Çiftçi iflas mı etti, yoksa üretim rekoru mu kırdı?

Muhalefet partilerini dinlerseniz Türk Çiftçisi iflasın eşiğinde… 

Siyaset meydanlarındaki sese göre Türkiye Tarımda dışa bağımlı hale getirildi… 

Artık tarımda üreten bir ülke değiliz ve bu yüzden tarım ürünlerini ithal eden bir ülke haline geldik sanki.. 

Eğer iktidar partisine muhalif bir çiftçi ile veya Ziraat Odası başkanı ile konuşursanız tarlalar artık boş bırakılıyor ve tarım üretimi artık eski seviyenin çok altında olduğu için çiftçi açlıkla boğuşuyor…. 

Muhalefet partileri ve onları destekleyenler manzara böyle olması karşısında Ak Parti’nin köylerden şehirlerde aldığı oylardan çok daha fazla oyu niçin aldığını ise bir türlü anlayamamalarının sebebi nedir sizce? 

Ya bu çizilen manzara yanlış ya çiftçi muhalefet partilerine yanlış bilgi veriyor ya da tarımla uğraşanlar acı çekmekten, açlıktan, ezilmekten hoşlanıyorlar. 

Geçtiğimiz hafta Dünya Bankası Dünya tarım rakamlarını açıkladı… 

Hangi ülke ne üretmiş, ne kadar üretmiş, üretiminden ne kadar gelir elde etmiş en çok gelir elde eden ülkeden başlayarak alt alta sıraladı… 

Bu sıralamayı her yıl yapıyor ve bir önceki yılı hasılasını ilan ediyor.. 

Geçtiğimiz hafta yayınlanan rapor 2009 yılı verileri bu yüzden… 

Türkiye 2009 yılı verilerine göre Türkiye tarımda Dünyada 7. büyük ülke olmuş… 

Evet yanlış okumadınız 2009 yılında tarım üretimi ve tarımdan elde edilen gelire göre Dünyanın 7. büyük ülkesiyiz…. 

2009 yılında tarımsal üretimden 50 milyar 813.2 milyon ABD Doları gelir elde ederek Dünya 7.si olmuşuz. 2008 yılında ise 8. sıradaymışız. Rusya 2009 yılındaki tarımsal gelirde gerileyerek Türkiye’nin arkasında kalmış.. 

Sıralamada Türkiye 7.liğe yükselirken Rusya 7.likten 8.liğe inmiş anlaşılan. Üretici fiyatlarına göre Türkiye “Tarımsal Hasıla” da Rusya, Fransa, Almanya gibi ülkeleri geride bırakmış. 

Dünya sıralamasının ilk dokuzu şöyle: Çin, Hindistan, ABD, Brezilya, Endonezya, Japonya, TÜRKİYE, Rusya, Fransa… 

Uluslararası Hububat Konseyi’ne göre 2009 yılında buğday üretiminde Dünya 9.su olmuşuz… 

İyi de seçim meydanlarında muhalefet partilerinin sözcüleri “Buğday bile üretemiyoruz, ekmeklik un için bile dışarıya bağımlı olduk” diye koşuyorken bu rakamları biliyorlar mı acaba? 

Her parti çiftçiye destek yarışında ya merak ettim acaba destek konusunda Türkiye ne alemde? 

OECD (Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü) Türkiye Tarım Raporu’na göre Türkiye’de tarımsal desteklerin gayri safi milli hasıladaki (yani Türkiye’nin toplam kazancındaki) payı OECD ülkelerinin üstündeymiş…. 

Örneğin Toprak Mahsulleri Ofisi 2009 yılın da 1 ton buğdayı 500 tl.den alırken Avrupa Birliği ülkelerinde çiftçinin satış fiyatı 218 tl.ymış.. Uluslararası piyasalarda 168 dolar olan 1 ton arpanın ortalama fiyatı Türkiye’de 251 dolar üzerinde gerçekleşmiş… 

Dünya Borsalarında 1 ton mısır 162.9 dolara işlem görürken TMO mısırı 302 dolara alıyormuş… 

Türk çiftçisine verilen prim, tohum, mazot, gübre, analiz desteği nedeniyle 271.4 Euro geçerken Avrupa Birliği çiftçisi 164.3 Euro kazanıyormuş. 

Şimdi bu rakamlara bakarak Türk tarımı ve çiftçimiz için toz pembe bir tablo çizmek istemiyorum.. 

Elbette sektörün önemli sorunları var. 

Ama bu sorunlar çiftçinin açlıktan ölümle pençeleştiği, tarımın çöktüğü, hayvancılığın bittiği gibi söylemleri haklılık kazandırmadığı ortada. 

Bireysel olarak bir çiftçinin zor durumda kalmasına bakarak bütün Türk tarımının iflas ettiğini söylemek mümkün değil. 

Elbette ateş düştüğü yeri yakıyor ama Türkiye büyük bir ülke. 

Türkiye’yi konuşurken aşırı politize olmak bizi yanlışlıklara sürüklediği gibi seçim sonuçlarını doğru anlamayı engelliyor. 

Politika uzun zamandır Türkiye’mizin mevcut durumunu daha ileriye götürmek için çözümlerin konuşulmak yerine hakaret, kötüleme, karalama şeklinde yapılıyor. 

İktidar partisi karşıtlığı yapacağım derken Türkiye’nin gücünü, büyüklüğünü, önemini yok saymak doğru değil. 

Partilerden boş laf ve desteksiz vaatlerle karıştırılmış hakaret sözleri değil Türkiye’yi Dünya 7.liğinden 5.liğe 3. lüğe hatta 1.liğe taşıyacak çabaları görmek ve buna dair sözleri duymak istiyorum.