Cesur Yürek Ernest Hemingway

Asi bir çocuk muydu yoksa, masum bir kedi emsali mi onun kalbi?

Geçtiğimiz günlerde bir kitabından bahsetmiştim. Kendisini, kitaplarındaki arka sayfalardan anlatıldığı kadarı ile tanırdım. Ancak adı geçtiğinde, bir kesim için daha yoğun duygular yaratan bir isim olduğunu fark etmişken, ve bende bu akıma kapılmışken biraz daha derinden tanımak ve tanırken tanıtmak istedim usta yazarı…

 

Ernest Hemingway; lise döneminde okul gazetelerine makaleler yazarak, üniversite sonrasında ise bir gazete muhabiri olarak görev yapmıştır. Ancak o yıllarda I. Dünya Savaşı başlar ve Hemingway orduya başvurur. Gözündeki rahatsızlıktan dolayı kabul edilmeyen yazar, bir süre sonra ancak gönüllü başvuruları ile kabul edilir ve orduda yer alır. Ambulans şoförü olarak devam ettiği dönemde, patlayan bir top yüzünden yaralanır. Ancak aynı olay sırasında, başka yaralı bir İtalyan askerini cepheye taşımaya çalışırken, bacaklarından da yaralanır. Bunların ardından Gümüş Onur Madalyası ile ödüllendirilip İtalyan gazetelerinde kahraman olarak ilan edilir. Tedavisinden sonra tekrar ABD’ye dönüp gazetede yazmaya başlar. Bir kaç yıl sonra hiç tanınmayan bir yazar iken, dünyanın en ünlü yazarları arasına girer.

 

Bir çok ödül toplayan ve sinemaya uyarlanan eserler yaratan ABD’li romancı, gazeteci ve hikaye yazarı Hemingway’ in kitaplarında; aslında kendi hayatını; sert, cesur ve mücadeleci karakterini yansıttığı düşünülür. Mesela; tedavisine bakan hemşire ile olan anısını Silahlara Veda ya da karısından boşanmış bir yazar olarak, karı-koca arasındaki iletişimsizliği Cat in the Rain romanlarında işlediği gözden kaçmaz.

 

Tutkulu yaşamının ardından, kaza mı yoksa intihar mı olduğu bilinmeyen bir şekilde av tüfeği ile vurularak hayatını kaybeden Hemingway, acımasız ama dokunaklı eserleri ile var oluşunu yitirmeyerek, iyi bir okur kitlesinin kalbinde her zaman yer almaktadır.

 

Hemingway için sanırım, uygun bulunacak tek söz ;

Korkuların kadar esir, cesaretin kadar özgürsün'dür...