- Kategori
- Beslenme / Diyet
Çinliler gibi her şeyi yiyelim yoksa kıtlık zamanlarında aç kalırız
Bazılarımız şunu yemez bunu yemez, illa kebap, İskender, Brütüs… Tamam, varken seçelim de vücudumuzu bazı yiyeceklere şartlandırmak ne kadar doğru…
Buz gibi bir kola, sonra düşeriz yola… Arada su içmek gerektiğini de düşünüyorum, gün olur mecbur kalırız!
Yeryüzünde bilinen ve bizim elde etme imkânımız olan bütün yenilebilir-içilebilir şeylere damak tadımızı alıştırmalıyız.
Gerçi insan mecbur kalınca taşı bile yer ama bazılarımızın “Ölsem yemem” dediğimiz şeyler var ve bir kıtlık halinde bu durum sorun yaratabilir.
Ben bu konuda çok iyiyim, yenebilirse taşı bile yerim. Sadece duyumlarla iğrenme gelen köpek eti filam ki zaten ben hayvanların kesilip yenmesine karşıyım, kıtlıkta ölelim daha iyi…
Sorun bazı kişilerin kendilerini alıştırmadıkları için yemedikleri yiyecekler… Bir gün sadece bunlara kalabiliriz… Bunları bile bulamayabiliriz… Ne demek şunu yemem bunu yemem… Var olan ve elde edebildiğim hiçbir şeyi yemem dediğimi hatırlamıyorum; bendeki mide mide değil mi?
Ha, şimdilik böyle bir şeye gerek yok, her şey bol; ne istiyorsam onu yiyeyim… Ama sevmediğin şeyleri de bir gün yemek zorunda kalabileceğini unutma… Ara sıra tadıp vücudu alıştırmak lazım.
Bozuk, bayat, iyi pişirilmemiş durumları hariç de yenebilir şeyleri yememek bence ön yargı…”Tadını sevmiyorum” Ama biz tadını sevmediğimiz çok şeyi yiyoruz. Yemek karnını doyurmak, beslenmek; illa hoşuna gidecek diye bir kural yok.