Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Ağustos '11

 
Kategori
Özel Günler
 

Bugün Benim Doğum Günüm

Bugün Benim Doğum Günüm
 

Çok gariptir her doğum günümde aynı duygular kaplar beni doğum günüme bir gün kala agrasif mutsuz bir ruh hali bir mutsuz olma durumu. 

Başlarda anlam veremiyordum her dogum gunumde giridiğim bu ruh haline ama artık farkındayım. 

Her yeni yaşımda yeni yaşa girmenin mutluluğunu yaşamıyordum. 

Hedeflediğim yerin hala gerisinde oldugumu görmek mutsuz ediyordu beni. Sürekli başarılı olma kaygısıydı beni böylesine mutsuz kılan. 

Okul yıllarında başarılı öğrenci olma kaysısı, sonrasında üniversite sınavını kazanabilme kaygısı, üniversiteden basarı ile mezun olma kaygısı mezun olduktan sonra iş bulabilecek miyim kaygısı is bulunca işteki hedeflerime ulaşabilme kaygısı ve hep bir kıyaslama hep yetersiz görme duygusu. 

Bu klişe uzayıp diyor. Sanırım cocukluğumdan beri duydugum ‘’kocaman kız oldun artık, bundan daha büyük olamazsın’’ sözünün küçüklüğümden beri bende yarattıgı etkiden olsa gerek, sürekli başarıyı yaşla kıyaslamama sebep oldu. 

Yaşım okadar büyük olmasada bu kaygılardan uzak duramadım hiç. Kendime göre her yeni yaşın sorumlulukları vardı ve başkasına göre başarılı sayılsamda eksik olan yetersiz olan tamamlanması gereken hep birseyler vardı. Bu yüzden farkı varmadan hep gergin hep mutsuz kimi zamanda gizli gözyaşları içinde girerdim yeni yaşıma 

Bugun benim dogum günüm, gelenek yine bozulmadı dünden baslaldı sebepsiz gerginliklerim, mutsuz ruh halim. 

Ama bugun öyle değilim. Dün dolabımı düzeltirken bir defter gözüme çarptı. Mezun olduktan sonra çalıştıgım ilk iş yerinden aynı odayı paylastıgım bir arkadasımla mesai saatlerimizin uyuşmazlıgından kendimize bir defter edinip birbirimize anlatamadıgımız sorunları dertleri sevinçleri ve sırları bu deftere yazardık. 

Bir sayfası ona ait diğer sayfa bana ait. Stresli çalışma koşullarında birbirimize dert yanarken yine ablalık görevi bana düşmüş ve hep akıl veren telkin eden ben olmuşum, o ise sorunlarının yanı sıra her sayfada yazmaktan sıkılmadıgı sevgi sözcükleri ile bitirmiş her yazısını. 

Yüzümde tatlı bir tebessüm, o günler cok zor gecsede ikimiz için şimdi saece güldüğüm anılar olarak kalmış. Ozamanlar sorun olarak gördüğümüz herşey şimdi anlattıkca guldugumuz birer anı şimdi ve taa o zamanlarda ugruna inandıgım hedeflerimi gerceklestirdiğimi görmek ayrı bir gurur kaynagı oldu benim için. 

Yazmak ne kadar güzelmiş geldiğin yerin farkına varman için. İnsan mücadele ettiği yolda ilerlerken gecmişte yasadıklarını unutup sürekli şikayet ediyor. 

Halbuki 2006 yılından bugune ne cok yol kat etmişiz. Hedef koydugum hedef olarak yazdıgım ve paylastıgım cok şeyin gerceklestiğini farketmem ayrı bir gurur kaynagı oldu benim için ve umutsuzluga kapıldıgım şu günlerde ayrı bir ışık oldu benim için. 

İnmak başarmanın yarısıdır, isteyince olur gibi klişelerle kendimi kandırmaktan vazgectiğim şu günlerde gördüm ki, birşeyi çok isteyip yeterince mücadale verince hedefe giden kapılar uzun ya da kısa vadede %100 sizin istediğiniz gibi olmasada gerçekleşiyor. 

Kızgınlıklar, kırgınlıklar unutulup gidiyor. Zira uzun bir süredir görüşmediğim oda arkadasıma karşı yazılanaları okudugumda geçmişte yaptıgı hatalara karşı en ufak bir kızgınlığım kalmadıgını farkettim. Ne çok şey paylaşmısız ne cok sevgi sözleri sarfetmiş ne cok destek olmuşuz birbirimize. 

Kırgınlığımın ve kızgınlıgım yerini tatlı bir tebessüme bıraktı şimdi. 

Yıllar önce safca birbirimize yazdıgımız ve varlıgını bile unuttugum bu defter sayesınde bugun geleneksel dogum günü depresyonunu yaşamıyorum. 

Çünkü gördüm ki hayatımda istediğim şeyler hedeflediğim şeyler yüzde yüz benim istediğim gibi olmasada o dönem imkansız olarak nitelendirdiğim hayata şu anda sahibim. 

Şu anda size önerim eğer hiç denemediyseniz şu an itibari ile kendinize bir defter edinin ve tüm umutsuzluklarınızı, sorunlarınızı, hedeflerinizi, sıkıntılarınızı yaşadıgınız problemeleri sevinçleri bir oda arkadasınız yoksa bile arkadasınıza yazıyor gibi yazın. 

Ama yazmayı hiç bırakmayın yolda arabada otobüste metroda işte yemek aralarında 5 dk bile olsa yazmaktan vazgecmeyın. 

Yıllar sonra acıp okudugunuzda hayatınızda sıkıntı ettiğiniz şeylerin ne küçük şeyler oldugunu, küçük olmasada şu anda o sıkıntı ve stresin yerini nelerin aldıgını zamanında sorun ettiğiniz şeylerden nasıl kurtuldugunuzu, gerceklesmesini istediğiniz şeyin hangi aşamasında oldugunuzu gördüğünüzde şaşıracaksınız. 

Hiçbirşey olmasa bile gecmişe bir yolculuk yapmak yüzde tatlı bir tebessüm uyandıracaktır. Kimbilir yıllar sonra yaşadıgınız hayata, sahip olduklarınıza şükretmeyi öğretebilir yazdıklarınız. 

 
Toplam blog
: 58
: 3499
Kayıt tarihi
: 16.11.10
 
 

Mersin Üniversitesi Turizm Otelcilik Konaklama işletmeciliği mezunuyum. ..