Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Aralık '10

 
Kategori
Kişisel Gelişim
 

Çaresiz Değilsin, Çaresin!

Çaresiz Değilsin, Çaresin!
 

internetten alıntı


Kişisel Gelişimi Abartalım, no:2
Kişisel gelişime başka bir pencereden bakmaya başlamıştık. İsminden ve plasebo etkisinden bahsetmiş, birkaç örnek izaha çalışmıştık. Konuya devam edelim.

Plasebo etki dediğimiz şeyi burada biraz daha açmak isterim. Zira konuya vakıf olmayanlar bunu tam olarak anlamayabilir. Yanlış anlamaların da önüne geçmek için kısa bir izahın faydası olacaktır.

Tıp dünyasında ilaçların etkinliğinin araştırıldığı çalışmalarda ilaçların tedavi ve yan etki anlamında birbirilerine üstünlüğünü göstermek amacıyla kıyaslamalar yapılır. Bazı çalışmalarda ilacı etkinliğini göstermek için iki ilacı kıyaslamak yerine ilaç ile ilaç olmayan bir madde kıyaslanır. Bu genellikle yan etki profillerini belirlemede daha çok kullanılır. Ancak tedavi yönünden de kıyaslama yapıldığı olur.

Plasebo dediğimiz şey, aynı ilaç gibi üretilmiş ve ambalajlanmıştır. Çalışma grubunun birisine ilaç verilirken, diğer guruba plasebo verilir. Tabi buradaki kişiler aldıkları şeyin ilaç olduğunu sanır. Çünkü görüntü ilaçla aynıdır. İşte bu ilaç olmayan ama verildiği kişilerce ilaç sanılan maddenin etkisi bazen ilaç kadar olur ve hatta ilacın etkisini geçtiği bile görülebilir.

İşte gerçekte tedavi edici bir etkinliği olmayan bu maddelerin gösterdiği etkiye plasebo etkisi diyoruz. Bunun bir özelliği zaman geçtikçe etkinin düşmesidir. Yani gerçek ilaçta etki aynı kalırken, plasebo ilacın etkisi zamanla azalır. Çünkü hastalık hallerinde psikolojik etkinin gücü bir yere kadardır.

İşte kişisel gelişim de aynen bu plasebo ilaçlar gibi kısa sürede çok olumlu neticeler verir. Ancak zamanla bu etki zayıflar ve hatta tersine dönebilir. Bunun sebeplerine gelince;

Birincisi plasebo etki yani psikolojik etki eninde sonunda zayıflamaya mahkumdur. İlk başta görülen o heyecan hali zamanla yerini dinginliğe bırakır. Kişisel gelişen kişi dinginlik halinde daha mantıklı düşünmeye başlar. Mantıklı düşünerek bu kişisel gelişmenin altını doğru şeylerle dolduramazsa çöküşe geçer.

Kişisel gelişim denilerek yalnızlaştırılan birey yalnızlığını unutmak/bastırmak/gizlemek için daha çok bu yola sarılır. Çünkü zamanla bu yöntemlerin bağımlısı hainle gelmiştir. Başlarda kısa süreli görülen olumlu şeylerin etkisiyle beklentiler yükselir. Bundan sonra kaydedilen aşama beklentilerin çok çok altında kalacağından yıkım başlar.

Bu yola çıkış noktasında kendini tamamen bu işe veren kişi yukarıdaki sebeplerden dolayı bu yola daha çok sarıldıkça bireyselciliği ve bencilliği daha da derinleşir. Sosyal ilişkilerinde sorunlar çıkabilir. Zira insanların bakış açısı ve davranışı kitaplardaki gibi olmayacaktır.

#

Günümüzde ağırlıklı olarak kişisel gelişim kitaplarındaki yönergeler hep kişinin nefsine hitap eden olumlama telkinleri içermektedir.

Sen yapabilirsin, sen hak ediyorsun, sen başarabilirsin, sen sahip olmalısın, sen bilmelisin, sen bilmeyi hak ediyorsun, sen başarıyorsun vb. işte bu haliyle tamamen özneye odaklı bir sistem içerisinde kişi sürekli bu olumlama telkinlerine maruz bırakılır.

Elbette hayata olumlu bir pencereden bakmak ve sürekli olumlu olanları istemek en doğal hakkımız. Ancak burada pas geçilen ve görülmek istenmeyen şey hayatın bir bütün olduğudur. Yani iyisiyle, kötüsüyle, doğrusuyla yanlışıyla, olumlusuyla olumsuzuyla hayat bir bütün. Kişiyi olumsuzluklardan sanki olanlar hiç yokmuş ya da olmaması gerekirmiş gbi soyutladığınız anda gerçekliğini yitirmesine de sebep olursunuz.

Zihninde yarattığı olumlu imgelerden oluşan bir hayat formatı içerisinde yaşamaya başlayan birey bir süre sonra az önce değindiğimiz gibi yalnızlaşır ve kişiselleşir. Toplumsal destekten mahrum kalır. Etrafı gözlemek ve değerlendirmek adına başarısız olmaya doğru yol alır. Bu da olaylar ve kişiler karşısında mantıklı ve akılcı hareket etme yetisini zamanla kaybetmesine sebep olacağından içe kapanıklık halini derinleştirir.

Sanıldığı gibi toz pembe bir hayat içinde olmadığı gerçeğinden uzaklaştırılan, gerçeklik duygusu zayıflatılan, içe kapanıklık haline bağımlı hale getirilen kişi artık kitap dünyasında yaşamaya ve hayallerinin peşinden gittiğini sanarak gerçekliğini iyice yitirmeye başlar.

Yaşayacağı ilk büyük travma/olumsuz olay onu kendine getiremez. Çünkü olumlama telkinleriyle bunu aşabileceğini düşünür. Eğer alt yapısı sağlamsa, akılcı bir yapıda ise, mantığını kullanabilme yetisine de sahipse birkaç olumsuz örnek/travma sonrası belki gerçeğe ayabilir. Bu da içine düştüğü cendereden kurtulmasına yardımcı olabilir.

Yani kişisel gelişim tuzağına düşen birey kişisel gelişimin lanse ettiği olumlu örneklerle değil, tersine kişisel gelişimin görmezden geldiği, unutturmaya çalıştığı hayatın acı gerçekleri sayesinde hayata döner…

=devam edecek=

Sevgi, hürmet ve muhabbetle..

Murat HACIOĞLU

www.murathacioglu.com

Kişisel Gelişimi Abartalım, no:1 Çaresiz Değilsiniz, Çare Sizsiniz

Kişisel Gelişimi Abartalım, no:2 Çaresiz Değilsin, Çaresin!

Kişisel Gelişimi Abartalım, no:3 Çaresiz Değilim, Çareyim!

 
Toplam blog
: 656
: 1708
Kayıt tarihi
: 08.12.08
 
 

Allah kimisine “Yürü ya kulum” demiş. Ben onu “Yürü, yaz kulum” anladım. Yürü anca gidersin manas..