Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Mayıs '11

 
Kategori
Deneme
 

Çapkın Ağabeyime Mektup

Evvela selam eder hürmetlerimi bildiririm. Öldüğünde ben ergenlik çağındaydım. Sizden değil, başkalarının anlatıları ile çapkınlıklarınızı dinleye dinleye ergenlik hayalleri kurdum. 

Ceketinizi giyinmeyip omzunuz da taşımanızı, kunduranızın arkasını yatırarak giyişinizi, kaytan bıyıklarınızı buruşunuzu, hep uzaklardan imrenerek izlemiştim ilkokul çağlarında. Bizden biraz büyük ağabeylerimiz, sizin İstanbul serüvenlerinizi anlatırlardı. Belki de biraz abartarak. 

İstanbul’un sosyetik semtlerin de yoğurt satarmışsınız. Sesiniz de güzeldi, birkaç kez düğünlerde türkü söylediğinizde dinlemiştim. "Yoğurtçu geldi diye seslendiğinizde" yanık sesinizi duyan mahallenin kadınlarının, yoğurt almak için sıraya girdikleri anlatılırdı. Kıskanç kocalar, ” o körüklü çizmeli yoğurtçudan yoğurt almak yok” diyerek hanımlarını salmadıkları öyküsü bizim mahallelinin dilindeydi. 

Yakışıklı idiniz, iri cüsseli bedeniniz size baktırıyordu herkesi. Birçoğu size pehlivan lakabını da takmışlardı. Ortaokulda hoşlandığım kız arkadaşıma duygularımı açıklayamazken hep sizi canlandırırdım gözümde. Büyüyünce bende söylerim diyerek savunmaya çalışıyordum ezikliğimi. 

Yoğurt sattığınız her mahallede bir kaç sevgilinizin olduğu söylenirdi. Hele biri varmış ki çok zenginmiş.” Benimle evlenirsen sana apartman bağışlarım” bile demiş.” Benim iki çocuğum var" diyerek kabul etmemişsin. 

Rum kızına yanıklığın dilden düşmezdi. "Müslüman yapamadım. Yapsaydım alıp getirecektim" demişsin hanımına. Hanımın komşulara anlatıp kahkaha ile gülerlermiş, ”Bizim herif tango avrat alacak” diye. “Tango kadınlar” derlerdi kentte yaşayanlara. 

Gençliğimizde çapkınlık sohbetlerinde, ben hep sizden bahsetmişimdir arkadaşlarıma. Bıyık burmanı çok severdim. Hep özenmişimdir size. 

Hele omuzlarınızı sağa sola oynatarak ağır ağır oynadığınız bir türkü vardı.” Turan Ağabey “ türküsü. 

“Köprüden geçerken köprü salladı beni 

O sürmeli gözlerin yaktı kavurdu beni 

Turan Ağabey, Turan Ağabey 

Paraları yedin Turan Ağabey.” 

Çapkın ağabey hiç sorma. Yıllar neleri değiştirmedi ki. Hani bir türkü daha vardı ya! “Evlenmeyin bekarlar naylon kızlar çıkacak” diye. Gerçek oldu o türkü. Her taraf naylon kız, ama para nerede? Bayanlar çok güzelleşti. Sizler artist gibi derdiniz güzel bayanlara. Yani hepsi “90-60-90” 

Çapkın ağabey, eskiden çapkınlık erkeğin elinin kiri idi. Erkeklik raconuydu da. Şimdi bir tuhaf oldu toplum . Feministler türedi, erkekliğe karşı savaş açtı. Bazı kesim buldu çözüm yolunu, “Dini nikah”. Sosyete buldu çözümü, ”seviyeli birliktelik.” Olan orta direğe oldu. Silindik gittik ortalıktan. 

Çapkın ağabeyim, cennette misin, cehennemde misin? Yaşadıklarına bakılırsa cehennemliksin. Bize öğle öğrettiler. Senin cebinde kağıtlı şeker eksik olmazdı. Mahallede karşılaştığın her çocuğa şeker verirdin. İlkokulda iken bana da vermiştin. Uzaktan sizi görünce yolumu değiştirip size doğru yürüdüm, aldım şekerimi. Anneme çapkın ağabey bana şeker verdi dedim.”Alma o adamdan bir daha şeker” dedi. Çocukları sevindirdiğin için belki de cennettesindir. Sana da yakışır huriler arasında dolaşmak. 

Çapkın ağabeyim, hani bir söz vardır “Silah icat oldu mertlik bozuldu “diye. Gerçekten öyle oldu. Siz dünyadan göçtükten sora teknoloji çok değişti. Dünya avucunun içinde. Herkes birbirini gözetliyor. Tuzaklar gırla. Hele bir kaset olayı çıktı, çapkınlığın içine etti. Hafiye devri bitti, kaset devri başladı. 

Dediklerimi anladın değimli çapkın ağabey. Dünyanın tadı tuzu kalmadı. İstanbul sokaklarında “Yoğurtçu” diyerek hava atan siz değerli ağabeyimin erkeklik raconu ayaklar altına alınmadan bu dünyadan göçmüş olduğuna, senin çapkınlık öykülerinle büyüyen bizleri sevindirdi dersem yanlış olmaz. 

Nerede o eski raconlar…”.Erkek milletiz derdik ya” Öyle şey yok artık. Özelin mözelin yok artık. Helalı varsa tamam. Diyeceksin ki çapkınlığın helalı nasıl olacak? Onu ben bilmiyorum, “eline beline diline sahip olacaksınız” o kadar deniliyor. 

Eskiden kuma getirme varmış. Muta denilen günlük nikahlar varmış başka ülkelerde. Şimdi hiç biri yok. Monogami evlilik diyorlar, başka sözcük bulamamışlar. Poligami yok diyorlarmış. Anlamlarını bana sorma. Öğrenmem için saatlerce kitap okumam gerekir. 

Bizler evlenme programlarıyla vakit geçiriyoruz. Kuduruk ihtiyarların kurlarını, cilvelerini kahkaha ile izliyoruz. Altmış yaşını geçmiş, işi bitmiş bir hatun var, kimseleri beğenmiyor. Siz olsa idiniz, desturu çoktan çekerdiniz. 

Çapkın ağabey ben çok dertliyim. Sadece erkeklere değil, çapkın kadınlar içinde üzülüyorum. Kasette izledim, kadın erkeği öpmek için saldırıyor. Eline beline diline sahip olduğunda, çapkın kadın erkek bulamayacak, bunu hiç düşünen yok. Zavallıcıklar ne yapacak. 

Moralim çok bozuk. Çapkınlık anılarımızla bugünlere geldik. Millet artık bu anılarını da anlatamayacak. Anlayacağınız sansür geldi çapkınlığa. Ülkenin en önemli sorunu oldu. Yoksulluk unutuldu. Karnı doyanın ne yaptığını, ben size söylemeyeyim. 

Size bir haberim var. Sizin zamanınızda bu gibi örgütler yoktu. Şimdi IMF diyorlar, ülkelere kredi veren bir kuruluş. Onun başkanı bizim racondan çıktı. Çapkınlıktan içeri atıldı. Bir devlet başkanı var güzellerin peşinde. Eskort kızlar anılarında anlatıyorlar birlikteliklerini. Eskort kız nedir diye sormayın birde. Sizin zamanınızda dilber diye adlandırılırdı öykülerde. 

Lafı uzatıp da başını ağrıtmayayım. Satırlarıma son verirken size saygılarımı sunarım. Bizim mahalleden Ali’nin, Mustafa’nın, Kemal’in, Deniz’in, Hasan’ın, Cemil’in cümle çocukların (Hepsi çapkınlıklarını anlata anlata altmış yaşını devirdiler) selamları var. 

Son kez baki selamlar. 26.05.2011 

 

 
Toplam blog
: 97
: 463
Kayıt tarihi
: 07.02.09
 
 

1944 yılında Arapgir'de doğmuştur. İlk ve orta öğretimini Arapgir'de, lise öğrenimini Ankara Gazi Li..