- Kategori
- Siyaset
CHP-MHP! Siyaseten İflasın Resmi
- Aslında sadece bu günlerde değil, uzun zamandan beri CHP ve MHP’nin siyaseten saha dışında kaldığı sırıtan bir gerçekti.
- MHP’yi anlıyorum. Siyasetleri rekasiyoner milliyetçilik üzerine kurulu olduğundan, karşıt bir fikrin karşısında konumlanmak MHP’nin asli yapısını oluşturuyordu. Pek tabi ki Kürt Sorunu MHP için bulunmaz nimetlerin başında gelen bir sorundu… Sürmeli, devam etmeli ve bir şekilde MHP’nin değirmenine bu sorun üzerinden su akmalıydı. Bu beklenti bu günlerde rafa kalkmış görünüyor ki MHP bir şekilde kendisini yeniden gündeme taşıyacak argümanlar üretmeye çabalıyor. Tabi gülünç de olmadı değiller hani. “Vur de vuralım, öl de ölelim” şiarıyla neyi hedefledikleri dahi meçhul. Bu argümanlar bir siyasal partinin iflasını ilanının ta kendisiydi aslında.
- Bu saatten sonra MHP üzerine kelam etmenin bir esprisi yok. MHP kimin için var ki? Deniz tükendi, bitti. Bundan sonrası için hangi paradigma üzerinden yol alacaklar? Veya birileri MHP’ye farklı bir misyon mu biçecek? Bu misyonun karşılığı ne olacak?
- Bence daha da önemlisi CHP!
- Ülkede baş döndürücü gelişmeler yaşanıyor… Memleketin merkezine otuz yıldır oturmuş olan bir sorun çözüm sürecine giriyor ama CHP’den bu soruna dair bir yaklaşım politikası yok. “Hükümet bizi bilgilendirsin” demekten öteye gitmeyen tuhaf bir yaklaşım. Yani birilerinin ardına takılmak… Peki ya senin bu sorunun çözümüne ilişkin hiç mi söyleyeceğin bir şey yok?
- Evet, yok…
- Sosyal medyadan takip ettiğimiz kadarıyla gerek CHP olsun, gerekse de CHP’nin tabanı olsun, ülkede olanı biteni okumaktan o denli uzaklar ki ne istediklerini dahi bilmiyorlar. Muharrem İnce mecliste konuşma yapıyor ve “Biz de barış olsun istiyoruz” diyor. İyi güzel de sonuna ilave ettiği düşüncelerinden dolayı ortaya öyle barış falan gibi ulvi düşünceler çıkmıyor. Barış istiyorsunuz hoş güzel de, öneriniz nedir? “Ülke battı gitti, Apo yarın ulusa seslenecek” gibisinden yeni dönemin paradigmasına hiç de uymayan söylemler… Bu söylemler üzerinden de önümüzdeki dönem okumaları yapılamıyor.
- CHP iki cami arası beynamaz olduğundan, Kemalizm eksenli bir Kürt politikası olsa, zaten bu günkü gelişmelere top yekün karşı çıkması gerekir. Yok eğer “Sosyal Demokratız” diyorlarsa, şu anki gelişmelere katkı sağlayacak söylemlerle öne çıkmaları lazım. Dolayısıyla bir tarafınıza Kemalizm’i koyup, diğer koltuk altından sosyal demokrasi taşınmıyor. İkisi bir arada yürümüyor. Birinden birine sığındığın zaman diğeri küsüyor. Vel hasıl CHP’nin durumu vahim.
- CHP’nin durumu vahim ama CHP bu vehametin farkında değil. Yani sorun aslında bir genel başkanlık sorunu falan değil. “Halka rağmen, halk için” diyen Kemalizmle, tam da Kemalizm’in zıddı olan sosyal demokrasi arasında CHP’nin net bir tercih yapması lazım. Bu tercih sonrası izleyeceği politikalar daha tutarlı olacaktır. En azından siyasetini benimsemesen dahi aynen MHP’nin durumunda olduğu gibi bir tutarlılık olacaktır. Bu gün MHP’nin, Kürt Sorunu hadisesine yaklaşım biçimini sorgulamak olası mıdır? Kalkıp da MHP’den Kürt Sorununa demokratik çözüm söylemi beklemek fazlaca tuhaf değil mi? Ama sosyal demokrat olduğunu söyleyen CHP’den, Kürt sorununa demokratik çözüm önerilerini talep etmek hiç de tuhaf değil. Ama CHP bu sorunda MHP’den zerrece farklı bir söylem tutturamıyor. O halde eleştirilerin de merkezine CHP’nin oturmasından daha doğal ne olabilir?
- Toplam blog
- : 1509
- : 1145
- Kayıt tarihi
- : 07.08.07
Yazarım... Okurum... Öğrencilik yıllarımda çok yazdım... Kompozisyon derslerinde yazdım... Duvar ..