Bugün ne güzel bir gün

Bu sabah pırıl pırıl bir Pensacola sabahına uyandım.Kahvemi alıp bizim küçük bıcırın karşısına oturdum. Ne söyesem gülüyor sabahları. Sanırım onun neşesi bana da sirayet etti. Bir de tabii dışardaki mis gibi hava. Artık eskisi kadar bunaltıcı sıcak değil buraları. Temmuz ayında sokak kapısını açınca fırın gibi bir hava çarpıyordu insanın yüzüne. Şimdilerde çiçekler de açmaya başladı ağaçlarda.

Bu sabah içime birden bir mutluluk doldu. Günlerdir içimi sarmaya çalışan karanık yerini güneşe bıraktı sanki.Birden bugünün büyük damadım Emre Tütüncü'nün doğum günü olduğunu anımsadım. Ona kutlama mesajı yazdım telefondan. Umarım uzun yıllar eşi yani benim büyük kızım ve çocukları, yani torunlarımla mutlu ve sağlıklı bir yaşam sürer. Bugün aynı zamanda 30 Ağustos Büyük Zafer. Bugünleri bize sağlayan büyük Atamızı ve aziz şehitlerimizi hayırla yad ettim .

Bir kaç gün sonra bizim evlilik yıldönümümüz. 6 Eylül. 49 yılı bitirip 50. yıla gireceğiz. Dile kolay 50 yıl,yarım asır.Bir arada. kah kavga, kah mutluluk.İki tane kız çocuk ve 3 torun. Aslında çok farklı kişilikte  iki insanız. Arkadaşlık ve Üniversite yıllarını da dikkate alırsak 53 yıl beraber olması imkansız görünebilir bu kadar farklı iki insann. Demek ki amaç birliği farklı iki insanı 53 yıl bir arada yaşatabiliyor. 

O zaman düşündüm. Madem biz iki farklı kişilik  53 yıl bir arada mutlu, mesut yaşadık, neden ülkelerdeki insanlar farklı görüşleri sebebiyle birbirini yiyor. Onlar da bizim gibi yaşayabilir mutlu mutlu. 

Bu arada Burcu uykudan uyandı. Bu sabah gene bir Hastanede konseri var. Birazdan kahvaltı edip konsere gidecek ve muziği ile ümit aşılayacak acı çeken insanlara. Ne güzel bir uygulama. Pensacola Senfoni Orkestrasının düzenkediği bu haftalık konserler her hafta başka bir hastanede gerçekleşiyor. Hep de Burcu gidiyor konserlere. Ya yalnız çalıyor , ya iki keman, veya flüt ile çalıyor.,Bugün yalnız çalacakmış Burcu.

Bu sabah ne çalacaksın konserde,hangi besteciden diye sordum. Bach diye cevap verdi. Birden Bach'ın ne kadar zorluklarla  yaşamını geçirdiğini düşündüm. 13 Tane çocuk ve kiliselerde ayinlerde çalarak kazanılan bir kaç kuruş. Bütün bu zorluklara karşın bugünlere gelen o eşsiz besteler.

Bach'ın zorluklarla geçen yaşamını düşününce ne kadar şanslı olduğumuzu düşündüm. Bugün kara düşünceleri atıyorum kafamdan .

Burcu öğleden sonra da okula ders vermeye gidecek. Akşamları bana öğrencileri ile olan serüvenlerini anlatıyor bir yandan dizi seyrederken.

Bir süre sonra bugünler bitecek ve özlem başlayacak gene. Olsun ben onun ve bebeğinin dünyanın bir yerlerinde mutlu ve başarılı olduğunu bileyim yeter bana.

Bugün mutluyum ve içimdeki güneşi bir bulutun kapatmasına engel olacağim.