Buzluktaki sözcükler

Hemen kullanmayacağımız yiyecekleri buzluğa atarız.

Bu yetmedi bir de derin dondurucu çıktı. Şimdi derin dondurucuya atıyoruz.

Sadece yiyecekler mi atılyor buzluğa? Hayır... Şöyle bir düşünün: Buzluğa atıp da çoktandır kullanmadığınız sözcükleri.

Dilbilimcilere göre günlük yaşamımızda 400-500 sözcük bize yetiyor. Hem de pek çok duygumuzu, düşüncemizi ifade edebiliyoruz bu sözcüklerle. Peki sözcük dağarcığımızdaki binlerce sözcük nerede? Bunları ne zaman kullanıyoruz? Bulmaca çözerken mi?

İşim gereği sözcüklerle haşır neşirim. Anlamını bilmediğim, unuttuğum sözcüklerin yanı sıra bildiğim sözcüklere de bakarım defalarca. O sözcükleri sözlükte görünce rahatlarım, onların orada durması garip bir huzur verir bana. Size komik gelecek belki ama, çoğu gece sözlük karıştırırken uyurum.

Tartışırken, konuşurken bilindik sözcüklerle konuşmak anlatan ve dinleyen açısından bir rahatlık sağlar. Hani Amerikan futbolunu seyrederken kuralları bilmediğimiz için maçtan hiç zevk almayız ya... Kullandığımız sözcüğün bilinmeyeceği korkusu bizi her gün aynı elbiseyi yıkayıp yıkayıp giyen her şey dahil garsonları yapar; ama bazen öyle bir sözcük gelir ki aklımıza, o durumu sadece o sözcük ifade edecektir. İşte o zaman buzluktan sözcüğü çıkarırız. Sözcük donmuştur; tedirgin oluruz. Ağzımızda yuvarlamadan önce beynimizde şöyle bir yuvarlarız. Beynimiz buzluktan çıkan sözcüğün serinliğini yaşar, sonra üşür, dilimize tekrar gelir sözcük. Hani buzu dilimizde birkaç kere çevirip vücut ısısına alıştırırız ya... Ondan sonra çıkıverir ağzımızdan.

Rahatlamışızdır.

Bugün üşenmedim, buzluğumdaki sözcüklere şöyle bir baktım. O kadar çoktu ki..

Aslında buzluğa attıklarımın sadece sözcükler olmadığını anladım ve çok üzüldüm. Beynimin ve yüreğimin de buz tuttuğunu anladım...

O sözcüklerin neler olduğunu sormayın, lütfen siz de buzluğunuzdaki sözcüklere bakın...