Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Aralık '06

 
Kategori
Haber
 

Cevahir'in Gulyabani'si

Cevahir'in Gulyabani'si
 

Ve üçüncü Cevahir şoku dalgası geldi birkaç gün önce. Merkezin özel güvenlik ekibi, kendilerince, hırsızlık yaptığını düşündükleri küçücük bir kız çocuğunu, sorgu odalarında döverlerken, fiziki darp uygularlarken görüntülendiler. Bir işletmeyi batırmak, sosyal ve ticari imajını yerin dibine geçirmek isteseniz dahi böylesine mükemmel kurgulayamayacağınız olayların son ve hazin perdesi böyle açıldı ve indi işte.

Hüseyin Rahmi'nin "Gulyabani" adlı romanı, birçoğumuzun daha ilkokul-orta okul yıllarımızda okuduğumuz, Türk Klasikleri arasına girmiş romanıdır. Hatırlarım, okuduktan sonra, uzun süre, on üç-on dört yaşlarımın psikolojisi ile geceleri rüyalarıma girmişti. Türk edebiyatının, en eski ve en köklü korku karakterlerinden biridir, köken olarak Arap kültürüne dayansa da.

Bugün, medya organlarına yansıyan bir haber, uzunca bir süredir düşündüğüm konunun tuzu-biberi oldu. İstanbul'un meşhur alışveriş merkezi, son günlerin gündemdeki ismi Cevahir Alışveriş Merkezi'nin, emekli bir albay olan Güvenlik Müdürü, sapasağlam mesaisine devam ettiği bu günlerde, çok acıdır ki bir kalp krizi geçirerek, hayatını kaybetti. İşte, beni okuduğunuz yazıyı yazmaya iten son halka da bu olay oldu. İlk üç halkayı belirtmeden, bu devasa merkez ile ilgili birkaç noktaya değinmek istiyorum.

Temeli 1997 yılında atılan Cevahir'in hizmete açılması için tam sekiz yıl geçmesi gerekti. 2005'in Ekim'inde kapılarını ziyaretçilerine açtı. Binanın bulunduğu alan İstanbul Büyükşehir Belediyesi kuruluşu olan İETT'ye aitti. O dönemde, çok daha eskiden bir kuş cenneti sahası olan bölgenin, bir yeşil vadi projesi alanı olması için kamuoyu baskısı oluştu ancak dönemin belediye yönetimi, maddi açıdan daha değerli olan bu alternatif üzerinde karar kılmakta ısrarcı oldu.

Hisselerinin, yüzde 51'i Cevahir Holding'e, yüzde 49'u ise İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne ait olan dev alışveriş merkezi, Şişli ilçe sınırları içerisinde. Çok yakınında benzer merkezler olmasına rağmen, İstanbul'un bu en kalabalık bölgesinde açılan tesis nedeniyle özellikle Şişli halkı olmak üzere Çağlayan, Osmanbey, Mecidiyeköy sakinleri zaten bir keşmekeş olan trafiğin iyiden iyiye içinden çıkılmaz hal aldığını düşünmekteler.

Daha proje aşamasından başlayıp bugüne değin sürüp gelen, mimari yapısına yöneltilen eleştirilerle de uzun süre gündem maddesi oldu Cevahir. Mimar örgütleri ve çeşitli sivil toplum kuruluşları, kötü mimarinin en çarpıcı örneği olduğu iddialarını kuvvetle seslendirdiler.

Cevahir, Türkiye'nin en büyük; "Mall of America"dan sonra dünyanın da ikinci büyük alışveriş merkezi. İçinde; 280 mağaza, 34 fast food restoranı, 14 restoran, 55 Bin metrekarelik de eğlence alanı barındırmakta. Aynı anda 500.000 kişi alabileceği söylenen tesisin her tarafını dolaşmak istediğinizde toplam 350 km. yol yapmanız gerekiyor.

Tüm bu enteresan ve devasa değerler bize ne kazandırıyor diyenler de hiç ama hiç azımsanamayacak noktada kamuoyumuzda. "Beyaz Türkler'in ve kapitalizmin yeni ve en büyük mabedi" yorumlarının yapıldığını hatırlıyorum ilk açıldığı günlerde.

Cevahir'in başında -benim başlıkta Gulyabani karakteri ile sembolize etmeye çalıştığım- bir uğursuzluk dolaşmakta son bir aydır. İlk hadisede, küçük bir çocuk bu modern tesisin yürüyen merdivenlerinden düşerek hayatını kaybetmişti hatırlayacaksınız. Daha bu traji-komik ve acı olayın şokunu atamadan üzerinden Türk kamuoyu ve şirket yetkilileri, geçtiğimiz hafta yine bir küçük çocuk, yine yürüyen merdivenlerden düştü ve yine maalesef hayatını yitirdi. Gerçekten de bu yaşadığımız çağda, böylesine modern bir merkezde ve İstanbul gibi bir dünya metropolünün, Şişli gibi bir yıldız ilçesinde ardı ardına yaşanan bu iki olay akıllara zarar nitelikteydi.

Ve üçüncü Cevahir şoku dalgası geldi birkaç gün önce. Merkezin özel güvenlik ekibi, kendilerince, hırsızlık yaptığını düşündükleri küçücük bir kız çocuğunu, sorgu odalarında döverlerken, fiziki darp uygularlarken görüntülendiler. Bir işletmeyi batırmak, sosyal ve ticari imajını yerin dibine geçirmek isteseniz dahi böylesine mükemmel kurgulayamayacağınız olayların son ve hazin perdesi böyle açıldı ve indi işte.

Bugün, Cevahir'in güvenlik müdürünün de ansızın hayatını kaybettiğini okuduğumda "olmaz bu kadar" demekten kendimi alamadım. Ne diyeceğiz, nasıl yorumlayacağız şimdi bu gelişmeleri? Yeni bir uğursuzluğu mu bekleyeceğiz?

Yaşam alanlarını felç ettiği için, Şişli'lilerin bedduaları tuttu desek, biliyorum çok basit kalır ama vallahi ben söyleyecek söz bulamadım.

 
Toplam blog
: 898
: 3759
Kayıt tarihi
: 09.06.06
 
 

İzmir'de yaşıyorum.    Çok uzun yıllar öncesinden başlayıp, hiç ara vermeden bugünlere kada..