Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Temmuz '07

 
Kategori
Kentleşme
 

Çarpık ilişkiler, çarpık kentleşme

Çarpık ilişkiler, çarpık kentleşme
 

Mesleğimizi öğrenirken hocalarımız bize ilk şu sözü söylemişti: ''İnsanlar şehirleri biçimlendirir, daha sonra şehirler insanları biçimlendirir.'' Yani yaşadığımız ortam bizim toplumsal ilişkilerimizide etkilemektedir.

Arkeoloğlar insanların geçmişte yaşadıkları yeri inceleyerek onların nasıl yaşadığı konusunda bize bilgiler ulaştırırlar. Geçmişte insanların nasıl yaşadığı konusunda bu şekilde bilgiler ediniriz. Bıraktığımız kalıntılar bizlerin nasıl yaşadığı konusundaki izlerimizdir.

Kentleri planlı, düzgün, uyumlu olan toplumlarda insan ilişkileri de uyumlu, saygılı ve düzgündür.

Yurtdışına geziye gitmiştim. Hollanda, Almanya ve Fransa'yı kısmen gezme fırsatım oldu. Gördüğüm şey gerçekten kendi adıma şaşırtıcıydı. Neredeyse herşey (yapı ve şehircilik konusunda) okulda öğrendiğimiz doğruları gösteriyordu. Bilimsel ve doğru olan bilgileri hayata geçirmişlerdi. Ama bu kentleri yaratan toplumların aynı zamanda büyük ölçüde bilimsel davranan, kurallara saygılı, birbirini denetleyen ve resmi denetiminde yüksek olduğunuda biliyoruz. Bu kentleri yaratan aslında bu yaşam biçimi ve toplumsal düzen olduğunu görüyorduk.

Bisiklet yolları ayrılmış. Neredeyse tüm ülkeyi yalnızca bisiklet yollarını kullanarak gezmek mümkündü. Bisiklet yolları özellikle Hollanda ve Almanya'da çok yaygın. Hani bizim 10.yıl marşımızda ''demir ağlarla ördük ana yurdu dört baştan'' diyoruz ya, adamlar bisiklet yolları ile örmüşler ülkelerinin dört bir yanını. Bir de yapılarda göze çarpacak şekilde bir ayrıcalıklı imar durumunu da görmek mümkün değil.

Oysa maalesef kendi ülkemize baktığımızda öğrendiklerimizin çoğunlukla tersi ile karşılaşıyoruz. Neredeyse tamamı kaçak olan kentlerimiz var ve bilimsel -yasal kurallara tamamı ile aykırı hem de. Örneğin İstanbul-Sultanbeyli.

Uzmanların belirttiğine görede ülkemizdeki yapıların %70'i yasadışı. Şimdi ülkemizde bunu doğuran toplumsal yaşamımıza baktığımız zamanda yurttaş-devlet ilişkilerinde ''benim memurum işini bilir'', ''gemisini yürüten kaptan'' anlayışının hakim olduğunu görüyoruz. Trafikte pek kural takmıyoruz. İnsan ilişkilerinde pek saygılı ve hoşgörülü olduğumuz söylenemez. Bu örnekleri uzatmak mümkün.

Kentlerimize baktığımız zaman da çarpık kentleşme hepimizin malumu. Aslında bu kentlerimizi yaratan bu toplumsal ilişkilerimiz. Arkeoloğlar birkaç bin yıl sonra bugünümüzün yapılaşmasını incelediğinde ''arabesk'' bir toplumsal yapımızın olduğunu söylemekte sanırım hiç zorlanmayacaktır.

Şimdi bu durumu düzeltmek istiyorsak bu işe kendimizden, toplumsal ilişkilerimizden başlamalıyız. Kendi taleplerimizi gözden geçirmeliyiz. Çünkü toplumsal ilişkilerimizi düzeltmezsek, kentlerimizi de düzeltmek mümkün değil.

 
Toplam blog
: 4
: 991
Kayıt tarihi
: 13.07.07
 
 

1965 Tarsus doğumluyum. İlk, orta ve liseyi Tarsus'ta tamamladım. 1982 yılında İ.T.Ü. mimarlık fakül..