Cepten yiyen sevişmeler

“Hani seks, ilişkinin en önemli detayıdır sanırız. Evet, sanırız çünkü dokunmak, yaklaşmak sanki her şeyi hallediyor gibi gelir bize. Ama şunu bilmeliyiz ki, seks ya da sevişmek, cepten yemektir. Onu beslemek onu desteklemek şart ve şart. Hazıra hangi dağ dayanabilir ki? Halbuki konuşmak, konuşabilmek ilişkinin en büyük madeni. İyi seksten önce iyi konuşabilmek aslında en iyi sekstir. Sevişmek konuşmanın finali olmalıdır.

Bunun için de hayatınızda konuşabileceğiniz konuları çoğaltmak, özellikle eşinin ilgi alanına giren konularda bilgi sahibi olmak gerekir. Çağa göre gelişmek, enteresan bilgiler edinip onunla tartışmak, ilişkiyi besleyen doyuran tek şeydir. Hatta bilimeyen tek şeydir. Akıllı kadın önce güzel konuşabilmeli, fikir sahibi olmalıdır. Eşini meşgul etmelidir. Ona program yapmalıdır. Kendini daima hissettirmelidir.

Anlatmak istediğim şu ki, konuşmakla, bağırmayı ya da sıkıcı, saçma ve çok konuşmayı veya sürekli problem içeren konuşmayı birbirinden ayırmalıyız. Akıllı kadın konuşmayı bilmeli, sakin olmayı içi dolu sözler etmeyi bilmeli. En zor anlarda bile, kendine hakim olmalı. Çünkü, bence bir erkek, aşk uğruna güzel, zengin, temiz her türlü kadından vazgeçebilir ama; fikir sahibi, sakin, olgun özellikle güzel olandan değil! Konuşan kadın hem zor bulunur, hem de zor vazgeçilir. Günümüz ilişkileri artık bunu istiyor.”

Diye yazmışlar, Hülya’mız Avşar’ımız.
Canımız, ciğerimiz, baş polemikçibaşımız.
Haklı mı?
Haksız mı?

“Sütten ağzım yandı, kılıfı hazırladım minareye!” mi diyor kendileri yoksa?!

Ehhh, şimdi düşünmek lazım ve akıllı kadın işte!!!
Yaşamış etmiş, bini aşan fındık kırmış, bir o kadar çatlatmış.
Hak vaki olmuş ve hayatın, ilişkilerin, kadın ve erkeğin, seksin özünü şıp diye kavrayıvermiş:

“İyi seksten önce iyi konuşabilmek aslında en iyi sekstir. Sevişmek konuşmanın finali olmalıdır.”

Meal: Cumburlop yatak. No, no, noooo!

Dipmeal: Tecrübeyle sabittir!

Çağımız erkek ve kadınlarının yeni ilişkiden beklentileri üzerine; psikolojik, sosyolojik, antropolojik, biyolojik…vs tahlil, ülkemiz dişi Einstein’ ından geldi. 2008 yılına nurtopu gibi bir polemik konusu ile merhaba diyoruz bu vesile ile.
Mutluyuz, heyecanlıyız, yerimizde duramıyoruz.
Ele almak ve direkt konunun içine dalmakta, bir beis görmüyoruz tabii ki.
En sevdiğimiz konu: Kadın, erkek ve seks!

“Çağa göre gelişmek, enteresan bilgiler edinip onunla tartışmak, ilişkiyi besleyen doyuran tek şeydir. Hatta bilimeyen tek şeydir. Akıllı kadın önce güzel konuşabilmeli, fikir sahibi olmalıdır. Eşini meşgul etmelidir. Ona program yapmalıdır. Kendini daima hissettirmelidir!”

"Gelişmek, doyurmak, akıllı, meşgul etmek, program ve hissettirmeli." Buyurun, cümle kurun bakalım bu kelimelerden.

“Gelişmiş erkeği doyurmak için, akıllı kadın bile onu meşgul edecek bir program bulamaz ve aldatılma karşısında bildiğini hissettirmemelidir öyleyse!” mi?

Değil galiba?!

Tecrübeyle sabit miydi!

Günümüz ilişkileri artık bunu istiyor diyerek; “Benden geçti artık, yedim içtim gördüm ve çıtayı yükselttim. Benim ilişkiye bakış açım; bedensellikten ziyade, beyinseldir. İşlevi olan ilişkilere ve bu işlevi elit düzeyde yaşanılır kılan entelektüel seviyeye açım, ömrüm boyunca bunu istiyordum ve kendimi geliştirdi."


“Tüm yeni nesil kadınlara; kendini modern, çağdaş, eğitimli göstermek isteyen kadınlara saygıyla duyururum. Takılın peşime hayatınızı yaşayın.”
Alt yapısı olmayan sekse hayır!
Tüm sevişmeleriniz kitap tadında olsun!
Önce beyninizi doyurun, sonra bedeninizi!(Vay be, bunu sevdim!)
En iyi seks, iyi bir konuşmanın ardında gizlidir!
Vazgeçilmez kadın olmanın yolu, yataktan geçmez! Partneri meşgul etmek, dille sağlanır!
Sevişmenin madeni; uzuvlarda değil, kelimelerdedir!!!

Yeni yılda Avşar kızından, ilişkilere hediye edilen sloganlardır.

Düşünmeden edemiyor insan: Hangisi konuşkan, hangisi değil diye?
Yoksa, her ikisi de mi?
Aman Allahım, cepte bir şey kalmamış olmalı?!!!