- Kategori
- Bayramlar
Bugün 23 Nisan, Herşeye Rağmen Umut Etmek İstiyor İnsan
Bugünkü psikologların önerisini O, o günlerde önemini anlayarak uygulamış...
Keşke o klişe söylemi gerçekten gönlümüzden gelerek içi dolu dolu söyleyebilsek...
Bugün 23 Nisan neşe doluyor insan... Ah, keşke, keşke...
Hergün şehit haberlerini -maalesef ki- kanıksadığımız ekranda; o çakı gibi aslan parçalarının, ateş gibi ama yine de hüzün ışıklarının yansıdığı, o güzelim ana kuzularının gözlerine bakamıyor insan...
Kendileri daha çocukluktan yeni çıkmış ama bebekleri , çocukları var ... Al bayrağa sarılı tabutlara sarılıp babalarına veda busesi gönderen henüz okul çağına girmiş yetimler... Hiçbir şeyin farkında olmayıp yakınlarının kucaklarında, tüm yaşamlarını baba kokusundan yoksun geçireceğinin ayırdında olmayan mini miniler...
Ya; daha sokakta oyun oynayacak, bebek oynayacak çağda babaları ve hatta dedeleri yaşındaki adamlarla evlendirilmek zorunda bırakılan "çocuk gelinler"... Çocuktan gelin mi olur. Söylemesi bile ne kadar itici... Olsa olsa ablasının, teyze kızının düğününde "nedime" olarak bir kaç saatliğine gelin giysisi içinde nenelerine dedelerine duygulu anlar yaşatır çocuk dediğin, o kadar ...
Tanımadıkları insanlar bir yana; abi, kardeş hatta öz babanın, öğretmenin tecavüzünü; o küçücük dünyasında korkarak, saklayarak çekmek zorunda olan çocuklarımız, hayatı karartılan , bizim çocuklarımız....
Yoklukla, açlıkla, sefaletle boğuşan çocuklarımız.... Bizim çocuklarımız...
Kendi karınlarını doyurmaktan aciz insanlar; maddi durumu çok iyi olanların bile ikinciyi, üçüncüyü çekinerek dünyaya getirdikleri günümüz olumsuz koşullarında, nasıl beş altı hatta daha fazla çocuk yaparlar gerçekten anlamak mümkün değil... Sayıları üç yakında da beş milyona çıkacağı söylenen Suriyeli'lere ne demeli... Allahım! Savaştan kaçmışlar , elin memleketinde göçmen yaşyorlar , ne arada dünyaya getiriyorlar o günahsız yavruları , anlayan beri gelsin ... Dilendirmek ya da kendileri dilenirken yanlarında konu mankeni olmaları için mi... Ana balarına kızıyor ama ayakları çıplak sefalet içindeki çocukları görünce yüreğimiz sızlıyor...
Çok şükür ki, güzel örnekler de var... Nobel ödüllü gururumuz Prof. Aziz Sancar'ın sorumluluğundaki küçük bilim adamları... Her biri ne kadar hevesli ; ışık saçan gözlerine baktığınızda, bilinçli heyecanlı sözlerini duyduğunuzda, geleceğin Türkiye'si ile ilgili umutlarınız yeşeriyor...
Sporda, sanatta, bilimde uluslararası ölçütlerde başarılarını kanıtlayan, ülkemizin adını duyuran gençlerimiz hiç de az değil...
Dileğim; tüm çocuklarımızın; dünyada çocuk bayramını kutlayan tek ülke olmamızı sağlayan, onlara bu bayramı armağan eden Atatürk'ümüze layık olarak yetişmeleri ... Bu ülkenin her karışında şehit kanı olduğunun bilinciyle, her türlü olumsuz koşulla savaşabilmeleri...
Facebook'daki paylaşımlarda o büyük önderin arkasında devlet erkanı adamlar olduğu halde elinden tuttuğu beyaz elbiseli küçük kızı görüyoruz. Onun gibi lider, devlet adamı başka ülkelerde var mıdır acaba... O kadar önemli işler ve adamlar içinde manevi kızını sanki sıradan bir adamın parka götürdüğü gibi elinden tutmuş yürüyor ....
Çocuğa, dolayısı ile ülkenin geleceğine verdiği önem bu resimlerden de belli oluyor...
Bir tanesinde de, yine Ülkü'yü kendi göz hizasına gelecek şekilde yüksekce bir yere çıkarmış, gözlerinin içine bakıp ellerini tutarak onunla sohbet ediyor. Büyük olasılıkla çocuğun elbette çocukca bir sorunu veya şikayeti var , karşısındaki onu büyük bir insanmış gibi dikkatle dinliyor...
Meclisin açıldığı 23 Nisan 1920'de hocalarla birlikte Kur'an okunarak dualar edildiği anların resminde de ellerini dua için açmış... Onu dinsizlikle suçlayan asıl din düşmanları hiç boşuna heveslenip onu unutturmaya, O'ndan soğutmaya çalışmasınlar gençlerimizi...
İşte her şeye , tüm acılara rağmen coşkuyla kutlandı bir 23 Nisan daha...
Minikler bile ; sol yanlarını göstererek, ATATÜRK nerede? sorusuna "Burada" dediler...
Kutlu olsun; 23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK ve ÇOCUK BAYRAMI, tüm Atatürk çocuklarına ...