CHP’de kadife devrim...

Dışarıda oldukça soğuk ve sert bir hava vardı. CHP Kurultayı’nın da aynı ölçüde soğuk ve sert bir havada gerçekleşmesini bekliyordum.

Hayret… Oldukça ılımlı bir atmosferde gerçekleşti CHP kurultayı.

Hemen teşhisi koydum; uzlaşma sağlanıp parti içi dengelerin gözetildiği bir liste hazırlanmış olmalıydı. Deyim yerindeyse bir kez daha, dağ fare doğuracaktı.

Nitekim Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun konuşması, Parti Meclisi’ni belirlemeye yönelik bir kurultay konuşması değil de, sanki genel seçimlerin startını veren bir Genel Başkan’ın konuşması idi.

Listenin açıklanmasıyla yapılan ilk yorumlar; dengelerin gözetildiği bir liste hazırlandığı yönündeydi. Önder Sav’ın tasfiyesinin tamamlandığı, Deniz Baykal’a biraz taviz verilmiş olmakla beraber, gücünün büyük ölçüde minimize edildiği bir listenin böyle yorumlanması, yorumların daha liste açıklanmadan hazırlandığı intibahını veriyordu.

Tarih 18 Aralık 2010... Bu tarih, Kemal Kılıçdaroğlu’nun CHP Genel Başkanlığı’nı ele geçirdiği gerçek tarihtir. Bu tarih CHP için bir kırılma ve dönüşümün başlangıç noktasıdır. Bu kırılmanın böylesi sancısız bir şekilde gerçekleşmiş olmasını ise tek kelimeyle şaşırtıcıdır.

CHP’nin yeni Parti Meclisi’ni teşkil eden bu liste, önceki PM listelerinden farklı ve oldukça özellikli bir liste. Listedeki isimleri mesleklerine göre kategorize edecek olursak oldukça ilginç bir tablo ile karşı karşıya kalırız. Belki de CHP, yıllar sonra ilk kez parti içi dengelerin gözetilmediği bir liste koymuştur ortaya. Tam aksine bu kadro, biraz mahcup bir ifadeyle de olsa seslendirilmekte olan ‘yeni CHP’nin, ‘yeni politikaları’nı ortaya koyacak olan kadrodur.

CHP’de yaşananların bir devrim olduğunu söylemeye niyetlensem de, devrimlerin bu kadar yumuşak gerçekleşmeyeceğini hayal meyal hatırlayabiliyorum. CHP’nin önümüzdeki günlerde bu dönüşümün getireceği sancıları yaşaması kaçınılmazdır. Bir yenileşmeyi büyük çoğunluk gerekli görüyor olsa da, herkesin o yenileşmeden anladığı şey farklıdır. Değişim kadar, değişimin yönü de önemlidir ve bu değişimin bir gün en büyük destekçilerini dahi karşısına alma potansiyeli vardır.