- Kategori
- Edebiyat
Cibranî-43 (İnsanlık)
Bir istekli ve meraklı münzevi tıp ile çok meşgul olmuş, çok bilgi edinip nihayetinde hekim olmuş. Aileden zengin olan bu doktor münzeviymiş. Lakin kibirli de değilmiş. Yaşadığı bölgede kendisi kadar maharetli bir doktora ücretini ödeyebilecek kişi sayısı ise bir elin beş parmağını geçmezmiş.
Doktor, para kazanmak için yapmazmış ya işini, hemen tedavi edermiş zor durumda olursa kişiyi. Öyle de çok severmiş civarın hepsi.Onu ağırlamak, borçlarını ödemiş olmak isterlermiş.Ama münzevi alçak gönüllülükle reddeder, daha çok tıp üzerine çalışıp kendini geliştireceğini söylermiş.
Bölgenin bir gezer delisi bir gün hastalanmış, doktor da çantasını alıp doğruca deliye bakmış, iyileşmesini sağlamış. Deli bunu unutmamış, doktorun kapısını aşındırmış. Doktor onu ağırlamış, oturmuş konuşmuşlar. Deli doktora demiş:
İyi doktorsun, iyi de insansın. Ama sen en çok doktorluktan haz alırsın. Sen benim gibisin.
Doktor alaycı değilmiş ama bu söze epey gülmüş. Deli de kırılıp gücenmemiş o da gülmüş. Doktor gülmeyi kesince o da kesmiş ve şöyle söylemiş:
“İnsanlık bir meslektir, ben severek yapmıyorum. Sen de severek yapmıyorsun, sen doktorluğu severek yapıyorsun. Ben gibisin”
Münzevi doktor ciddileşmiş, gözleriyle onay vermiş.
“Ben de insanlıktan istifa ettim işte; dünya duygularına bulanmadan, hırpalanmadan emekliliğimi yaşamaya çalışıyorum.