Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Nisan '12

 
Kategori
Ekonomi - Finans
 

Cari açık ile finanse edilen büyümede sonuç hüsran olur

2010 yılında yüzde 9.2 ile rekor kıran ekonomi, 2011 yılınının son çeyreğinde yavaşlama eğilimine girsede, yılın bütününde yüzde 8.5 oranında büyüyerek oecd ülkeleri içinde  yine rekor kırma başarısını göstermiştir. Ekonominin en önemli göstergesi olarak kabul edilen büyüme, 1 yıl içinde ülkede  üretilen ürünlerin toplam parasal katma  değerinin toplamı olarak kabul edilir.
 
Cari açık  yüzde 6.5 iken 2011 yılında  ekonomi yüzde 9.2 büyümesine karşın,  2011 yılında yüzde 8.5 büyümeyi elde edebilmek için cari açık ın yüzde 10 lara tırmanmasını endişe verici olarak kabul etmemiz gerekmektedir. Demek ki  büyümeyi sağlıklı kaynaklardan değil , doğrudan dünya da kriz dolayısı ile dolaşan fazla para ile finanse ettiğimiz anlaşılmalıdır. Arjantin örneğini ele alırsak, Halkın dükkanları yağmaladığı   2001 yılında dış ülkelere  borçlarını ödeyemeyeceğini bildirmesine karşın, uyguladığı başarılı ekonomi politikası ile yıllardır hem dünya da en hızlı büyüyen ülkelerden biri olmuş, hemde cari açık ı küçümsenecek düzeyde tutmasını becermiştir. Nitekim 2010 yılında kaydettiği yüksek büyüme oranını 2011 yılında da sürdürerek yüzde 9.3 gibi olağanüstü büyümeyi gerçekleştirmiştir. Arjantin bu yüksek büyüme oranını cari açıkta ancak yüzde 1.4 gibi küçümsenecek bir oran ile gerçekleştirme başarısını elde etmiştir. Arjantin in diğer ekonomik göstergeleride bizden çok daha iyidir. 2011 yılında bütçe açıklarının milli gelirlerine oranı binde 7 iken, İşsizlik oranlarınıda yüzde 6.7 gibi AB ortalamasının bile oldukça altına indirmeyi başarmışlardır. Yine 2001 yılında bizm gibi oldukça zorda olan Brezilya da hızla toparlanmış, milli gelirlerini   yüzde  2.7 oranındaki cari açık ile kendi öz kaynakları ile hızla artırmalarının yanısıra , İşsizlik oranlarınıda yüzde 5.5 gibi oldukça düşük düzeylere çekme başarısını göstermiştir.
 
Türkiye nin kabul edilebilir cari açık ile, önümüzde yıllarda ortalama yüzde 7 lerde kalkınabilmesi için ev ödevlerini sıkı şekilde yapması gerekmektedir. Yüzde 12 lerde gezinen tasarrufların milli gelirine oranı ile bunu gerçekleştirmesi mümkün değildir. Çin; son 30 yıldır ortalama yüzde 10 larda gezinen büyümeyi, yüzde 40 lara yaklaşan tasarruf oranı ile sağlamıştır.  İthalata dayanan büyüme sağlıklı değildir.Her an patlamaya hazır bomba gibidir.  En çok övündüğümüz tekstilde bile, İhracat ta ithal malların oranının  yüzde 43 oranında olması , ekonomimizdeki çarpıklığın en açık göstergesi olmalıdır.İthal bağımlılığımızın en yüksek olduğu kalem yüzde 72 ile gübre olurken, bunu yüzde 70 ile demir - çelik, bilgisyar ve veri işleme makinalarında yüzde 67, kimyasallarda yüzde 56, metal ve otomativ de yüzde 51, tıbbi cihazlarda yüzde 43 olmaktadır.
 
İthal mallar ile yapılan ihracat tan ülke olarak hızla sıyrılmamız gerekmektedir. Yaptığımız 100 birimlik ihracatta , 75 brimlik ithal malı mevcuttur. Bu oranı en kısa zamanda en düşük düzeylere indirecek üretim yapısını kurmamız gerekmektedir. Bu yüzden yeni teşvik makinasını buna göre düzenlemek gerekmektedir.

 
Toplam blog
: 76
: 635
Kayıt tarihi
: 07.06.11
 
 

Ekonomi doktorası yaptım. İyi derecede İngilizce, orta derecede Almanca biliyorum. Ülkemizde kdv ..