Çirkin Ördek

Çok eskiden; Hoca Efendi ne buyurmuştu?

-Memur Efendi oğlum! Senin kızın yıldızı düşük; bu konuda çok sıkıntı çekecek; bünyesinin sağlam oluşu onu biraz olsun korusa da nazardan korunmak kolay değildir! Dua edelim; Allah en beterinden korusun! O güce dağ dayanmaz! Eritir!

Memur Bey ne dedi?

-Çirkin ördek! Bunun nesine nazar değer aklım almıyor anne!

Babaanne içini nasıl döktü?

- Öyle deme oğlum benim torunum çirkin değil, yaşına göre olgun hassas sen onun bir yaramazlığını gördün mü? Nefes aldırmıyorsunuz sizin yanınızda asker olmuş gariban, baksana; ben onu İstanbul’a götüreyim Eyüp’te bahçede bostanda oynasın kendine gelsin! Benim yanımda çok mutlu oluyor!

Dört yaşındaki kardeşi ona rahat vermiyor defterini kitabını karalıyor senin küçük kızın çok cadı; yakında bir bebek daha geliyor; gel oğlum ver şu kızı bana…”

En büyük doktorun teşhisi ne oluyor?

Yıpranmış hasta bir organ yok! Toplar, atardamarlarda tıkanıklık yok! Ani tansiyon fırlamaları düşmeleri ardından bayılıp düşmelerin nedenini çözememiş olmamız her şeyin yolunda gittiğini kanıtlamaz! Kanın inceltilmesi işlemi: İhtimam ve sürekli kontrol isteyen bir iş buna şu anda karar vermek bana riskli geliyor. Sizi takibe alacağız!

Siz de kendinizi takibe alırsanız iyi olur! Kendiliğinden meydana gelen morluklarda derhal hastaneye geliyorsunuz! Tansiyonunuzu düzenli ölçerek not ediyorsunuz!

Blog (ender) yazanı “Tatlı Kız” Nasıl doping yapıyor?

-Alev Ablacığım evde yarım kalmış işlerini kafana takma ben geleceğim sana yardım edeceğim” dediğinde ağlamamak için… Düşüncelerimde onu kucaklıyorum! Ne kadar talihli bir insan olduğumu anlıyorum.

İstanbul’dan beyaz çiçekler kimin için geldiler?

Vatanımdan gelen telefonlar; geçmiş olsun dilekleri; adını ilk kez duyduğum yazanlar beni mutlu ediyor! Ardından utanıyorum

Lâyık mıyım bu ilgiye? İnanın bilmiyorum!

Kardeşim Kartal C nasıl tepki veriyor?

-Rahatsızlığını duyurmasaydın olmaz mıydı?

Kendisi bu konuda haklı ama ben duyurmadım! Niyetim kimseyi yormak değildi! Üzgünüm!

Bugün Sayın Muzaffer Çellek Bey’den aldığım bir ileti beni gerçekten gülümsetti! “Size nazar değmiş olmalı”

Nazara yatkın olduğumu nerden bildi acaba? En ağır geçirdiğim hastalıklarda açık seçik bir tanı konulamamıştı şimdiye kadar!

Tüm kalbimle katılıyorum! Ben nazara geliyorum!

Konser bileti yanmasın; bileti armağan eden üzülmesin, veda konseri, tekrarı yok diye eczaneden alınmış bir ilaçla 39,7 ateşi on dakikada 36,0 dereceye düşürüp üç dört saatlik şenliğe katılmak, Sibirya soğuğunda ter içinde, salondan park yerine on dakika yürümek! Tüm bunlar kahramanlığın kanıtları.

Avuç dolusu harcanarak alınmış hediyeyi çar çul etmektense…

Hastanelik olacağımı düşünmedi değilim “Bir şey olmaz” diyen yanımız ağır bastı!

Mola vermesini bilmeyen, hayır demeye dili varmayan bir kulun aklını başına devşirmesi için verilen ihtar yerindeydi!

Faydası oldu mu?

Yıldızı düşük!

Onun bahanesi var!

İhtimam göstermek benim ilkem ve görevim!

İhtimam görmek beni bir hayli duygulandırdı! Pek alışık olmadığım bu durum karşısında şaşırdım! Toparlanmam zaman aldı!

Yine de bu konuda sizlere borçlu kalmayı yeğlerim!

“Geçmiş olsun!” Dilekleri yerine; Sizlere:

-Gözünüz aydın!

-Hayırlısı olsun!

-Kutlarım!

-Başarılarınız daim olsun!

-Allah mesut etsin!

Diyebilmek için sıramı sabırsızlıkla bekliyorum!

O güzel günleri görebilmek cümlemize nasip olsun!

Teşekkürler arkadaşlar!

7. Şubat 2009 Berlin