkusu, bir vatan sevgisi olmadığını düşünebiliriz

Bu iradenin ardında yatan şeyin bir özgürlük tutkusu, bir vatan sevgisi olmadığını düşünebiliriz
 

Baskının asıl hedefi olan kadınların bir baskıcıya dönüşmesini de bir vaka olarak inceleyebiliriz.


Analiz:
Toplumsal yaşamın dengelerini bozacak siyasi hedefler ve oyunlar bir kaç yıla sığmaz. Büyük dengeleri bozacak büyük oyunlar ve irade gerekir. Bu iradenin ardında yatan şeyin bir özgürlük tutkusu, bir vatan sevgisi olmadığını artık görmek gerekiyor.

İdeolojik takıntılı siyasi iktidarların dinle yaptığı hesaplaşmayı, radikal din takıntılı siyasi iktidar modern yaşam değerleri ile yapıyor. Tamamen kişisel tercih olan bir tüketim maddesini satanlar, kullananlar her gün baskıya uğruyor ve yasaklara maruz bırakılıyor. Vergilerimizle şekillenen belediye işletmeleri gazozdan başka şey satmamaya başlıyorlar.

Felsefi olarak incelendiğinde aslında birbirlerinden farklı bir yerde olmayan “baskıcılar” kendi dışındaki topluluğu entrika, baskı ve aymazlıkla yönetmeye dağıtmaya ve geriletmeye devam ediyor.

Kazanma şansları var mı? Bu mümkün görünmüyor. Kayıplar, gerileme ne boyutta olursa olsun toplum bir gün öyle bir sıçrama gerçekleştirir ki bu kayıpların tümünün acısını çıkaracak bir mesafeye ulaşır. Korkmadan sabırlı bir bekleyiş ve aydınlanmaya ihtiyaç olduğu açık.

Baskının asıl hedefi olan kadınların bir baskıcıya dönüşmesini de bir sosyolojik vaka olarak ayrıca ele almak gerekiyor. Annelik dürtüsü ile kendini baskıcı ile bütünleştirme, kendini o sayma gibi nedenlerle kadınlar kendilerine yasak ve karanlık getiren bu oyunların destekçisi olarak bulabiliyorlar.

Modern yaşam değerleri kendi testinden geçiyor.

Yasaklar sokak sokak, dalga dalga çoğunluğu “topluluk baskısı” olacak şekilde ilerliyor. Geçen hafta Üsküdar’ın merkezine inerken her zaman alışveriş ettiğim tekel bayi de bir inşaat canlılığı vardı. Bu hafta mesele anlaşıldı, tekel bayi şimdi “sıhhatli ve sağlıklı” meyve suları satmak üzere yeniden düzenlendi.

Bunda bayinin kişisel seçimi ne ölçüde bilemiyorum, bana yansıyan, bir semt kale burcunun daha yıkıldığı hissini veriyor.


Yorum:
Anadolu’dan başlayarak şehirlere doğru gerçekleşen kuşatma ve işgal özgür düşünceyi, yaratıcılığı ve bireyi yok ederek gelmeye devam ediyor. Küçücük dükkanlarında baskıya uğrayan esnaf komşularınca bile artık hor görülebiliyor. Yasakların nedeni ve gerekçesi ne olursa olsun ister açıktan, ister kapalı sistemde can sıkmaya, cumhuriyet ve modernlik değerlerini kemirmeye devam ediyor.

Konu hassas biçimde toplum inancı imiş gibi gösteriliyor, oysa gerçeğin inançla ilgisi yok. İnanç, bu denli tehlike ve baskı altında olmamıştı. İnancın nasıl yaşanacağı hakkında topluma dayatma yapanların bu hakkı nereden aldıklarını sormak gerekiyor.



Sonuç:
Başta diyanet işleri olmak üzere inanç ile ilgili yetkili kişiler, tarikatlar uygulamada fetva, onay verecek makamlar olamazlar. İnançlarda onay makamları sonsuza kadar kapanmıştır. Her kim onay ,fetva vermek için ortaya çıkar ona “Peygamber” muamelesi yapmak gerekir ki bu da inancın kendi prensiplerine aykırıdır.

 
Toplam blog
: 202
: 994
Kayıt tarihi
: 29.06.07
 
 

Sosyal medya danışmanı, grafik tasarımcı.  ..