Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Haziran '10

 
Kategori
Doğal Hayat / Çevre
 

Çevreniz ne âlemde?

Çevreniz ne âlemde?
 

Bu iç açıcı görüntüler giderek azalmakta, hatta yok olmakta. Durdurmak elimizde!


Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.

“Çevreniz ne âlemde?” diye sorarken, doğrudan doğruya bizi kuşatan âlemden, yani kâinattan bahsediyorum.
Aile, çevresi, iş çevresi, arkadaş çevresi, sosyal çevre… Vs. hepsi önemli… Lâkin asıl büyük çevre olmadan diğer çevrelerin bir kıymet-i harbiyesi kalmıyor.
“Çevreniz ne âlemde?” derken, kâinatın bize düşen, size düşen kısmında; üzerinde yaşadığınız, gezdiğiniz, iş yaptığınız, yürüdüğünüz mekân-muhit ne vaziyette, diye soruyorum!
Tertemiz, yemyeşil, mükemmel diyebilen var mı?
Artık sularımız bile içilmiyor… İçme suyunu satın alıyoruz. Yöremizdeki dereler, çaylar, akarsuların suyu hem azaldı, hem kirlendi.
Soluduğumuz havadaki, başta karbondioksit, her türlü zehirli madde çoğaldı…
Ozon tabakası delindi, güneş çok daha yakıcı ve ışınları cilt için çok daha tehlikeli… Ege ve Akdeniz kentlerinde hava, artık Nisan ayından itibaren bunaltmaya başlıyor. İlkbaharı neredeyse hiç yaşayamıyoruz. Hâlbuki mevsimlerin en güzeli bahar diye bilirdik! Ki baharı unutmak üzereyiz.


İnsanlar siyaset, ticaret, kariyer denilen nesnelere odaklanmış… Gözleri başka bir şeyi görmüyor… Hele yerkürenin bittiğini hiç görmüyor.
Bundan 200 sene önce başlayan sanayileşme gittikçe hızlanıyor ve ivme kazanıyor. Nüfus da süratle artınca daha fazla kaynak elde etmek, daha fazla üretim ve nihayet daha fazla tüketim zorunlu hale geliyor.
Bu zincirin her safhasında enerji ve elektrik harcamak, dolayısıyla kömür ve petrol yakmak kaçınılmaz oluyor. Bu ise, bir yandan küresel ısınmaya sebep olurken, diğer yandan toprakların, suların ve atmosferin kirlenmesine yol açıyor.
Hızlı nüfus atışı ve kaçınılmaz tüketim karşımıza “ÇÖP” sorununu çıkarıyor. Sanayinin artığı olan çöpler bir yana, her gün evlerimizden poşetler dolusu çöp, belediyelerin kamyonları vasıtasıyla alınıyor. Peki, kamyonlar dolusu çöpler ne oluyor, nereye dökülüyor?
Şehrin dışında bir yerlerde “çöp dağları” oluşuyor.
Fakat her dağın da bir kapasitesi var. Milyonlarca insanın çöpünü almaya “dağ” mı dayanır?
Nitekim İzmir’in çöplerinin döküldüğü alan doldu. Belediye Başkanı, can havliyle yeni bir çöp alanı arıyor. Şimdikinin aksi istikamette bir yer bulmuş. Fakat çöp için bulduğu yeni mekâna yakın köylüler, buraya çöp döktürmeyiz diye isyan ediyorlar. Burada kimin haklı olduğunu bilmiyoruz… Bildiğimiz; çöplerin ziyadesiyle büyük bir sorun olduğu!
Bir de, köylülerin, doğayı kirleten, ağaç katliamına sebep olan madenciliğe, mıcır işletmelerine hiç ses çıkarmayıp, konu çöp dökme gibi elzem bir husus olunca çevreci kesilmelerine hayret etmekteyiz!
İzmir’de ikamet ettiğimiz için bu kentin çevre dertlerini yakından biliyoruz. Fakat eminiz ki, ülkenin, hatta dünyanın her yerinde benzer çevre sorunları yaşanmaktadır.


Elbette çevre meseleleri yukarıda değindiğimiz kadar değil…
Hemen hemen 40 yıldır; 5 Haziran “Dünya Çevre Günü” olarak kabul ediliyor ve o gün yapılan etkinliklerle çevre sorunlarına dikkat çekiliyor. Ne yazık ki ahalinin çok büyük bir bölümü ne tehlikenin farkında ne de konuya uzaktan-yakından ilgi duyuyor.
Bu kayıtsızlık, çevre felâketinin kendisinden çok daha tehlikeli ve zararlı... Belki de çevresel değişiklikler bizzat insanı kayıtsız, vurdumduymaz bir hale getiriyor, onu bir başka türde yozlaştırıyor.
Çevre konusunda söylenecek çok şey var. Şimdilik, Birleşmiş Milletlerin 2010 çevre günü için kararlaştırdığı başlık ve konuyu dikkatinize sunarak yazıyı noktalayalım… BM, 2010 yılı için “TEK GEZEGEN, TEK GELECEK” sözünü yılın çevre başlığı olarak kabul etti.
Evet, kâinat çok geniş… Dünya bu genişlik içinde 1 nokta… Fakat insanoğlu, o nokta kadar gezegenden başka yaşanabilecek bir mekân keşfedemedi. Gelecek için bu tek gezegeni korumaktan başka bir çare var mı?
Ve cevabını arayan soru: Kim koruyacak?

 
Toplam blog
: 1412
: 1241
Kayıt tarihi
: 04.06.10
 
 

Ücret karşılığı hiçbir yerde çalışmıyorum. Sandıklı'da doğdum. Kuleli Askerî Lisesi, Kara Harp Okul..