Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Kasım '10

 
Kategori
Siyaset
 

CHP'deki siyasi depremin perde arkası üzerine notlar 1

CHP'deki siyasi depremin perde arkası üzerine notlar 1
 

Haluk Koç, Kemal Kılıçdaroğlu, önder Sav


Giriş

Deniz Baykal bir kasetle genel başkanlıktan olunca Mayıs 2010'daki kurultayda Önder Sav'ın büyük gayretkeşliği ile Kemal Kılıçdaroğlu CHP'nin başına oturuverdi. Öyle apar topar oldu ki bu değişim, bunu Kılıçdaroğlu bile anlayamadı. Bir yandan yerel seçimler vetiresinde izafi bir başarı, bir yandan basının desteğiyle Kemal Kılıçdaroğlu'nın yıldızı birden parlayıverdi. (Parlatıldı mı deseydim acaba?)

Bugüne nasıl gelindiğine açıklık getirmek için iyisi mi kurultay sonrası gelişmeleri maddelere dökeyim:

1) İlk çatlak Kılıçdaroğlu'na yerel seçimler sırasında büyük destek veren, CHP'ye yeni açılımlar getirmeye çalışan Gürsel Tekin'le Önder Sav arasındaki o günlerde açığa çıkmayan muktedir olma mücadelesi. Çünkü statükocu ve partiyi (delege, parti yönetimi... bağlamında) avucunun içinde tutan Sav ile değişimden yana olduğu izlenimi veren Gürsel Tekin'in teşkilatlanmada sorumluluk sahibi açısından çatışması kaçınılmazdı. Kurultaydan hemen sonra birkaç zikzakla Tekin MYK'ya alınsa da Sav'ın hiç hoşuna gitmedi bu, ama Sav bunu "öteledi."

2) Kılıçdaroğlu referandum vetiresini iyi yönetemedi. AKP karşıtlığı üzerine kurduğu ifadelerini zenginleştiremedi. Belki çok gezdi ama performans çıtasını bir türlü yükseltemedi. Ayrıca Kılıçdaroğlu'nun meydanlardaki, "Türbanı ancak biz çözeriz." "Genel aftan bahsedebiliriz." gibi cümleleri (seslerini çıkarmasalar da) partinin kurmaylarını (Kemal Anadol, Hakkı Süha Okay...) rahatsız etti.

[Dipnot-1: Genel aftan memleketi Tunceli'de bahsetmesi manidardı. ]

[Dipnot-2: Bugünlerde Kemal Anadol'un Kılıçdaroğlu'nun referandum sırasında söylediği cümlelerle ilgili, "Söylediklerinin hangisini kurulda dile getirdin?" diyerek eleştirmesi aslında "Başına buyruk hareket ettin." demek değil mi? ]

3) Kılıçdaroğlu'nun son çıkışına kadar Kılıçdaroğlu ipleri Önder Sav'ın elinde kukla gibi algılandı.

4) Yargıtay Başsavcılığının yazısında sonra Sav'la yaptığı görüşmelerde iki gün önce gece yarısına kadar Kılıçdaroğlu ile Sav anlaşmışlar gibi görünürken PM toplantısının genel başkansız yapılması, ertelenen tüzüğün hayata geçirilmesi, Kılıçdaroğlu'nun bu yeni tüzüğe göre yeni bir MYK oluşturması, bu kurula Sav ve "Sav"cı lardan kimseyi almaması, dahası da düne kadar Sav'ın yetki alanı içinde olan "teşkilattan sorumluluğu" Gürsel Tekin'e vermesi CHP'de krize sebep oldu.

5) Karşılıklı suçlama ve ağır denebilecek ifadelerle ilk göze çarpan (Algılanan da diyebiliriz.) Sav ve ekibinin yönetimden tasfiyesi ve Kılıçdaroğlu'nun Sav'ın vesayetinden kurtulup rüştünü ispat etmesi idi.

6) Aslında bu tasfiyenin arkasında kişilerden, parti içi iktidara sahip olmaktan çok, yeni bir parti politikasının yattığı vurgulanmak istendi yeni yönetim tarafından. "İktidara yürüyoruz, yeni parti, yeni yönetim...." gibisinden ifadeler bunun işaretiydi...

Son söz: Bu deri daha çok su kaldırır. Fotoğraf netleştikçe devam ederim.

 
Toplam blog
: 300
: 1022
Kayıt tarihi
: 13.06.10
 
 

Tarih, edebiyat, şiir, dil ..