Bugün bayram

Bugün Cumhuriyet Bayramı. Cumhuriyetin ilanının 84. yıldönümü. Hepimize kutlu olsun.

Bayramların özelliği, kucaklayıcı ve birleştirici olmalarıdır. Bayramlar, insanların coşkulu, nazik, hoşgörülü ve bağışlayıcı yanlarının daha çok öne çıktığı muştulu günlerdir.

O zaman, bayram mesajları da bu duyguları pekiştirmelidir. Fikirleri, inançları ve kanaatleri ne olursa olsun bütün vatandaşlarımızın, cumhuriyetin şemsiyesi altında bulunduğunu vurgulamalıdır. Vurgulamalıdır ki, bu ülkenin yurttaşı olan hiç bir fert, kendisini dışlanmış hissetmesin.

Mesajlar, bazı eski cami imamlarının bayram namazı va'zında, cemaatin bir kısmını kasederek, " Ramazan'da oruç tutmadınız, tedavih namazı kılmadınız... Şimdi buraya niye geldiniz?" dediklerine benzememelidir. Çünkü fertlerin, demokrasi ve hukuk ilkeleri dahilinde kullandığı insani tercihleri, kimsenin inhisarında değildir.

Yazık ki, son yıllarda biraz yumuşamış olmasına rağmen, büyüklerimizin bayram mesajları birlik ve beraberliğe destek verecek nitelikte değildir. Daha çok bahsi geçen imamların v'azlarına benzemektedir. En aşağıdaki alıntılarda da (isterseniz) görebileceğiniz gibi, her Cumhuriyet Bayramı mesajında kesintisiz, "laiklik veya irtica" uyarısında bulunulmaktadır.

Sürekli olarak, trenin her an raydan çıkabileceği, laiklik karşıtlarının cumhuriyeti "ham" yapabileceği gibi bir endişe iması yapılmaktadır. Yani, laiklik konusuna devamlı dikkat çekilmektedir. Bu, şahit olduğum her bayramda tekrarlanmaktadır.

Bayram mesajlarının veya başka mesajların ilgili kısımları, medyadaki kimi yazarlar tarfından mercek altında büyütülerek, tokat haline getirilmekte ve halkın bir kesiminin suratına, olanca sertliğiyle indirilmektedir. Böylece fikir önderliği yapan yazarlarımız halkımızı, "cumhuriyet yanlıları ve cumhuriyet karşıtları olarak, iki şıkka ayırmak" gibi büyük bir hizmet yapmış olmaktadır.

Artık bu kabak tadı vermiş söylemin, ne zaman nihayet bulacağını merak ediyorum. Meraktan öte, "acaba ölmeden evvel, içinde tehlike ve tehditlerin değil, toplumu kuşatan müjdelerin bulunduğu bir bayram mesajı duyabilecek miyim" diyorum." Çünkü rahmetli babam duyamadı. Dedem de...

Acaba büyüklerimiz 84 yıldan beri, içlerinde laiklik vurgusu ve irtica tehdidinin olmadığı mesajlar verselerdi nasıl olurdu?

Mesela: "Sevgili Yurttaşlarım. Düşüncelerimiz, inançlarımız, hayat görüşümüz, hatta kökenimiz farklı olabilir. Ama hepimiz bu ülkenin vatandaşlarıyız. Hür, demokratik cumhuriyet sistemimizde, insan olan herkese ve her düşünceye yer vardır. Burada bütün bireyler eşit haklara sahiptir. Bu, sözde hak eşitliği değil, gerçek hak eşitliğidir. Cumhuriyetimizin bütün kurumları buna göre yapılandırılmıştır.

Kim neye inanıyor veya inanmıyor olursa olsun devlet, herkese aynı uzaklıktadır. Belli bir sınıfın veya zümrenin hamisi değildir. Kimin haklı bir davası varsa, mahkemelerimiz onun emrindedir. Çıkan kararların, hukuka ve adalet ilkelerine uygun olacağından kimsenin şüphesi olmamalıdır. Sizi yönetenlere ve devletinize güvenmeye devam edin. Bu güveniniz asla boşa çıkmayacaktır.

Hepinizin 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlu olsun, sevgili vatandaşlarım" biçiminde bir mesaj iyi olmaz mıydı?

..............!!??

Evet... iyi olmazdı. Çünkü kendini, elan yürürlükte bulunan cumhuriyetimizin hamisi gören zihniyetin, bu mesajda anlatılanları yerine getirecek nesnellikte olduğuna ben bile inanamıyorum. Büyüklerimiz nasıl inansın. En iyisi herkes bildiği gibi yapsın. Ben karışmıyorum.

BU KISMI OKUMAK İSTEĞE BAĞLIDIR.

10. Cumhurbaşkanımız Sn. Sezer'in mesajlarında, bir çok değini arasında, en çok vurgulanan laikliktir. Dört bayram mesajından birer cümle aldım. Fikriniz olsun diye.

"Laiklik ilkesinin benimsenmesi, din ve dünya işlerini ayırarak toplumu ve devleti çağdaş bir kimliğe kavuşturmuş, özgürlükler ve demokrasi güvenceye alınmıştır." (83. yıl mesajından)

Nedense büyüklerimiz rejimimizin, kendi bünyesinde oluşturduğu "Diyanet İşleri Başkanlığı" ile, dinin tam göbeğine oturduğunun farkında değildir.

"Bu kurallar, Devlet'i yönetenleri, her şeyden önce laik Cumhuriyet yönünde yanlı olmak zorunda bırakmaktadır". (82. yıl mesajından)

Bir ülkede, devleti yönetenlerin yanlı olduğu rejimin adına demokratik cumhuriyet denemez, diye biliyorum.

"Özgür bireyin ortaya çıkmasını sağlayan laiklik ilkesi, toplum ve cemaat baskısını engellemiş, bireylerin yaratıcılıklarını harekete geçirmiştir." (81. yıl mesajından)

Laiklik ilkesi; kişisel tercihlere, inançlara, sivil toplum faaliyetlerine engel değildir.

"Cumhuriyet'in kurulması ile çağdaşlaşmanın temeli olan laiklik ilkesi benimsenmiş, din bireyin vicdanındaki kutsal yerinde korunmuştur." (80. yıl mesajından)

Dini vicdanlarımızdaki kutsal yerinden çıkarmadan; cuma, bayram, vakit ve cenaze namazlarını nasıl kılarız? Sünnet merasimlerini nasıl yaparız? Ramazan orucunu nasıl tutar, dini bayramları nasıl kutlarız? Bunları yaparken onu, istemesek te görünür kılmak zorundayız.

http://www.belgenet.com/arsiv/cumhuriyet83.html
83 yerine, 82, 81 ve 80 yazarak diğer mesajlara ulaşabilirsiniz

Aşağıdakiler de, Gn. Kur. Başkanımız Sn. Yaşar Büyükanıt'ın iki bayram mesajından alıntıdır.

"Ülkemizin bölünmez bütünlüğüne kasteden teröristler etkisiz hâle getirilinceye kadar Türk Silahlı Kuvvetlerinin bu mücadeleyi sürdüreceğinden kimsenin kuşkusu olmasın." (29 Ekim 2007)

"Türkiye Cumhuriyeti’nin çağdaş kazanımlarına kasteden irtica tehdidi karşısında da en büyük dayanağımız laikliktir." ( 29 Ekim 2007 )

"Ayrıca, etnik milliyetçilik esasına dayanan bölücü terör faaliyetlerini bazı çevrelerin uluslar arası bir zemine çekme girişimlerinin tüm ulusça dikkatle izlenmesi gerekmektedir." (29 Ekim 2006)

"Bir diğer ciddi tehdit de Türkiye Cumhuriyeti`nin laik ve demokratik yapısını, çağdaş kazanımlarını ortadan kaldırmayı amaçlayan irtica tehdididir." ( 29 Ekim 2006 )

Görüldüğü gibi en somut tehdit terör belası olsa da, yanı sıra irtica tehdine dikkat çekmekten vazgeçilmiyor.

http://www.tsk.mil.tr/

Resim:http://www.anitkabir.info/images/articles/37/ata-140.jpg