Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Eylül '12

 
Kategori
Yolculuk
 

Buralardan gidesim var!!!

Buralardan gidesim var!!!
 

ve Serap yola çıkar


Git-Gitme

Kal-Kalme

Yolun başında olmanın ne demek olduğunu iyi bilirim. Ne gideceğiniz yön bellidir ne de varacağınız nokta. Eğer sürekli plan yapanlardan ve sürpriz sevmeyenlerdenseniz hayata daha hazırlıklı olursunuz, ama yine de bir bilinmezlik hep olur bunu da unutmayın.

Ben genellikle yolun başında olduğunda bocalayan ve kafası çokça karışanlardanım. Böyle anlarımda ne yapacağını bilemeyen bir çocuk gibi sağa sola dönerim ve başlangıçta hep çok vakit kaybederim. Genellikle de yavaş hareket ederim. Çünkü yol boyu karşıma çıkan her ayrıntıyı bilmek isterim. Gerçekten ne gerekli ne gereksiz bilemediğim için de bazen cümlelerimi bile uzun kurar laf kalabalığı yaparım. Aslında bütün bunların nedeni hep o bilememe halinin verdiği paniktir.

Bu bilinmezlik anlarında çenem düşer ve panik ile sorular sormaya başlarım. Çevremdeki herkesin bütün iyi niyetiyle yolumu açmasını beklerim. Bazen şımarık bir çocuk kaprisiyle olmadık beklentilere girerim. Ancak en sonunda işini hep kendince yapanlardan, yolunu kendince bulanlardan olurum.

Kendini tanımak önemliyse ve tanıdığın kendini seviyorsan mutlusun demektir. Ayrıntıcı olma huyumu seviyorken çok ayrıntıyla boğulduğumda karamsarlığa kapılmayı sevmiyorum. Öyle zamanlarda içimde bir yerlerde sakladığım pratikçe çözüm üreten harika kızı dışarı salıyorum. O kız bütün cesaretiyle en öne atılıyor ve olmadık kahramanlıklar yapıyor. Kendini uzaktan izleyip de kendine şaşan oluyor geride ayrıntıyla boğuşan.

Bir şekilde düzlüğe çıktıktan sonra rahat bir nefes alıp bir sonraki adımı atıyorum. Bu sefer başka bir yol ayrımı ile karşılaşıyorum ve yeniden çevremdekilerin başının etini yiyorum. Uzun sorularıma yetmeyen cevaplar alınca gene kendimle başbaşa kalıyor ve çözümü kendimde buluyorum.

Bir insanın bir çok insan edebildiğini, kendime danışmam gerektiğini ve o içdürtülerin doğru çıkışı gösterdiğini artık kabul etmek ve ne istiyorsam onu yapmam gerektiğini bana söyleyen kendime teşekkür edip yoluma devam ediyorum. Böylece biraz daha büyüyorum, olgunlaşıyorum. Ne olursa olsun öncelikle kendi deneyimlerime güveniyorum.

Bu nedenle tek başına, üstelik dilini bile çok fazla bilmediğim bir ülkede yabancı bir dilde konuşarak bütün olumsuzluklara rağmen tutunacak bir şeyler bularak gülümeseyip yoluma devam ediyorum. Oysa bu yolun başında da çok soru sormuştum ve sayısız cevap almıştım. Ne kadar olumsuzluk varsa gözümde canlandırılmış ve bir anda mutsuz olmuştum. Neler de duymuştum yurtdışına çıkmaya karar verme aşamasında. Ama ben de öyle papuç bırakmam kolay kolay nasıl da cevapları yetiştirivermiştim :)

-Gitme ya ne işin var oralarda! –Arşive gidiyorum ya, hani ben tarihçiyim ya :)

-Şimdi gitmen şart mı? –Evettttt :)

-Yapmadığın bir bu kalmıştı! –Başka neler yaptım ki??? :)

-Haydaaaa bu da nereden çıktı şimdi saçmalama! – Neden ya, niye saçmalamak olsun bu?

-Gurbet kolay mı sanıyorsun? –Kolay dedim mi ben şimdi?

-Dünyanın neresine gidersen git böyle memleket bulamazsın.  O nedenle gitme! –Yok, böyle olmasın zaten, başka bişey olsun da gittiğime değsin.

-Tek başına yol bilmeden iz bilmeden bırak allah aşkına ne işin var! –Harita satıyorlardır canım. :)

-Seninkisi iyi cesaret doğrusu, ben olsam hayatta buraları bırakıp gitmem. –Ah ben cesaret abidesiyimdir :)

-İşin gücün var, ne gerek var şimdi bu maceraya? –İş bulunur hayal kalır, aşk bulunur para kalır, şöhret gelir huzur kalır diyesim var.

-Gidersen bir daha yüzüne bakmam. –Bakmazsan bakma be hıh :)

Yolun başında bütün bu bel büken cümleler yüzümü astı ve haliyle biraz da cesaret kaftanını bana giydirenlere koştum.

-Git hayatım git ve hayatını yaşa! –Tamam hayatım.

-Ahhh keşke beni de valizine koysan da götürsen! –Tamam, sen rejime başla hemen ben de büyük bir valiz satın alıp geliyorum.

-Ben çok istedim yaşayamadım bu deneyimi, sen git en azından seninle mutlu olalım. –Ahhh kıyamam ben sana :)

-Ah Serap’ım ne harika! Lütfen git ve oraya yerleş. Bak seni görmeye de geleceğim söz. –Çok ağlıyorum. Lütfen gel :(

-Deli misin? Düşünme bile hemen git. –Gittim bile :)

-Canım sen bakma kimseye, muhakkak git. –Muhakkak giderim canım :)

-Bence gitmeli ve bu deneyimi yaşamalısın. –Bence de!

-Avrupa gibisi var mı tabi git! –Avrupa Avrupa duy sesimizi bu gelen Serap’ın ayak sesleri J

-Hiç düşünme git derim. Büyük adam olacaksın. –Heyttt be çok büyük adam olacağım :)

-Hayatının en harika deneyimi olacak. Ufkun açılacak. –Değil mi, bence de :)

-Ben senin yerinde olsam yola çıkmıştım bile. –Dur, daha vizem çıkmadı!

-Zaten bu ülkede yaşanmaz artık. Bir fırsatını bulayım ben de kaçıp gideceğim buralardan. –Gel birlikte gidelim o halde!

-Git aman git de kurtulalım senden :)... –Sinir şey ben senden kurtulmak için gideceğim zaten :)

Bazıları da kafamı allak bullak eden cevaplar verdi.

-Gitme demem sana, ama iyi düşün derim. –Yok, ben düşünmüyorum hiç!

-Ben olsam gider miydim bilemedim şimdi, nasıl desem zor karar be Serap. – Sağol ya, çok yardımcı oldun!

-Aman bana hiç sorma, başıma gelse ne yapacağımı bilmiyorum. –Ben de senin ne yapacağını bilemiyorum.

-Gidersen aklın burada kalır, gitmezsen orada. –Bak bunu iyi dedin işte!

-Git, ama geri dön bak bi yapabiliyor musun? Zaten yapamazsın sen oralarda. Ama belki de yaparsın kim bilir? –Karar ver ama yapabilir miyim? Yapamaz mıyım?

-Gittiğin gün sen başka biri olacaksın o insan olmaya hazır mısın? –Nasıl başka biri????? İçtin mi sen sabah sabah.

 

 
Toplam blog
: 79
: 5412
Kayıt tarihi
: 25.10.11
 
 

Dr. Serap Mumcu Geronazzo, Padova Üniversitesi Tarih bölümünde doktoramı tamamladım. Tarih, Sanat..