Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Eylül '06

 
Kategori
Sinema
 

Click

Click
 

Hepimiz için haftasonları sinemaya gitmek bir klasiktir sanırım. Bende bu geleneği cumartesi günü bozmayıp evde yalnız oturmaktansa aldım çantamı attım kendimi dışarıya. Aslında filmler konusunda biraz kararsızdım evden çıkmadan önce bu hafta neler oyunur kimler var diye internette biraz göz gezdirdim. Bir kaç elemeden sonra iki filme karar verdim. İlk film Click, İkinci film ise gitmek için bir türlü gitmek için fırsat bulamadığım Miami Vice. Ben daha çok Click hakkında yazmak istedim. Bu tarz Amerikan komedileri çok hoşuma gitmez aslında, daha doğrusu filmin afişini gördüğümde ve fragmanını izlediğimde vardığım önyargıydı bu. Biraz çaresizlikten biraz da ilginç konusunun beni çekmesiyle izledim. Film gerçekten beni çok şaşırtmıştı. Hiç beklemediğim kadar iyi mesajlar veriyordu. Benim hep savunduğum “anı yaşayın” mesajının yerini bulduğu film diyebilirim.

Konusu şöyle:

Michael Newman bir mimardır. İşine oldukça düşkün bir mimar. Bütün hayatını terfisine adamış biri. Harika bir eşe ve ikide çocuğa sahiptir. Görünürde müthiş aile tablosu çizen Newman ailesinin reisinin başı evdeki kumandalarla derttedir. Elini nereye atsa bir kumandaya çarpar. Bu sorunun tek çözüm yolu ise evdeki bütün elektriklli aletlerin komuta edildiği tek bir kumanda. Aklındaki kumandayı bulabilme fikriyle Bed, Bath & Beyond mağzasına gider. Mağzada tanıştığı Morty adlı satıcı ona hayatının kumandası verir yalnız bir şartla, şartı ise satılan malı geri iade etmemek. Ancak yeni kumandası ona evdeki aletlerden çok ona hayatını kunda etme imkanı sağladığını evdeki köpeğinin sesini kıstığında anlar. Ve film başlar.

Hayatının her karesini ileri sarmaya başlar Bay Newman. Buna karısıyla geçirdiği özel anlarda dahildir. Artık hiç bir şey için sabrı kalmaz Bay Newman’ın hemen ilk terfi gününe gider, olmadımı bir sonrakine ve hayatındaki başka bir sahneye atlar. Canı sıkılıyor, geçmişi ile ilgili aklına birşey takılıyor ve hemen hop geçmişine gidiyor ve sonunda hayatını sürekli ileri sarıyor. Günler geçiyor, yıllar geçiyor ve birgün geliyor o mağazada tanıştığı Morty ile burun buruna geliyor. O hayatında sahneler atlarken biz ya gülüyoruz yada hüzünleniyoruz. İşte Frank Coraci yani film yönetmenin de vermek istediği mesaj burada karşımıza çıkıyor. Bay Newman hayatındaki on yılını bir saniye gibi yaşarken Frank Coraci de bizi kendimizi sorgulama imkanı vermiş. Adam Sandler ( Michell Newman) yine oyunculuğunu konuşturmuş ve izleyenleri hayal kırıklığına uğratmamış, Bay Newmanın güzel eşini canlandıran Kate Beckinsale ise bir bayanın yıllar geçsede çok güzel kalabilceğini göstermiş izleyenlere. Yönetmen güldürürken düşündürmüş iyi de etmiş, güzel bir filmdi. İzleminizi tavsiye ediyorum.

Son olarak eklemek istiyorum işini çok iyi yapan iş adamlarından olabilirsiniz yada iyi birer iş kadını da olabilirsiniz ne olursanız olun şunu asla unutmayın “Aile önce gelir.”

İyi seyirler...

 
Toplam blog
: 139
: 3267
Kayıt tarihi
: 09.06.06
 
 

Ya herşeyim ya hiçim.... Birbirinden güzel fotoğraflarıyla yazılarımı destekleyen canım arkadaşı..