Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Ağustos '12

 
Kategori
Yolculuk
 

Yeni bir macera: İznik Gölü

Merhabalar, bu sefer yayınlayacağım yazı 2 yıl öncesine ait.

“Babam saat sabah 10.00’da bizi Bursa’ya götürebileceğini, istiyorsak hemen hazırlanmamızı söylemişti. Bizim evde tabii ki hemen başladı bir koşuşturmaca. Neyse efendim, biz zar zor da olsa çıktık yola. Çok güzel yerlerden geçtik; dağlar, şeftali ağaçları… Mevsimin temmuz olması da ayrıca güzelleştiriyordu sanki her yeri. Bursa’ya da vapurla ulaştık bu arada. Neyse, babam Bursa’da işini bitirince bizi geçici olarak bıraktığı Avm’den aldı. Dönüşte İznik’e uğramaya karar verdik. Arda’yla (kendisi kardeşim olur) şarkı türkü söyleye söyleye vardık İznik’e. Armut ağaçları o kadar güzeldi ki durup toplamadan edemedik. Sonra müsait bir yerde durduk. İznik Gölü’nün yanında. Tabii ki her zamanki muzurluğumla dereye girmek, en azından ayaklarımı sokmak istedim. Biricik babamdan izin almak kolay oldu. Ama taşlar inanılmaz yosunluydu. Ve doğal olarak ayakta durmak hayli zordu. Bu arada denizde taş sektirmeyi de öğrendim. Ben taş sektirmenin zevkine varınca çok beğendiğim bir taşı alıp fırlatma arzusuyla sanırım biraz fazla eğildim veeeeee… Kötü bir sürpriz yaşadık. Bir o kadar da komikti tabii. Evet maalesef düştüm. Sırtıma kadar ıslanmıştım. Ama benim tedbirli annem her zamanki gibi biraz öfkeli bir şekilde durumu halletti. Yanında getirdiği tişörtü ve babamın yedek kot pantolonu durumumuzu kurtardı. İznik Gölü (her ne kadar beni sırılsıklam etmiş olsa da o kadar güzeldi ki… Gün batımında güneş sanki İznik Gölü’nün içine giriyor gibiydi. İznik’in içine girerken bir amcanın biberlerinden aldık. İznik’in içine girince tabii ki çiniciler karşıladı önce bizi. İznik’in içinde dolaşırken vakit istemeden de olsa geçti ve dönme zamanın geldi. Yine yorucu, eğlenceli ve tekrar yaşamak istediğim yolculuklardan birinin de sonuna gelmiştik.

GÜLE GÜLE İZNİK-GÜLE GÜLE BURSA”

Bu yazıyı yazdıktan birkaç ay sonra yine İznik’e düştü yolumuz. Ama bu sefer daha planlıydık ve göle girebildik. Daha önce hep bol tuzlu denizlerde yüzmüş olan bendeniz, önce yadırgadım suyun tadını ve kaldırma kuvvetini. Ama ne diyebilirim ki, bu muhteşem duyguyu yaşamak herkese nasip olmalı. Bu arada İznik Gölünün etrafında bazı butik oteller ve çadırlar olduğunu gördüm. Ve göle girmek için bizim ilk seferinde durduğumuz, yosunlu taşların olduğu yerlerden çok daha uygun yerler olduğunun teminatını verebilirim.

 

 
Toplam blog
: 9
: 548
Kayıt tarihi
: 19.05.11
 
 

İel öğrencisiyim. Hayat hakkında çok fazla şey iddia edemeyecek kadar yeniyim. Ama sonuçta herkes..