Bu ülkede çocuk olmak...

Vakit öğleye yaklaşıyordu. Henüz altı yaşında olan Küçük Yücel, beş kardeşin en küçüğüydü. İki ağabeyi ile birlikte atık kâğıt topluyordu. Yorulmuştu.  Bitkin görünüyordu. Bir ara ağabeyi Süleyman’a,’’Abi, çok acıktım, susadım da…’’ diye mırıldandı. ‘’Tamam, şunları depoya teslim edelim, eve gider karnımızı doyururuz,’’ dedi ağabeyi.

Saat 14.00 sıralarında evde babası, annesi ve ağabeyleriyle birlikte yer sofrasındaydılar. Küçük Yücel, etrafına bakınmadan tarhana çorbasına kaşık sallıyordu. Bacağı yan yatmış tahta sehpanın zor taşıdığı eski televizyonun haber saati gelmişti.

Ekranda Başbakan Tayyip Erdoğan vardı. Japonya’nın başkenti  Tokyo’da katıldığı bir konferansta, Türkiye ekonomisinin bugünkü durumu hakkında bilgi veriyordu:

‘’Millî gelirimiz 2012 sonu itibariyle 786 milyar dolara ulaştı. Şu an itibariyle de 800 milyar doları aştı. Türkiye büyümeye devam ediyor.’’

***

Başbakan cümlesini bitirdiği anda Küçük Yücel babasına dönerek, ‘’Baba, bak Türkiye zengin olmuş. Herkes zengin olmuş. Peki neden biz çok fakiriz?’’ diye sordu.

Baba, beklemediği bu soru karşısında ne diyeceğini bilemedi. Sadece başını iki yana sallamakla yetindi.

Yemek biter bitmez Küçük Yücel, ağabeyleriyle birlikte tekrar işe çıktı.

Evlerinin 100 metre uzağındaki Karlıdağ Caddesi’nde kaldırımdaki kartonları tüm gücüyle kucakladı. Minik elleriyle düşürmemek için gayret sarf ederek caddenin karşısına doğru koştu.

İşte o an acı bir fren sesi ortalığı çınlattı.

Küçük Yücel, babasına sorduğu sorunun yanıtını alamadan hayata gözlerini yumdu.

***

O  henüz 14 yaşındaydı. Kendince hayalleri vardı. Berkin Elvan’dan söz ediyorum.  16 Haziran sabahı, Gezi Parkı eylemleri sırasında ekmek almak için evden çıkmıştı. Polisin attığı gaz kapsülüyle başından yaralandı.

Berkin Elvan hâlâ komada…

***

Tarih, 3 Ekim 2012

Suriye’nin Rakka kentine bağlı Tel Abyad ilçesinde ateşlenen top mermileri, Şanlıurfa’nın Akçakale ilçesinde bir mahalleye düştü. Ortalık ana baba gününe dönüştü. Feryatlar ve çığlıklar toz dumana karıştı. Sonuç, üçü çocuk, ikisi kadın beş ölü…

Tarih, 9 Ekim 2009

Şırnak’ın Cizre ilçesinde, annesinin kucağında uyumakta olan 1.5 yaşındaki Mehmet’e gaz fişeği isabet etti. Ağır yaralanan minik Mehmet bir daha hiç uyanamadı.

………

Hürriyet gazetesi yazarlarından Tolga Tanış, 15 Aralık 2013 tarihli makalesinde şunları yazmıştı:

Hükümet yetkilileri her fırsatta,’’Suriye’ye silah sağlamıyoruz,’’diyorlar. Ancak geçtiğimiz haziran ayından bu yana giden 47 ton silahın belgesi var. Belgelerin kaynağı, Birleşmiş Milletler ve TUİK.

***

Bir gazete haberi: Niğde’ye bağlı Dündarlı kasabasında, ilkokul çağında nişanlandırılan kız çocukları, 11-14 yaşları arasında evlendiriliyorlar. Çocuk yaştaki kızların, Çorum, Amasya, Çankırı ve Tokat gibi kentlerde, hiç evlenemeyen ve dul kalan erkeklere 1000 ya da 5 bin liraya satıldığı belirtildi.

***

Çağdaş Hukukçular Derneği İzmir Şubesi’nin bir cezaevinde yaptığı araştırmalar rapora dönüştürüldü. Raporda şu saptamalara yer veriliyor:

1. Çocuk mahpuslardan İ.A.’nın gözü, tutuklanmadan önce geçirdiği bir kaza nedeniyle yaralıyken cezaevine girdi. Dışarıdayken tedavi olan gözü az da olsa görebiliyorken, tutuklandıktan sonra tedavinin yarım kalması ve tüm taleplere rağmen tedavinin yapılmaması nedeniyle artık görmüyor.
2. Çocuklar, gardiyanların kendilerine şiddet uyguladığını, süngerli odaya alınıp kameralar kapatılarak dövüldüklerini söylediler.
3. Çocuklar dövüldükten sonra kurum müdürünün kararıyla 2-3 metrekarelik hücrelere kapatılıyor.
4. S.D. adlı çocuğun, yaşadığı işkenceler nedeniyle çamaşır suyu içerek intihar girişiminde bulunduğu ve Aliağa Devlet Hastanesi’nde 4 gün tedavi gördüğü belirtiliyor.

……….

ANAYASA  3.BÖLÜM

Madde 41- Devlet, ailenin huzur ve refahı ile özellikle ANANIN ve ÇOCUKLARIN korunması için gerekli tedbirleri alır, teşkilatı kurar. Devlet her türlü istismara karşı ÇOCUKLARI KORUYUCU tedbirleri alır.