Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Mayıs '13

 
Kategori
Güncel
 

Camiler kimin evi?

Camiler kimin evi?
 

alıntı


Uzun zamandan beri merkezi sistem ile Camilerde vaaz verilmeye başlandı. Buna rağmen bazı camilerde merkezi sistem kapatılıp sistem dışında vaizlere vaaz verilmekte. Bunun yararlı veya zarar olduğu hususu ayrı bir konu.

Vaizlerimizden bazıları, sanki siyasetçilerin akrabaları gibi Cami de değil de seçim meydanında  konuşma yapıyor. Vaaz kürsüsünde el, kol, göz, kaş hareketleri yaparak yüksek sesle bağırıp vaaz vermeye devam ediyor.

Elbette Namaz'a Ezan'a,Cami'ye, Hutbe'ye, Vaaz'a,Niyaz'a, Diyanet'e, Müftü'ye, İmam'a, Müezzin'e, ve Vaiz'e ihtiyaç vardır. Manevi değerlerimiz bizler için önemlidir. Camilerimizde vaaz verilmesi, insanlarımızın manevi yolda aydınlatılması, gereklidir.

Camilerimizde yaşlı ve kulakları duymayan insanlarımız olabilir. Ancak camideki tüm cemaat yaşlı ve kulakları duymuyor değil. Bu bağırma hiddetli, şiddetli el, kol,göz, kaş hareketli.

Acaba bunu adet haline getiren vaizler bir düşünse !

Yüce Allah’ın huzuruna davet ettiği, Alemlere rahmet Hz.Muhammed (s.a.s ) Sahabelerle otururken, sohbet ederken hiç bağırmış mı?

Hayır.

Diyannet işleri başkanı, Müftü, Cami hocası,Cami müezzini bağırmış mı?

Hayır.

Peki sayın vaiz Efendi, siz kendi evinizde böyle bağırıyormusunuz?

Hayır.

Camiler, Müslümanların toplu olarak, Yüce Allah'a ibadet ettiği yerlerdir. Camilerimiz, manevi değerlerimizin başında gelir. Camiler Allah'ın evi ise insan Allah'ın evinde titrer. Dili tutulur. Lal olur. Gözleri ceyhun olur ağlar, dalar gider kaybolur. Sen Allah'ın evinde nasıl bağırırsın?

Elbette bu konu  tüm vaizlerimize mal edilemez.

Özellikle çok az sayıdaki vaizler bilerek ve isteyerek bunu yapıyor. Bağırarak, el kol hareketi yaparak anlatılan vaaz cemaate ne kadar yararlı olur onu da yine vaizler bilir.

Şimdi bu yazıyı okuyan yada göz gezdirenler derlerki be hey kafir cami vaizlerine dil uzattın. Ey vaizler gelin sizinle siyahı, beyazı birlikte okuyalım. Vaizlere dil uzatmıyorum. Size dil uzatan, sizin aldığınız maaşın haram olduğunu söyleyen zat’ı muhterem’e dikenli, tenkitli yorum yazan bu biçaredir.

Manevi yolda huzur bulmak için camiye giden kişilerin gözlerine bakarak el, kol, göz, kaş hareketleri yaparak yüksek sesle bağırmanız gerekmez.

Bakınız Adam çağa yaşta iki çocuğunu yanına alarak namaza gelmiş. Camide saf tutmuşlar. Vaiz Efendi öyle bağırıyor. Mikrofon zaten titriyor, ara, sıra bayılıyor, çocuk korkmuş, babasına rağmen gitmek istiyor, ancak baba çocuğu zorla tutuyor.

Öyle vaaz verin ki insanlar korkmadan hem anlasın, hem de bir tat alsın,Tane, tane anlatınız, Bir vaiz 40 dakikalık vaazda 26 kez aynı sözü tekrar edermi?  

Yüce Allahım bu vaizler neden senin evinde bağırıyor?  

Allah'ın evinde bağıran vaizler. İşte Yüce Allah'ın büyüklüğü, kudreti, sabrı, misafirperverliği buradan daha iyi anlaşılıyor. Siz şükredin ki Yüce Allah sizi kendi evinden kovmuyor.

Bunları yazarken siyasetçiler gibi bağırmayan, anlaşılır şekilde vaaz veren, can kulağı ile dinlenen vaizlerimize teşekkür ediyorum onlara saygımız sonsuzdur.  

Vaizler camiye giden cemaatı küçük böcekler gibi görmemeli. Vaizlerin, konuşmaları, bakışları, anlatımları, giyim ve kuşamları ile örnek kişilerdir. Hiddetlenen, bağıran, el kol göz, kaş hareketi yapan vaizler bu özelliklerini kaybediyor.

Diyanetin bu konuya bir çare üretmesi gerekiyor. Camiler Allah’ın evi ise, Camileri kendi evleri gibi zanneden vaizler.Allah’ın evinde artık bağırmasınlar. 

Kıssadan hisse;

Yüce Allah tarafından, maddeler halinde aşağıda yazılı on emri almak üzere;  

1-Benden başka Tanrı olmayacak.

2-Kendin için yontma put yapmayacaksın, hiç bir şeyin resmini yapıp tapmayacaksın.

3- Tanrının adını boş yere ağzına almaycaksın.

4- Cumartesi gününü daima hatırlayıp onu kutsal bileceksin. Haftanın altı gününde çalışacak,

yedinci gününde dinleneceksin. Cumartesi, Rabbine tahsis edilmiş genel dinlenme günüdür.

5- Babana ve annene hürmet edeceksin.

6- Öldürmeyeceksin.

7- Zina yapmayacaksın.

8- Çalmayacaksın,

9- Komşuna karşı yalancı şahitlik yapmayacaksın,

10- Komşunun evine, tamah etmeyeceksin, komşunun eşine, kölesine, careyesine, öküzüne, eşeğine hiç bir şeyine göz dikmeyeceksin.  

Tur-u Sina'ya davet edilen Hz Musa yolda namaz kılmakta olan bir adama rastlar. Adam'ın selam vermesini bekler.

 Hz Musa, bakar ki adam taşın üzerinde namaz kılıyor. Namaz kılan adamın ayakları, dizleri, dirsekleri ve alnı taşın üzerinde iz yapmış.

Hz.Msa hem hayretler içinde kalır, hem de çok sevinir. Adam selam verince, Hz.Musa'nın yüzüne bakarak.

Ya Musa Tur-u Sina'ya mı gidiyorsun?

Hz Musa,

Allahım bu kulun sana geleceğimi bile biliyor.

Evet bu gün Yüce Allah tarafından verilecek on emri almaya gidiyorum.

Adam,

Ya Musa bak taştaki izleri görüyorsun. Bende onun için namaz kılıyorum. On Emri alırken ve işin bitince bir de benim için Yüce Allah’a sor, Esas dünyada cennette ki yerim hangi köşedir.

Hz Musa peki der ve yoluna devam eder. Hz. Musa Yüce Allah'ın gönderdiği On Emri alır taşın üzerinde namaz kılan adamın durunmu sorar.

Yüce Allah'ım elbet bilendir, görendir haberdardır. Yıllardır taş üzerinde namaz kılan, ayak, diz, dirsek ve alın taş üzerinde iz yapmış o sevgili kulunuz cennete ki yerinin hangi köşe olduğunu sordu.

Yüce Allah tarafından Hz.Musa'ya şöyle bildirilir.

Henüz ona Cennette bir yer düşünmemiştim. Mademki sadece namaza güvendi ve namazı pazarlık haline getirdi, onu cennetin sınırlarına bile almayacağımı söyle.

Yaaaa işte vaiz Efendiler.

Daha neler var, neler.

Hz. Musa bir de Allah'ın evi sayılan, Camilerde bağıran siz vaizlerin durumunu sorsa.

Yoksa siz Cennetin tapusunu aldınız da saklıyormusunuz?

Taş üstünde namaz kılan kişi ile ilgili hisse size yeter.  

 

Kıymetli okurlarımıza saygılar sunuyorum.

 

Mehmet BURAKGAZİ / MERSİN 

 
Toplam blog
: 608
: 2204
Kayıt tarihi
: 12.04.12
 
 

Bingöl'de, Baharın son ayında, ikindi üzeri un ambarı (kiler) arkasında, ebesiz, hemşiresiz, Emin..