Buna da alışılır

- Şu hale bir bakın! Bu kez HOŞBEŞ ÇAYEVİ’ nde gündemimizin 4+4+4 olmasına karar vermiştik. Okulların açılma zamanı geldi ya… Olmadı… Kan aktı yine… Kan bile akamadı üstelik; parça parça oldular, akamadan, zerreler halinde bozkıra dağıldı kanları…

- Gelin, biz değiştirmeyelim gündemi. Nasıl olsa herkes gazetesinin, radyosunun, televizyonunun başında yeterince kan düşünüyor, tartışıyor…

- Evet, akil adamlar ( ! ) tartışır, çözerler.

- Unutuluyor nasıl olsa ( ! )… Önceki şehit on evlat geçti gitti işte… Bunların da etkisi geçer, yalnızca aileleri bükülü kalır.

* * *

- Haydi hocam, sen başla istersen…

Yıllarını öğretmenlikte tüketmiş BİLGE BEY soruyla başladı anlatısına…

- NEDİR bu 4+4+4 ün gerekçesi? Anlayan oldu mu? Bir gerekçesi varsa ki yaratıcılarına göre, bir GÖSTERİLMEYE ÇALIŞILAN, bir de ŞİMDİLİK GÖRÜLEMEYEN ama gelecek nesilleri istediklerince şekillendirebilme ortamı yaratacak olan gerekçesi vardır kesinlikle, en azından bu denli ansızın, insanlara zulüm olacak şekilde başlatılmasının açıklaması nedir, bunu anlayamıyorum…

- . . .

- Bu beyler yıllarca 8 yıllık kesintisiz eğitime öfke kusmadılar mı? 28 Şubat ürünü idi hani? Şimdi o 8 yılın üzerine, okunması ‘’açık’’ da olsa ‘’kapalı’’ da, 4 yıl daha okuma zorunluluğu gelmedi mi? Biz geçmişleriyle çelişmelerini, yönetim kendilerine geçince, ‘’Zulüm!’’ dedikleri şeylerin daha vahşisini iştahla uyguladıklarını biliyoruz. BUNLARI da, ANADOLUDAKİ BİNLERCE OKULDA ZATEN ÖĞRETMENLERİN BİRÇOK SINIFI BİRARADA OKUTTUĞUNU da, UYGULANACAK MÜFREDATIN GELECEKTEKİ KİŞİLİKLERİN OLUŞUMUNU NASIL ETKİLEYECEĞİNİ de anlatmayacağım.

Ne anlatacağına dikkat kesilmişti insanlar. Çayından yudum almasını, başını eğip, bir süre ayaklarının ucuna sessizce dala kalmasını sabırla beklediler.

* * *

- HADİ GÖZLERİMİZİ KAPATALIM, ESKİLERE, EPEYCE ESKİLERE GİDELİM, EMPATİ YAPALIM; Bizim zamanımızda en az 72 aylık olmak gerekiyordu okula başlamak için, hepimiz öyle başladık. O ilk günlerde neler duyumsadık? İlk günlerde, ilk haftalarda… Kaçımızı annemiz, babamız, anneannemiz, dedemiz götürdü, kaç gün boyunca götürdü, nasıl korkuyla pencereden, büyüklerimizin okul bahçesinde bekleyip beklemediğini kontrol ettik, minicik suratlarımıza nasıl kan hücum etti, ateşler içinde yandık… Bir kısmımız ağlayıp dururken, bir kısmımız ‘’Ben daha akıllıyım, cesurum!’’ havasıyla sezdirmemeye çalıştı… En küçüğümüz 72 aylıktık, bunları yaşamıştık… Empati yaptınız mı? Tamam… ŞİMDİ SORUYORUM; O günleri yaşamak ister misiniz yeniden? Bir tek gününü bile… Peki, 66 aylık çocuklar neler yaşayacak? Onur KAYA 66 aylık… ONUR KAYA OLMAK İSTER MİSİNİZ?

- . . .

- Berk KILIÇ… 8 yaşına yeni girmiş, ilkokulun ikinci sınıfına gidecek bu yıl. Öğretmenine, okuluna alışmış, gidince neyle karşılaşacağını, ne olacağını biliyordu. Şimdi, okulunda neler değişti, zaten tepeleme dolu olan sınıfına kaç kişi daha doluşacak, öğretmeni nereye savruldu, gelen öğretmene nasıl alışacak, ansızın oluşan duruma nasıl uyum sağlayacak belirsiz… Empati yapın lütfen; BERK KILIÇ OLMAK İSTER MİSİNİZ?

- . . .

- Empati yapın; Lise 1, 2, 3. sınıfta okuyan çocukların yerine koyun kendinizi… Onların yerinde olmak, ‘’YARIN KİM OLACAĞIM?’’ DİYE SORMA YAŞINA GELMİŞ ÖĞRENCİLERDEN BİRİ OLMAK İSTER MİSİNİZ?

- . . .

- Hadi, çıkın şimdi o yıllarınızdan, öğretmen olun bakalım… Yeni sistem hakkında nerede eğitildikleri, ne kadar süre eğitildikleri belirsiz, parti müfettişi tavırlı kişilerden okulların açılmasına on gün kala seminer alıyorsunuz, yılların birikimi olan notlarınızı, beyninizdekileri bir yana atıyorsunuz, boş boş bakan çocuklara HENÜZ ÖĞRENEMEDİKLERİNİZİ ANLATMAYA GİDİYORSUNUZ… Her yıl yeniden basılan, her basımda bir yerleri değişen, yazarı hiç duyulmamış kitapların okuyucususunuz yine… Bir şey öğreten değil, ÖĞRETMEN DEĞİL, OKUL SPİKERİ OLMAK İSTER MİSİNİZ?

-. . .

- ‘’Bir bildiğim var da şimdi söylemiyorum ama ne diyorsam doğrudur.’’ Edasıyla ‘’ Üç çocuk yapın!’’ diyen adamın sözüne uygun, 5, 7, 9 yaşlarında çocuklarınız var… Okula gidecekler… Eşiniz hanımefendi de çalışıyor. Çalışan bir anne olmak ister mi eşiniz? Siz o eşin kocası olmak ister misiniz? Çalışandan vazgeçtik, çalışmayan 3 çocuklu bir anneye eş olmak ister misiniz? 3 Çocuktan da geçelim, BEŞ BUÇUK YAŞINDA 600 bin ÇOCUK VAR OKULA BAŞLATILACAK; SİZ ONLARDAN BİRİNİN BABASI OLMAK İSTER MİSİNİZ?

- . . .

- Bence mantık ve zekasını kullanabilen hiç kimse bunları istemez... Öyleyse bu sistem değişikliği, değişiklikte bu acele, bu cesaret neyin nesidir?

- . . .

- Yanıt yok… Sessizlik… ‘’Çocuk bunlar. Eskiyi çabuk unutur, yeniye çabuk uyum sağlar!’’ diyenler haklı mı ne? 

- SEN BU SESSİZLİĞİ SUSMAK SAYMA HOCAM!

- AMA GEÇMİŞİN EĞİTİM- ÖĞRETİM SİSTEMLERİ İŞE YARAMAZMIŞ, DEĞİŞMELİYMİŞ GERÇEKTEN, ÇÜNKÜ BU YÖNETİCİLERİ O SİSTEM YETİŞTİRDİ.

- Tamam, sistem değişsin ama şu hale bir bakın; Bizim dönemin insanları ana- babalarının okuduğu sistemle, hatta okudukları kitapları okuyarak eğitilirlerdi. Sonra her hükümet değiştiğinde değişir oldu sistemler. Yetmedi, hükümet değişmese bile, bakanlar değiştikçe değişir oldu. Şimdi artık, milli eğitim bakanı akşam uyuyor, sanırım bir düş görüyor, gördüğü düşe göre, sabahında sistemi değiştirmeye soyunuyor. Yavrulara, değil ana babalar, 1-2 yıl önce aynı okulun aynı sınıfında okumuş olan ablaları, ağabeyleri bile katkıda bulunamıyor. Yaşayacağını sandığı sisteme göre üniversiteye hazırlanan gençler, ellerindeki yardımcı kitapların, gittikleri dershanelerin yalnızca cüzdan boşaltmaya neden olduğunu görüveriyorlar…

- . . .

- DEĞİŞSİN AMA İŞE YARAYAN BİR YOL BULUNSUN, BİR KEZ BULUNSUN, SON KEZ BULUNSUN, SINAMA YANILMAYLA DAHA DA ŞAŞKIN NESİLLER YETİŞMESİN.

- OLUR… OLUR… BUNA DA ALIŞILIR… ALIŞILMASINI SAĞLAYACAK GAZETELERİMİZ, TELEVİZYONLARIMIZ, ORALARIN KADROLU TARTIŞMACILARI, AKİL ADAMLARI VAR…

                                                                                                                Özcan ÇELTİK

  Not: -10 .09.2012 de Gazete KAKTÜS’ de yayınlanmıştır.