Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Şubat '09

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Çikolataya dair...

Çikolataya dair...
 

Karşı koyamadığımız, severek tükettiğimiz, konuklarımıza ikram ettiğimiz çikolata hakkında öyle çok şey yazıldı ki bugüne kadar. İlgimi çekenlerden bir kısmını aşağıda derlemeye çalıştım.


Milattan Önce 1000 yıllarında Mayalarla Başlayıp Azteklerle süren bir öyküsü var çikolatanın. Avrupa’ya geçişi ise Milattan Sonra 1550 yılına rastlıyor.


Ülkemizde öncelikle sütlü ve Antep fıstıklısı tercih edilen çikolatanın sağlıklısı ve uzmanlarca tavsiye edileni bitter olanı. Sağlıklı olmasındaki en önemli etkenlerin başında kalitesi geliyor. Tükettiğimiz çikolatayı alırken içinde nelerin olduğuna mutlaka bakmalıyız. Katkısı mümkünse az olmalı ve içindeki yağ kakao yağı olmalı.


Kakao yağı hassas ve kristal bir yapıya sahip. Bu nedenle çikolata 18-22 derece sıcaklıkta ve ışık almayan bir yerde muhafaza edilmeli.


Çikolatanın Faydaları:


İçeriğindeki antioksidanlar sayesinde kanserle mücadelede etkili. Çikolatadaki antioksidan oranının sebze ve meyvelerdeki kadar olmasa da kırmızı şaraptan iki, yeşil çaydan üç kat fazla olduğu belirtiliyor.


Kalsiyum açısından da zengin bir yiyecek olan çikolata kemikleri güçlendiriyor.


Endorfin hormonunun salgılanmasında etkili olduğundan yediğimizde kendimizi mutlu hissetmemizi sağlıyor. Kadınlar çikolatanın bu özelliğine daha duyarlı.


Harvard Tıp Akademisinin çalışmalarına göre yüksek tansiyonu düşürdüğüne dair bulgular elde edilmiş.


Yine Harvard Üniversitesince 8 bin erkek denek üzerinde yapılan bir araştırmaya göre ömrü ortalama bir yıl uzatıyor. ( Kadınların ömrü daha da artıyordur kesin, çikolata yiyip mutlu olanlar daha çok kadınlar ya o bakımdan)


Florid içerdiğinden dişleri güçlendiriyor.


Potasyum içerdiğinden stresle başa çıkmamıza destek oluyor.


Yine içeriğinde bulunan bakır sayesinde demirin vücutta emilimi kolaylaşıyor.


Kaliforniya Üniversitesi uzmanlarına göre her gün az miktarda çikolata yemek kanın pıhtılaşmasını önlüyor. Bu da demek oluyor ki ani kalp krizi riskimiz azalıyor. Bu konuda John Hopkins Üniversitesi ve Bloomberg Halk Sağlığı Okulunca yapılan ortak çalışmada ortaya çıkan sonuca göre ise, günde iki çorba kaşığı çikolata yemek kanın pıhtılaşmasını büyük ölçüde önlüyor. Bu ölçü neredeyse aspirinin kanın pıhtılaşmasını önlemedeki özelliğine eşdeğer. Tercih edilmesi gereken çikolata türü ise mümkün olduğunca siyah olanı yani bitter çikolata; çünkü şeker oranı düşük, kakao oranı yüksek ve katkı maddesi az.


Çikolata diğer tatlılara oranla kan şekerimizi hızla yükseltmiyor.


Çikolatada bulunan kafein kahvedekinden daha az. O halde kahve içmeyin, çikolata yiyin demek gerekiyor ama bana göre biri diğerinin yerini asla tutmaz.


Çikolatadaki doymuş yağ kandaki kolesterol seviyesini yükseltmiyor.


İçeriğindeki phenetylamine maddesi ile aşk etkisi yarattığı da söyleniyor. Çikolata yiyen kişi daha çabuk âşık oluyormuş. Hmmm şimdi burada iki şey düşünülebilir. Birincisi sevgililer gününde sevgiliye verilecek en güzel hediye çikolatadır. İkincisi ise aşktan uzak kalmak isteyenler çikolatadan da uzak durmalıdır. Seçim hakkı sizin…


Çikolatanın afrodizyak etkisini de unutmamak lazım.


Gelelim zararlarına,


Her şeyin olduğu gibi çikolatanın da fazlası zararlı. Şeker oranı yüksek olduğundan kalorisi de yüksek ve kilo almaya sebebiyet verdiğinden fazla tüketilmesi halinde kalbe yarardan çok zarar veriyor.


Şeker hastaları da çikolatadan uzak durmalılar. İlla ki tüketilmek isteniyorsa diyabetik olanlar tercih edilmeli.


Mutluluk hissi verdiği ve lezzeti sebebiyle uzmanlara göre psikolojik bir bağımlılık da yapıyor çikolata.


Geçtiğimiz günlerde okuduğum bir yazıda çikolatanın migreni tetiklediği yazıyordu. Uzmanlar bunu doğruluyorlar. Migren hastalarında phenolsuphotransferase adı verilen enzimin yetersiz olduğu, çikolatanın da damarları genişleterek bu enzimin vücutça daha çok kullanılmasına sebep olduğu belirtiliyor. Migren şikâyeti olanlar çikolataya mesafeli durmalılar.


Özetle, yararı da zararı da olan, aslında ölçü kaçmadığında yararlı bir besin sayılan çikolatadan, bitter çikolata olmak koşuluyla günde 50-70 gr tüketmekte bir sakınca yok. Tüketilecek çikolatada fındık, badem gibi katkı maddeleri varsa bu oran yarıya düşürülmeli diyor uzmanlar.


İyi bir çikolata nasıl anlaşılır?


Gerçek bir çikolatanın tüm özellikleriyle beş duyunuza hitap etmesi gerekiyor. Görünüşü parlak, dokunuşu kadifemsi ve elde tutulduğunda kısa sürede eriyebilen, kokusu içerdiği katkılar dolayısıyla çeşitli fakat dengeli, kırıldığında kulağınıza gelen çıtırtı gerçek olmayanlardan kolaylıkla ayırt edilebilmeli. Tadı ise dilinizin üzerindeki zerreciklerin algılayamayacağı kadar pürüzsüz, yumuşak, içindeki tüm aromaları ağızda erirken dışa vurabilecek evsafta, damağınıza yapışmayan nitelikte olmalı.


Ve çikolata hakkında lüzumsuz bilgi babından birkaç şey…


Dünyanın en kaliteli çikolataları İsviçre’de üretiliyor. Saatte olduğu gibi bu alanda da isim yapmış bir ülke İsviçre. Lindt en bilinen çikolata markası.

Dünyanın en pahalı çikolatası Chocopologie. 1999 yılından beri Danimarkalı bir girişimci tarafından el yapımı olarak üretiliyor. Bu çikolatanın kilosu 5.200 $


Türkiye’de 1860 larda başlayan çikolata üretimi bugün yıllık 400 bin tona ulaşmış durumda. Kişi başına düşen çikolata tüketim miktarı ise yaklaşık 1Kg. Bu miktar en çok çikolata tüketilen ülke olan İsviçre’de 11, 5 Kg


Çikolata tadında bir hafta sonu dileğiyle…

 
Toplam blog
: 62
: 874
Kayıt tarihi
: 21.12.08
 
 

Farkında olmaya çalışıyorum; yürüdüğüm yolun, içime çektiğim havanın, gördüğümün, duyduğumun, hisset..