Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Nisan '10

 
Kategori
Siyaset
 

Çin Dış Politikası: Hu Jin Tao’nun yurtdışı turu

Çin Dış Politikası: Hu Jin Tao’nun yurtdışı turu
 

Amerikan başkanı Obama ve Çin devlet başkanı Hu Jin Tao. Kaynak: xinhua haber ajansı.


Daha uzun bir yazı hazırlamanın planlarını yaparken ne yazık ki Çin’in Qinghai bölgesini vuran deprem felaketi nedeniyle ben de yazımı çok fazla uzatamadım. Aslında Çin devlet başkanı Hu Jin Tao (Hu Cin Tao)’nun gezisi çok olumlu ve planlı başlamıştı. İlk olarak Washington’da düzenlenen Dünya Nükleer Enerji Zirvesine katılan Hu, daha sonra sıkı ilişkilerin kurulduğu Güney Amerika ülkelerine geçti. Planlanan tur aslında Brezilya’da BRICs toplantıları, ardından da Venezuella ve Şili’idi. Ne yazık ki depremin Çin’i vurması nedeniyle Hu Jin Tao ziyaretini yarıda keserek Brezilya durağından sonra ülkesine acil dönüş yaptı.

Washington’da son dönemlerde gerilen ABD-Çin ilişkileri ve ana madde olan nükleer enerji konularını masaya yatıran Hu ve beraberindeki heyet ardından Brezilya’da düzenlenen BRICs ülkeleri olarak tanımlanan dünyanın en hızlı kalkınan ekonomilerini bir araya getiren toplantılarda meslektaşları ile karşılıkı görüşmelerde bulundu.

Bu son gelişmelerin ardından ben de bugün yazımı bu konulara ayırdım ve bölümlere bölerek devlet başkanı Hu ve beraberinde ki heyetin gezi boyunca yaptıkları görüşmeleri daha yakından incelemeye çalıştım.

Washington Durağı

Yazılarımda da sürekli diğer Çin konularında yazan değerli araştırmacılar gibi Çin-ABD ilişkilerine sürekli vurgular yapıyorum. Eski jandarmalık günlerinden daha güçsüz gözükse dahi Amerika hala gerek siyaseti, gerek ekonomisi ve kültürel etkisi ile dünyanın en büyük gücü olmayı sürdürüyor. Diğer gelişen ülkelerin daha da güçlenmeleri ve Amerika’nın ekonomik krizler ile boğuşması sebebiyle de karşısında gün geçtikçe daha çok rakip bulmaya başlıyor. Elbette ki bu rakiplerin başında dev ekonomisi ve pazarı ile Çin geliyor. Çin’in giderek güçlenmesi, tüm dünyaya yayılan yatırımları ve işbirliği antlaşmaları ile Amerika gün geçtikçe bu durumdan daha fazla rahatsızlık duyuyor. Amerikan şirketlerinin ise Çinlilerin zenginleşmesi ile birlikte Çin pazarına olan bağımlılıkları giderek büyüyor. Bu durum bazen dev şirketleri dahi Çin hükümeti ile karşı karşıya getiriyor. Son Google savaşlarından da gördüğümüz gibi Çin’de iş yapmak isteyen firmalar Çin’in katı politikaları karşısında zor anlar yaşıyor. Çin’in kendi penceresinden baktığımız zaman ise 1.3 milyarlık bir nüfusu kontrol etmek ve Komünist Parti’nin gücünü kaybetmesi korkusu nedeniyle ülkede sıkı bir sansür politikası uygulanıyor. Batının daha fazla özgürlük diye sürekli iğnelemesine rağmen Çin tüm alanlarda olduğu gibi oyuna kendi kurallarını koyuyor. Çin’de demokrasiden tutunda sosyalizme kadar herşey Çin’e özgü şekilde tanımlanıyor ve batının anladığından daha farklı şekilde yaşanıyor. Anketlere bakılırsa Çin halkı durumdan o kadar da rahatız gözükmüyor. Çin hükümeti de dev ekonomisini beslemek ve tarih boyunca zaman zaman olduğu gibi halktan kendisine karşı radikal bir tepkinin doğmaması için ekonomiyi canlı tutmaya büyük önem gösteriyor. Kısacası Çin’de herşey ekonominin üzerine kuruluyor.

Ekonomi bu kadar önemli olunca da ABD ve Çin arasında “Ekonomi Savaşları” yaşanmaya devam ediyor. Çin mallarına kota uygulayan Amerika ile Dolar karşısında Çin parasını koruyan Çin hükümeti arasında sıkı bir mücadele yaşanıyor. Ekonominin yanında Tibet ve Tayvan gibi konulara yer yer dokunduran Amerika, Çin’den sert tepkiler alıyor. Özellikle son dönemde Tayvan’a yapılması planlanan silah satışı konusunda Çin’i kızdıran Amerika elindeki kozları iyi oynayarak kendine daha çok alan kar ve alan kazandırmaya çalışıyor. Çin tarafı ise Amerika’nın var olduğu yerlere yavaş yavaş girerek Ortadoğu, Latin Amerika ve diğer bölgelerde Amerikan etkisinin karşısında gün geçtikçe daha güçlenen bir duruma geliyor. Bu da Amerika’nın çıkarlarına ve dünyaya iyice yayılmasının önünde bir enge oluşturuyor.

Tüm bu sıkıntılar ve gerilen iplerin altında biraraya gelen liderler karşılıklı olumlu mesajlar vererek önceki toplantılara benzer sıcak ilişkilerin altını çizmeyi tercih ettilr. Obama ve Hu Jin Tao’nun bundan önceki görüşmelerinde de yaşanan olumlu hava Washington toplantılarında da pek bozulmadı. İki lider karşılıklı toplantılarında sürekl gülücükler saçsalar da aslında perde arkasında büyük bir Çin-ABD mücadelesi döndüğünü tüm dünya biliyordu. Son Obama-Hu görüşmelerinde iki lider birçok konuyu ele alsalar da genelde olumlu ilişkilerin desteklenmesinin altını çizerek yüzyüze sert açıklamalarda kaçındılar. Özellikle konu nükleer olunca dikkatler İran üzerine odaklandı. İran ile milyar dolarlık enerji antlaşmaları olan Çin, nükleer konusunda uluslararası dialog çağrısında bulunarak İran’a sert yaptırımlardan kaçınılmasını vurguladı. İran ile arasında enerji koridoru oluşturan ve dev ekonomisini beslemek isteyen Çin’in zaten İran’a baskı yapması çok da beklenen bir mesaj olmayacaktı. Ortadoğu’nun istikrarını vurgulayan Çin, BM Güvenlik Konseyi, İngiltere, Rusya, ABD, Çin ve artı Almanya’dan oluşan “5 artı 1 mekanızmasını” desteklediğini belirtti. Obama ile karşılıklı yumuşak bir hava içerisinde konuları ele aldılar ve işbirliğini arttırarak sürdürmeyi hedeflediklerini birkez daha dünya kamuoyuna duyurdular.

İki dev ülkenin birbirlerine olan ihtiyacı o kadar çok ki, her iki taraf da radikal kararlar alacak gibi gözükmüyor. Google meselesi aslında epey ciddi bir karar olmasına rağmen politik krizden çok özel şirket ve Çin hükümeti arasında kalacak gibi duruyor. Çin tarafı ise ABD yatırımlarına muhtaç, ABD’de dev Çin pazarına. Bir taraftan Çin’in Amerikan firmalarına sağlamış olduğu kredi desteği de işin bir başka boyutu. Çin’in elinde olan döviz rezervi de Amerikan dolarının etkisi altında. ABD firmaları da politik krizlerden uzak durarak Çin’de ki paylarını büyütmenin hesaplarını yapıyorlar ve Obama’ya bu konuda mektup yazan firmalar dahi var. Bu yüzden bu iki ülkenin kılıçları öyle kılıfından çekecek kadar ileri gideceklerini düşünmüyorum. Karşılıklı gerginlikler yaşanmaya devam edecek hatta bazen restleşmeler de olacak ama kısa vade de uluslararası bir krizin doğması şu an için bana çok yakın gibi gelmiyor.

Hu Jin Tao ve Obama toplantısınun ardından akıllarda kalan en önemli başlıkları Hu Jin Tao açıkladığı 5 maddelik planında açıklayarak Çin-ABD ilişkilerinin de özetini yapmış oldu. Bu maddelerden de anlaşılacağı gibi Çin-ABD ilişkileri aradaki sıkıntılara rağmen gelişmeye ve olumlu duyguları ön planda tutmaya devam ediyor.

1. İki taraf ortaklıklarını geliştirerek devam ettirmeli ve mücadelelerini birlikte sürdürmeliler.

2. İki ülke birbirlerinin çıkarlarını korumalı ve iç işlerine saygı duymalılar. Sağlıklı ilişkilerin en temelinde bu madde yer almalıdır.

3. Her alanda karşılıklı alış-verişe ve paylaşıma açık olunmalıdır. Tayvan ve Tibet konuları Çin’in iç meselesidir. Bu konuda ABD’nin verdiği sözlere sadık kalması ikili ilişkileri güçlendirecektir.

4. Terörizm, çevre, hukuk, enerji alanlarında karşılıklı paylaşımlar ve ortaklıklar derinleştirilmelidir.

5. Çin sivil havacılık, hızlı tren ve alt yapı yatırımlarında ABD ile daha yakın ilikiler kurmayı planlamaktadır.

Brezilya Durağı

Brezilya devlet başkanı Luiz Inacio Lula da Silva ile sıcak bir görüşme yapan Hu Jin Tao, Çin-Brezilya ilişkilerinde 1993’te başlayan ortaklığın giderek artmasının mutluluk verici olduğunu belirtti. Karşılıklı olumlu havada geçen görüşmelerde 2016 Olimpiyat oyunlarına aday olan Rio de Janerio şehrine Çin’in verdiği desteğe teşekkür eden Brezilya devlet başkanı ikili ilişkilerde gerçekleştirilen başarıların devamının geleceğinin altını çizdi. Uzay teknolojisi, hukuk, gıda güvenliği ve alt yapı konularında antlaşmalar yapan iki ülke tarafları gelecek için güçlü işbirliğinin mesajını verdiler. Çin için bir hammadde merkezi durumunda olan Brezilya ve diğer Güney Amerika ülkeleri Çin’in son yıllarda giderek daha çok yatırım yaptığı bölgelerin başında geliyor.

Brezilya ayağında Rus devlet başkanı Medvedev ile de görüşen Hu Jin Tao, Rusya ile Çin’in güçlenerek ilişkilerini daha iyi yerlere taşıdıklarını söyledi. Özellile enerji koridoru ve ekonomik antlaşmalar ile Asya’da yükselen iki dev güç bir bakıma ABD’nin karşısına dikilen sağlam bir duvar konuma geldi. Bu iki güç birbirinden destek alarak önümüzdeki yıllarda ABD’nin haraket alanlarını daha da sıkıştıracağa benziyor. Çok kutuplu dünyanın baş aktörleri konumunda olan Çin ve Rusya beraberliklerini ABD’ye karşı kullanabileceklerini daha önce de üstü kapalı olarak belirtmişlerdi. Bu yıl Çin’de “Rusça Yılı” ilan eden Çin, Rusya’ya verdiği önemi bir kez daha kanıtlamış oldu.

Hindistan devlet başkanı Pratibha Patil ve başbakan Manmohan Singh ile deprem nedeniyle gerekenden kısa sure görüşen Hu Jin Tao, Hindistan ve Çin’in olumlu ilişkilerinden duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Taraflar olumlu gidişatın süreceğinin mesajlarını verdiler ve daha sonra Hu Jin Tao zirveden erken ayrılarak ülkesine döndü.

Rakamlarla BRIC ülkeleri:

· Dünya GPD (Gayri safi yurtiçi hasılı)’sinin % 15’ini gerçekleştiriyorlar.

· Dünya nüfusunun % 42’sine sahipler.

· 250 Milyar dolarlık Eğlence medya sektörü.

· Dünya döviz reservlerinin % 40 bu ülkelerde bulunuyor.

· Karbon salınımında % 35 ile dünyanın en çok kirletenleri (Nedeni en başta Çin) arasındalar.

· Çin-Hindistan ticareti bu yıl 60 Milyar $ düzeyine ulaştı.

· Çince BRIC ülkelerine “4 altın tuğla” deniyor.

Yazımı burada sonladırırken Çin’de yaşanan deprem felaketinde hayatlarını kaybedenlere Allahtan rahmet diliyorum. Çin’e büyük geçmiş olsun. BRIC ülkelerinin dünya ekonomisine olan katkılarını ve gelecekte dünyayı nasıl etkileyeceklerini daha geniş olarak okumak isteyenler için The Economist’in hazırladığı yazıyı okumanızı tavsiye ediyorum.

Saygılarımla,

Uğur Rıfat Karlova

http://www.rifatkarlova.com/

Notlar:

The Economist’in yazısı:

http://www.economist.com/world/international/displaystory.cfm?story_id=15912964

Bu yazımda yer alan gelişmeler ve haber içerikli bölümler Çin’in Xinhua haber ajansında çıkan haberlerden çevrilerek sizlere ulaştırılmıştır. Lütfen bakınız: http://www.xinhuanet.com/

 
Toplam blog
: 180
: 4193
Kayıt tarihi
: 13.11.06
 
 

Kariyerini Uzakdoğu sahne ve televizyonlarında geliştiren  sunucu, şovmen, yazar, oyuncu Uğur Rıf..