Çeşme'yi "Miss World" yakacak!

Çeşme, 3. kez Miss. Word yarışmasıyle yine öne çıkıyor. Resimde, daha önceki yarışmalardan.

Bu sıcak havalarda ne yapılır? Ya bir havuz kenarına, ya çam gölgesine sığınmak. Ya da güzellik yarışmalarında hava atanların rüzgarına kapılıp serinlemek. Sonuncusu en makbulü olsa gerek. İnsanın ter bezleri gözenekleri de açılır, gözü gönlü de açılır doğrusu.( Ne demekse ?! )

Dün, K.Yakanın golf arabasından bozma “gıdı gıdı” isimli, halkı bütün gün bedava taşıyan mini taşıt aracında genç bir hanım “ Üşüdüğüm için hırkamı giydim. İzmir’deki sıcağa sıcak diyorsanız, ya biz Kıbrıs’ta n’apalım?” demez mi? Kıbrıs yanıyormuş!

Çeşme Altın Yunus Otelinde konuşan Beledieye Başkanı Tütüncüoğlu açıkladı “ Tek hedefimiz, Çeşmeyi tanıtmak.” Marmaris Belediyesinden önce anılır Çeşme Belediyesi. Bunların en birincisi Kuşadası’dır.

“Miss Exclusive of the Word”, isimli güzellik yarışması, üçüncü kez Çeşme’de sahnelenecek. Ev sahibi Çeşme Belediyesi, “ Güzel kızlarımıza teşekkür ediyorum” diyor.

7 Temmuz C.tesi akşamı Çeşmede şenlik var. Organize Komitesinden Çağrı Tortop: “ Bu yıl kendi ülkelerinde çeşitli yarışmalarda dereceye giren 40 ülke güzelinin 7 Temmuz gecesi Çeşme, müthiş show’a sahne olacak.Her yıl çıtayı yükselterek kraliçelerin kraliçesini seçeceğiz.” Dedi. Öğrendiğimize göre sunuculuğunu Volkan Severcan ve Della Miles yapacak.

Marmaris Belediyesi ne yapıyor? Yıllardır yaptıkları şölenleri, Uluslararasına çevirdiler ama, hala başlarda sayıyorlar. Yeni başkan ve ekibi, eskisinden bir adım önde yürütüyor işi.

Esasında, Ege’de, irili ufaklı ne varsa, karpuzu ile, kirazı ile çileği ile, güzeli ile, bütün festivalleri bir elde birleştirmek. Bölük pörçük olunca, alaka dağılıyor.

Fakat Kuşadası Festivali, daha ilk yılardan beri tuttu. Aldı başını gidiyor. Neden tuttu? Zira Türkiye'de ilk defa turizmin nimetlerini bu kent tattı. Kim başardı bunu? O zamanın Kaymakamı Özer Türk, Ada’lılara turizmi öğretti. Turizmle karın nasıl doyar, Türkiye ile birlikte öğretti.

Kuşadası’nın Belediye Başkanı, işin üstesinden geliyor. Fakat "basın iletişim ağları" zayıf ilçede eski Kaymakamlarını andılar. Belediyenin büyük vefa gününde, haberler yazıldı, resimler çekildi. Gel gör ki, ertesi günü hafta sonuydu. Yazı ve resimler basın organlarına servis edilemedi. Neymiş, tatil girmiş araya…”Allahasen, Özer Türk’e yapılır mı bu?” Hı?!

Basının hafta sonu tatili mi olurmuş.? Ellerindeki Cuma’nın haberi, taaa P. tesiye aktarılıp servis yapılıyor. Haberin buna beklemeğe tahammülü olabilir mi? Belki de diyeceklerdir: “ Senin bildiğini biz de biliyoruz. Ama tatildi” diyecekler. İşte biz de onu diyoruz. “Haberin” tatile tahammülü var mıdır? Bunu bilebilmek için, gazetecilik ekolünden gelmeğe bile gerek yoktur, di mi? “Ört ki ölem” yani!

Kendilerine “basın” süsü veren, belediyenin iletişim memurları diyebileceğimiz halkla ilişkiler bürosu elemanları, eğer kendilerine yakıştırdıkları “basın elemanı” sloganından hoşnutlarsa, versinler değerini, koysunlar ağırlıklarını değil mi? Memuriyet zihniyeti ile gazetecilik, o kadar olur işte. Biz bu konuyu, İzmir’deki gazetemin köşe yazısında da belirttim. (Gazetenin Kupürü aşağıda) Haberi, alındığı anda değerlendirmek lazım. Haber oturur, bir güzel ağlar sonunda. Göz yaşlarını durduramazsınız.

Şayet denilirse ki: “ Biz, bağ, bahçe, esnaf denetim, temizlik kanallarından buraya halkla ilişkiler büromuzda habercilik yapıyoruz. Bize ne denirse onu yapıyoruz” derlerse, onlar da haklıdırlar. O zaman Başkanlarına gidip “ Bizim yaptığımız iş, basın işi değil. Ayıp oluyor. İşin şeklini ve rengini değiştirelim” diye dayatsalar. Neden olmasın?

Ege’de Marmaris, Çeşme, Kuşadası favori atılımlarla seslerini uluslar arası yaptılar. Çevre kıyı ilçeler de boş durmuyor. Ancak seslerini aynı yörenin insanı zor duyuyor.