- Kategori
- Psikoloji
Çıplak bir tekbaşınalık
Bir yerde bir hata var... Öyle, gözle görülür elle tutulur birşey değil bu. Olsa bilirdim, gözle görülüp elle tutulan hemen herşeyi farkederim...
Bu hata başka bir şey, kelebek gibi konuverdi tüm yaşamımın, ilişkilerimin üstüne:
Kendine güven? Sorun olmadı hiç, ilk öğrendiğim zamanlarda bir kaç ameliyattan önce 'acaba yapar mıyım?' dediğimi hatırlarım, sevgili dostum, kıdemlim 'yaparsın yaparsın!!' dedi.Yaptım. Başkaca da sorunum olmadı.
Duyarlılık?... Bu konuda rakibim çok az...İnsanları kendilerinin bile sevmediği yönleriyle sevdim...Hiç 'söylemiştim' demedim.
Zeka?.. Her konuda olmasa da işimde yanıldığım öngörüm pek de olmadı samimiyetle.Ürettiğim hızlı çözümlere kendim şahidim
Haddimin sınırları?..Güçlü iç polisim işini iyi yapmıştır, özgüvenimin zorlamaya kalktığı sınırlarda emniyet sibobu gibidir. Nerede dur diyeceğini bilir...
Peki nedir bu hata?...Yaşamımı cehenneme çeviren, gece uykularımı kaçıran nedir?
Nerededir?
Galiba dünyayla, düzenle sürdürdüğüm 'kurtaracağım' çatışmasında. 'Ben' den ödün vermeme çabam, başkalarından ödün istememe duyarlığımda. 'Yok olmazdan' anlamamamda, 'bir oluru vardır mutlaka'ya takılmamda, bunu ifade etmekte sakınca görmememde...Ne bileyim işte orada biryerlerde!
Verdiğim emeğe bakınca daha iyisini hakettiğimi düşünmekten alamıyorum kendimi. Ama 'dokunduğum kül olup, uçuyor. Sunduğum toz olup siliniyor.' sanki.
yüzümü indirdim.
el uzattım.
kavgam yokken özür diledim...
Ama son bulmadı bu çıplak tekbaşınalık, bu saldırı, bu savunmasızlık...
Bulacak gibi de durmuyor, aslında. Dizlerimde derman yok buaralar,yine de biliyorum bir şeyler yapmalı tezelden!...
Eee, Bir oluru vardır mutlaka.
Bu hata başka bir şey, kelebek gibi konuverdi tüm yaşamımın, ilişkilerimin üstüne:
Kendine güven? Sorun olmadı hiç, ilk öğrendiğim zamanlarda bir kaç ameliyattan önce 'acaba yapar mıyım?' dediğimi hatırlarım, sevgili dostum, kıdemlim 'yaparsın yaparsın!!' dedi.Yaptım. Başkaca da sorunum olmadı.
Duyarlılık?... Bu konuda rakibim çok az...İnsanları kendilerinin bile sevmediği yönleriyle sevdim...Hiç 'söylemiştim' demedim.
Zeka?.. Her konuda olmasa da işimde yanıldığım öngörüm pek de olmadı samimiyetle.Ürettiğim hızlı çözümlere kendim şahidim
Haddimin sınırları?..Güçlü iç polisim işini iyi yapmıştır, özgüvenimin zorlamaya kalktığı sınırlarda emniyet sibobu gibidir. Nerede dur diyeceğini bilir...
Peki nedir bu hata?...Yaşamımı cehenneme çeviren, gece uykularımı kaçıran nedir?
Nerededir?
Galiba dünyayla, düzenle sürdürdüğüm 'kurtaracağım' çatışmasında. 'Ben' den ödün vermeme çabam, başkalarından ödün istememe duyarlığımda. 'Yok olmazdan' anlamamamda, 'bir oluru vardır mutlaka'ya takılmamda, bunu ifade etmekte sakınca görmememde...Ne bileyim işte orada biryerlerde!
Verdiğim emeğe bakınca daha iyisini hakettiğimi düşünmekten alamıyorum kendimi. Ama 'dokunduğum kül olup, uçuyor. Sunduğum toz olup siliniyor.' sanki.
yüzümü indirdim.
el uzattım.
kavgam yokken özür diledim...
Ama son bulmadı bu çıplak tekbaşınalık, bu saldırı, bu savunmasızlık...
Bulacak gibi de durmuyor, aslında. Dizlerimde derman yok buaralar,yine de biliyorum bir şeyler yapmalı tezelden!...
Eee, Bir oluru vardır mutlaka.