Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Nisan '14

 
Kategori
Siyaset
 

CHP asla iktidar partisi olmak niyetinde değildir

Siyaset de rezalet havanında ahlâk dövmek değildir.

+ Benim 64 senelik ciddi kanaatim: CHP ile seçmeninde, bu parti kurulduğu günden beri, “kendini fazla beğenmişlikten” kaynaklanan, çok vahim bir “Algılama bozukluğu” olduğu cihetindedir. Hele seçmenindeki bu müzmin algılama bozukluğu, devam ettiği sürece, CHP hiçbir netice elde edemeyecektir. 64 Sene oy verdiğin bir parti, iktidar olamıyor, hep aynı yerde sayıyor, hem kendi, hem seçmeni, hem de milleti için, hiç bir şey yapmıyorsa, O parti parti değil; sadece malum kişiler için, emin bir geçim kaynağıdır. CHP’nin başına geçen neredeyse herkes, neredeyse hep, siyasî ve bilinen tabiri ile “-Küçük olsun benim olsun.” düsturunu gütmekten, ileriye gitmemiştir. Neredeyse Bir Asırlık siyasi bir parti, dönüp dönüp aynı hataları yapmaya, özellikle de halkını adam yerine koymamaya, devam ediyor ise; bunda sadece hata değil; çok ciddi bir kasıt aramak lâzımdır. Böyle bir parti de, ağzı ile zümrüd-ü anka (olmayan mükemmel bir kuş) tutsa, kendi kemik ve komik oy toplamının dışına çıkamayacaktır. Ve fakat giderek, bu millet de, bu oyunu, 64 yıl daha yutmayacağı için, sonunda eriyen kemik ve komik oylarla birlikte,  CHP de bitip yok olacaktır.  Oyların kemik olmasına sebep, pek değişmemesi, komik olmasına sebep de, aldatıcı olmasındandır. Daha açıkçası, değişmez bir CHP taraftarı vardır. Oysa değişmez taraftar bulmak, siyasetçiyi atalete götüren, en büyük sıkıntıdır. Bu tespit maalesef doğru bir tespit olmakla birlikte, bu hâlin çevreye zarar veren bir durum da almaya başlaması, ülke için sakıncalı bir manzara arz etmektedir. Bu 64 yıllık mükerrer gidişat da, sanılan kemikleşmenin tam tersine, erimeyi süratlendirecektir. Bu gerçeği anlamamak, CHP ve seçmeninin, birinci algı hatasıdır.

Bu partiyi sürekli tutar gibi görünen, ama aslında bu durumu kullanan “KalemZorlar” (Tersyüz edilmiş kalemşorlar anlamında) şayet bu partiyi gerçekten tutuyor olsalardı, açıkça ne yapılması gerektiğini, hem seçmene, hem de partiye, evire çevire anlatma azim ve sadakatini gösterirlerdi. Bunu yapmadılar. Yapmayacaklar da. Çünkü Onlar da gayet iyi biliyorlar ki; bu 64 senelik karmaşadan, kolay kolay hiç bir netice çıkmaz. Çünkü Onlar da gayet iyi bilerek, oylarını iktidar partisine veriyorlar ki; istenen netice, bu aşamada, sadece iktidardaki partiden çıkar. Ancak, iktidar partisine karşı durmak, elitist akılda, bir erdem sanıldığı ve sayıldığı  için, şeklen durdukları yer, CHP’nin yanıdır. Gerçekten böyle olsa idi, yıllardır, şimdi ve yıllarca CHP’yi eler eleştirirler, sonunda Parti ederlerdi. CHP’nin her mağlubiyetinde, taraftar medyadan, ciddi ve eleştirel, tek “Çıt” çıkmaması, dediğimin açık kanıtıdır. Önce CHP seçmeni, bunu iyice bir düşünmelidir. Sonra da CHP kurmayları bu konu ile ilgili, külâhlarını önlerine koymalıdırlar. Bu gerçeği de anlamamak, CHP ve seçmeninin, ikinci algı hatasıdır.

Her seçime giderken, CHP’ye özgü, parti içi ve parti çevresi, birçok tuhaflıklar olurdu. Ancak, bu seferki kadar fazla ve hatta fahiş tuhaflık olduğunu, hiç kimse görmemişti. CHP 64 yıl, hiç üretmediği projelere mukabil, kendine kazanmak için strateji bellediği, hep bu tuhaflıklardan kayıp etti. Ve ne yazıktır ki; bu tuhaflıkların çoğu da, ahlâk dışı konular üzerine inşa edildiği için, toplumun akıl ve hafızası sağlam olan, kahir ekseriyeti tarafından da, hiç benimsenmedi ve de unutulmadı.. Bu kerre görüldüğü üzre: Doğrudan devletin varlığını hedef alan bir grup ile CHP’nin iş birliği yapması, ciddi CHP seçmenini bile çileden çıkarttı. Gerek CHP ve gerekse MHP seçmeninin ciddi kesimleri, CHP MHP ve GLN (Gülen) ittifakını ise, asla anlayamadı. Kabul de edemedi. Bu anlayamayanlar, kabul edemeyenler arasında, eskiden sandığa gitmeyen bir kitle de vardı. Onlar da bu kerre sandığa gidip, AKP’ye oy kullandı.  Bu gerçeği de anlamamak, CHP ve seçmeninin, Üçüncü algı hatasıdır.

CHP’nin bu seçimde hiç anlamadığı mes’elelerden bir tanesi de, insana dair, gayet matematiksel basit bir mes’eleydi. CHP kurmayları zannettiler ki; CHP+ MHP+ GLN+ TÜSİAD+ MOSAD+CIA +TARAFSIZLAR VE DİĞERLERİNİN toplamı ile AKP’yi yenecekler. Yapılan araştırmalara göre. kâğıt üzerinde bile, sıfır ihtimâl çeken bu durum, doğal olarak işlemedi. AKP tek başına, neredeyse bu MÜTHİŞ İTTİFAK toplamının üzerinde oy alarak, seçimden mutlak galip çıktı. Zaten beklenen de bundan gayrı bir netice değildi. Olamazdı da.. Sonra da olmayacak... Ancak bu durum, seçimde bazı makamlara aday olanları, gerçekten çok kırdı. Oysa bu neticeye sebep de, çok basitti. Teoride CHP’nin plânındaki matematiksel toplama, doğru olsa bile, toplanan insanlar için kurulan mantık yanlıştı. Toplanması gereken tarafların taraftarları değil. Toplanması gerek, bizzat halkın kendi rızası, kendi aklı, kendi muhabbeti, kendi güveni ile oluşan, kendi kitleleriydi. Aynen AKP’nin yaptığı gibi, AKP başka bir parti ile neden bir ittifak aramıyordu? Çünkü AKP’nin ittifakı, bizzat ve bizatihi halkın kendisiyleydi. Bu ittifakı 64 yıldır anlayamamanın, arayamamanın, bir türlü de kuramamanın esiri olmak da, CHP’nin hiç değişmeyecek kaderiydi.  Bu gerçeği de anlamamak, CHP ve seçmeninin, Dördüncü algı hatasıdır.

Ancak CHP için bundan da beteri var. Çünkü, TBMM toplantılarında, ona buna bağırmaktan başka, ne işe yaradıklarını halâ anlayamadığım, CHP kurmayları, günlük zaafları ile hareket etme adap ve ahlâkında oldukları için, sonraki günü hiç düşünemediklerinden, Son Cumhur Reisi seçimlerinde sırf AKP’den biri seçilmesin istedikleri için, mükemmel bir iş yapıp, Cumhur Reisi seçimini halkın referandumuna bıraktılar. Bu sebeple de: Hem AKP’den biri seçilmiş oldu. Hem de yine AKP’den birinin seçilmesi, %100 garanti altına alınmış oldu. Şimdi İki AKP’linin, kimseye de sormadan, Kendi aralarındaki anlaşmasına göre: birinin seçileceği de kesin. Bu konjonktür için hayırlısı odur ki; İnşâallah her ikisi de, kendi yerlerinde kalarak, yollarına devam ederler. Allah sağlık sıhhat verdiği müddetçe, başka bir ihtimâl de ufukta görünmüyor. CHP bir ihtimâl varmış gibi davranırsa ki, davranmazsa çok şaşarım. Yine kendi ayağına kurşun sıkmış olacaktır. Çünkü Cumhur Reisi seçiminin arkasından, çok yakın gelecek ile gelecek olan, bir yarı başkanlık sistemi ve İki partili döneme geçiş var.  Bu konuda dahî, aksinin olması ihtimâli de, pek mümkün görünmüyor. Bu gerçeği de anlamamak, CHP ve seçmeninin, beşinci algı hatasıdır.

Liderler hiç öyle görmeseler de: Seçim sonuçlarına baktığımız zaman, AKP dışında tüm partilerin manzarası, maalesef  bölgesel parti olma niteliğini, geçemez bir durum arz ediyor. Halkı ile ülkenin her köşesinde buluşamamış olan siyasi bir partinin, ne anlam taşıdığını, hiç düşünememiş olmak ise; tamamen siyasî bir körlüktür. O siyasî körlükle birleştirici olacağını iddia etmek, gülünç olmaktan da beter bir manzaradır. Hele “-İzmir’i teslim etmedik, etmeyiz.” aklı, esasen durumun, ne kadar vahim ve ülkenin mahdut yerlerine sıkışmışlık olunduğuna da işarettir. İzmir ya da Kadıköy, Bakırköy, Beşiktaş ya da benzerleri, çoktan çağdışı kalmış, yörelerimiz olarak, kendi yollarına ite kaka devam etseler de; CHP’nin misyonu en azından, başa baş sandıktan çıkma aklı ve cehti olması gerekmez miydi?  Bunun için de çok fazla çalışmalıydı. Onun bunun artıklarını, hatta kendi attıklarını toplayarak, bir zafer ümit etmemeliydi. Yalova’da başa baş olmak, oranın CHP vekilini fazlası ile kesse de; bu ülkede sağlam muhalefet bekleyen, biz liberâlleri, en başında da AKP ve seçmenini kesmez. Kaldı ki, CHP herkesin aklında dilinde, neden sadece muhalefet de iktidar değildir?! Ancak, 64 Yıl müzmin muhalefette kalan, CHP hakkında, başka ne düşünülebilir ki? Yani demokrasilerde çok güçlü muhalefet esas olmalıdır. Ancak O muhalefet de, güçlü olabilmek için sonraki seçimde iktidar olmaya hazır olmalıdır.. CHP, pişpirik oynamaya bile hazır değil. Ve müthiş bir rehavet içinde. Bu gerçeği de anlamamak, CHP ve seçmeninin, Altıncı algı hatasıdır.

Pekiyi şimdi ne olacaktır? Bu mahallî seçimlerde yapılan iş birliği neticesinde, zımnen de olsa: CHP+MHP+GLN+TÜSİAD+MOSAD+CIA ve DİĞERLERİNİN aynı tarafta olduğu kanıtlanmıştır. Yani bu ittifak karmaşasından ayıklanabilen partiler, Cumhuriyetçi olarak, tek çatı altında herhâlde birleşeceklerdir. Birleşemezlerse, yeni Türkiye’nin mecbur olduğu çağdaş siyaset ortamı içinde, bu akıl ve tavırlarla devam etmeleri, hiç de kolay olmayacaktır. Karşı blokta da AKP ve BDP yani demokratlar olacaktır. Bence bu kerre yarı başkanlık sistemini CHP istese de; AKP istemeyip parlamenter sistemde kalmaya da diretebilir.. Bunun tersi de olabilir. Hem Cumhur Reisi, hem de siyasî seçimleri, kahir ekseriyet ile AKP’nin kazanacak olduğu da, şimdiden kesindir. Bu arada paralel devleti silip, Türkiye’den atması gerektiğini, sonra Anayasa ve güdümünde diğer  kanunları da çıkartması gerektiğini, AKP iyi bilmektedir. Daha açıkçası, AKP yaşam suyunu, kesin olarak demokratikleşmeden ve yeni Anayasadan alacaktır. Halka da bu vaatle gidecek ve yeteri kadar oy isteyecektir. O oyu da fazlası ile alma ihtimâli, fevkalâde yüksektir. Tabiî AKP’nin Anayasayı önceki eşit komisyon şartları ile yapmaya kalkmayacağı da bellidir. Daha doğru değişle: AKP’nin bu sefer Anayasayı yapacağı bellidir. Yapmak için de gereken her meşru yola, önceden başvuracağı kesindir. Konu CHP olunca, Bu yazı böyle devam eder de eder, Gider de gider. Çünkü CHP’nin akıl revizyonuna, ziyadesi ile ihtiyacı vardır... Tüm doğruları, Mümtaz Türköne ve diğerleri gibi, çok bilen danışmanlara anlatamadığım gerçekler yüzünden, danışmanlıktan ayrılıp, Tansu Çiller’in aynen ve tam dediğim üzre:%9.9 ile TBMM kapısında kalmasını, maalesef seyir etmiş, Bir başbakan danışmanı olarak, CHP hakkındaki ilk kanaatimi tekrar edeyim ki; CHP iktidara oynamaya 64 sene sonra, şayet karar verirse, ki sanmam. Hem kendisi, hem seçmeni, hem iktidar partisi, hem biz liberâl düşünürler, hem de milleti için, işler yoluna girer. Aksi halde, bu anlattığım da anlaşılamayacağı için, CHP ve seçmeni, Yedinci algı hatasını da mutlak yaparak, kendini siyaset dışına itmeye devam edecektir.. Bundan sonra da, hiçbir kişinin cıvıtma zıvıtma, tencere tas tava çalma, her bahanede sokaklara çıkma, imkânı falan kalamaz. Öyle bir niyeti olacak olanlar da, bu işi CHP binasının içinde yaparlarsa, çok daha iyi ederler. Çünkü siyaset, rezalet havanında ahlâk dövmek değildir. Seçimlerin tüm milletimiz için, hayırlı olmasını ve Türkiye’ye siyasî ahlâkın, biran önce dönmesini temenni ederim...

Haydar Volkan

Kozyatağı: o9.04.14

 
Toplam blog
: 148
: 492
Kayıt tarihi
: 04.02.09
 
 

Haydar Volkan: 21.05.944 Rebabi bestekar Sabahaddin Volkan ve Piyanist Mukadder Volkanın oğlu olar..