Çelik Manolyalar

“Tiyatro, sanatın tümü gibi bir okuldur. Eğitir, geliştirir insanı, dünyasının sınırlarını genişletir.”

-Sabahattin Kudret Aksal

“Tiyatro öteki sanatların üstünlüğü, sadece eğlence olarak kalmayıp, genel ahlakı temizleyip araştırılmıştır.”

-Recaizade Mahmut Ekrem

***

Geçtiğimiz günlerde Maltepe Türkan Saylan Kültür Merkezi’nde Çelik Manolyalar’ı izleyebildim! Bilet satışı ve ön iki sıraya davetiye dağıtımı biraz sorunlu ve alışılmışın dışında seyrettiğini gözlemledim. Biraz da çayın ayrana karışmışlığı, paranın değer olarak ön planda düşünüldüğü söz konuydu. Merkezi n Müdürü Murat Kapan’ın yokluğu tez anlaşıldı. (Ne ki Erhan, Özdemir ve sadık ilgilendi.)

Çelik Manolyalar oyunu, 4 Mart'tan itibaren il kez Nişantaşı Rüştü Uzel Lisesi Tiyatro Salonu'nda, izleyen günlerde Ataköy Yunus Emre Kültür Merkezi'nde, Hadi Çaman Tiyatrosu'nda, Kadıköy Halk Eğitimi Merkezi’nde, Ataköy Yunus Emre Kültür Merkezi ‘nde ve Ankara Şinasi Sahnesi’nde gösterime girdiğini de medyadan öğrendim.

Çelik Manolyalar, kuaför (bayan berberi) salonunda yaşama karşı direnen kadınların savaşımını konu eidyor. Aslında çelik yüreklerle savaşırken, manolya gibi solan bu kadınlar dış görünüşlerinde hiçbir şeye aldırmıyor gibi görünüp, donanıp-bezenerek düğün hazırlığı yaparlarken, içlerindeki hastalık, ölüm ve yaşamsal savaşımı da sürdürmektedirler.

Yabancı kalem Robert Harling'in yazdığı oyun, Julia Roberts, Dolly Part, Sally Field, Olympia Dukakis, Shirley Maclaine gibi starların oynadığı ve çok sevilen bir film olarak da sinemaya giren, "Çelik Manolyalar" tiyatro oyununda Saadet Işıl Aksoy, Şenay Gürler, Suzan Aksoy, Suna Keskin, Oya İnci ve Aslıhan Erguvan gibi Türk Tiyatrosu'nun önemli kadın oyuncuların rol aldıklarını izlenir.

Oyunda ilgi odağı ve izleyici gözlerin yöneldiği oyuncu Saadet Işıl Aksoy’du. ( Trakya’daki müfettişlik yıllarımda Edirne’nin merkez köyünde oturan ve şimdilerde rahmetli olan-yerleri aydınlık olası- anneannesi Münire Şahinbaş ve dedesi İbrahim Şahinbaş ile ailecek yakınlığımız oldu. Evlere gidip geldik. Birbirimizi arar, saygı ve sevgi duyardık. Milli eğitim hizmetlerine okul yaptırmak gibi, adlarını unutturmayacak katkılarda bulundular. Basında onlardan söz ettim. Anneannenin tüm olumlu davranışları Işıl'ı etkilemiş olduğu da gözlemlediğim bir gerçektir. Annesi de saygın bir bürokrat, İnci Aksoy... Babası hemşerim olmasına karşın onunla telefonla konuştuk ne ki yüz yüze gelemedik. Işıl, öylesi eğitimli ve seçkin bir ailenin kızı. Adı gibi ışıl ışıl! Başarılarını annesinden ve medyadın duyuyorum.) Ne ki tanışıp, orada sanatçımızı kutlayamadım!. Kendisini daha iyi yerlerde görme dileklerimle buradan kutluyor ve yürekten alkışlıyorum!

Öteki oyuncular da yeterince performans gösterme çabasındaydılar. Oyunu, bir süre önce izlediğim Şehir Tiyatrosu oyunu Dullar ile örtüşür buldum. Her ikisinde de bayanlar rol almışlardı.

Oyun, Maltepe ve çevresi insanlarını etkiledi diyemem. Konusu ile kültürümüze yabancı olması asıl neden denebilir. Belki komedi(güldürü) yanı ile alkış almış olabilir. Salonda yankı da gerçekleşmiş olabilir. Çevre için toplumsal içerikli oyun seçilebilirdi. Özellikle trajik temalı oyunlar oldukça etkilidir. Emeği geçenleri kutluyorum.

Tiyatronun önemini vurgulayan vatan şairimiz Namık Kemal’in anlamlı özdeyişle yazımı noktalıyorum: “Tiyatro aşka benzer. İnsanı hazin hazin ağlatır. Ama verdiği acının gücünde bir başka tat bulunur. Tiyatro evrene benzer. İnsanı doya doya güldürür. Ama yansıttığı tuhaflıklar, gülerken ağlamak için istekler doğurur.”

*

Muhsin DURUCAN