Çaylak blogcunun seyir defteri

Ne derece mutsuzum anlatamam :(
"Google" hocaya ruhsal otopsi yazdım ve sayfalar dolusu site çıktı :((
Bir daha hiç bir kelime için "ben buldum" diye hava atmayacağım :)))
Ya da en azından önce bir google da araştırırım öyle atarım havamı :))

......

Düşündüm de orjinal sözler bulmak güzeldir, tamam. Ama o sözün içini dolduracak cümleler kuramıyorsak eğer, bu ne işe yarar?

Bu arada blog hayaleti yazınca google'a benim sayfam çıkıyor heheh :)
Demek ki bu sefer cidden ben bulmuşum :)
Düşündüm de, insanoğlu neden bu dünyaya imzasını atmak ister bu kadar?
İnanın bana bu güdü fazla "bencilce" geliyor.

Bu arada "insanoğlu" diye neden genelliyorsun kendi güdülerini diyeceksiniz belki :)

Bence demeyin, çarpılırsınız.

Hani Pınar beyaz reklamlarında Beyin kuklası "Ben buldum, ben buldum" diye kendini yırtıyor ya, ne gülüyorum onun o haline.
Bu arada kendimi hayalet gibi Milliyet Blogda dolaşırken hayal etmek bana acayip keyif veriyor :)) Ne değişik fantazilerim var :)

.....

Uzun zamandır dil çıkarmak istiyorum yazı yazarken sonra ayıp olur mu diye düşünerek yapmıyorum. :)
Örneğin yukarda "bence demeyin çarpılırsınız" ın sonunda şöyle bir dil :P Yakışmaz mıydı. :)
Ben dil çıkarayım siz de yanlış anlamayın, nooolur :))
Gerçi editörlere takılabilir. Hiç bir yazıda da görmedim ben o dili. Neden kimse yapmıyor, bence çok şirinylem

.....
Beni daha çok bayanlar okuyor.
Erkek sayısının neredeyse 2 katı bayan okurum olmuş.
Neden acaba :))
Yok şikayetçi değilim, zaten ben de nerde bir bayan bloğu görsem üstüne atlıyorum. :)
Ama okunma sayılarını etkileyen değişkenleri incelemek isterdim.

Raporlarımı inceliyorum.
Bu benim boş zamanlarımda yaptığım en eğlenceli etkinlik :) Hani demiştim ya, sayfamın orasını burasını hayran hayran karıştırırken. :)
Yok kendini çok beğenmekten değil de, vay be benim de bir eserim oldu hissiyatı ile.
Kendimi çok mühim hissediyorum :))

.....

Bu benim en uzun blog maceram oldu. Bu 7. yazım. Uzun olanı da bu muymuş diyeceksiniz. Evet bu :) Halen birden bire ortadan kaybolmaktan korkuyorum.

Blog maceramın ilk kurbanları:
Dibi tutmuş bir kek
Fazla pişmiş yumurta
Ütüsüz giyilmiş gömlek
Bu maceraya daha fazla kurban vermemek için duruma el koydum. Dedim ki mesela her gün değil 2 günde bir yazayım. Bunu düşündüğüm günün akşamı 2 yazım birden yayınlanmıştı :)) (6 ekim) Daha ne diyeyim :)

Diyorum ki acaba benim yazılarımı denetleyen editör her seferinde aynı kişi midir? Çok merak ediyorum :) Ve bu editörler bu kadar yazıya yoruma resime nasıl yetişiyorlar yahu?

ESS (Editör Seçme Sınavı) diye bir şey var mı, varsa ne zaman :)) Nasıl sorular çıkar, katılma şartları nelerdir? Hemen öğrenmek istiyorum. Büyük oynuyorum ben gördüğünüz gibi :))

Sizce ben kaç yaşındayım :))

eMP3 çalarımdan: Azeri türküler- Iğdırın Al Alması

Tavsiye kitap: Selahattin Yusuf-Şafaktan Çok Önce

Tavsiye tv programı: Ülke Tv, Meksika Sınırı. Cuma 22.30