Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Ekim '11

 
Kategori
Deneme
 

Cennetin doğusu

Kitap okumayı çok severim, biliyorsunuz. Kitapsız hayat nasıl yaşanır anlamam. Okumaya hiç zamanım olmadığında bile çantamda, yanımda yöremde, görebileceğim her yerde vardır kitaplar. Okuyamasam bile gözümün önünde olsun isterim.

Kitap konusunda uzun zamandır, bu konuda bilge biriyle bugünkü gibi keyifli bir sohbet etmemiştim.

Keyifli olmasının ötesinde şaşırtıcıydı da benim için. İş görüşmesi birden bire kitap sohbetine döndü.

Önyargıları var ya insanın, çoğunlukla yanıltıcı olan hani. İşte ben de bugün bir önyargımın daha yıkıldığına tanık oldum. Dünyası para etrafında dönen biri olarak düşündüğüm bir tüccar iş adamıyla görüşmem vardı. Gelen bir telefonla yanımdan ayrılınca, yalnız kaldığım ofiste kütüphaneye göz gezdirdim. Genelde bu tip ofislerde kütüphane bulunması ender görülür. Kitapların çoğu tanıdık geldi, hele bir tanesi vardı ki alıp beş on sayfa okuyup bırakmak zorunda kaldığım, yıllardır ha bugün ha yarın okurum dediğim, fakat elimin bir türlü gitmediği Mario Levi'nin 'İstanbul Bir Masaldı' kitabı. Merak edip sordum, okuyup okuyamadığını, okuyamamış malesef. Aynı bana olduğu gibi gitmemiş kitap bir türlü, ilerleyememiş.

Sohbet sürerken anladım ki karşımdaki öyle pek sıradan bir kitap okuru değil. Araştıran, satır altlarını çizen, notlar alan, okuduğunu unutmayan, klasik roman tutkunu olup günceli de takip eden eni konu iyi bir okur.

Bana John Steinbeck'in Cennetin Doğusu romanını tavsiye etti. "Hani" dedi, "Bir kitap okudum hayatım değişti denir ya, siz de bunu söylemek istiyorsanız lütfen bu kitabı okuyun".

Steinbeck'in tek kitabını, 'Fareler ve İnsanlar'ını okudum yıllar önce. Hâlâ benim için en etkileyici kitaplardan biridir. Hem sürükleyici hem düşündürücü, biraz da kara mizahı içinde barındıran çok güzel bir küçük roman ya da uzun öyküydü. Cennetin doğusu'nu da okumak için sabırsızlanıyorum doğrusu.

Bu önyargılar konusunda bir kez de mahallemdeki kuruyemişçi dükkanında şaşkınlık geçirmiştim. Öylesine sıradan görünen dükkanın sahibi gençle arada sohbet ederdik. Bir gün tezgahın üzerinde Tolstoy'un 'İki Kız Kardeş' romanını gördüm. Bunun üzerine öğredim ki benim kuruyemişçi genç iflah olmaz bir kitap kurduymuş. Hem şaşırmış hem sevinmiştim.

Bugün de şaşkınlığımın yanında sevinç vardı yine. Okuyan insanların hâlâ var olduğunu görmek ne güzel. 

 
Toplam blog
: 314
: 1210
Kayıt tarihi
: 07.08.11
 
 

Üsküdar İstanbul doğumluyum ve halen burada yaşıyorum. Okumak, yazmak ve seyahat etmeyi çok seviyor..