Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Mayıs '13

 
Kategori
Siyaset
 

Çobandan koyuna, grev gözcülüğünden işçi kırıcılığına Türk siyaseti

Çobandan koyuna, grev gözcülüğünden işçi kırıcılığına Türk siyaseti
 

Dün dündü de, bugün acaba o gün mü?


“…Dün lakabı çoban olanlar şimdi İşçi Partisi'nin koyunu oldular…” kim söylüyor bu lafı, Başbakan R.T.Erdoğan. Kim için söylüyor? Tahmin ettiğiniz gibi 9. Cumhurbaşkanı Süleyman DEMİREL için söylüyor. Aynı Erdoğan genel seçimlerde açıklamalarını beğenmediği Demirel için, “…Kılıçdaroğlu’nun bir yol arkadaşı var. Eski Başbakan, eski Cumhurbaşkanı... Bu zat şapkasını kaptırmaz, şapkasını alır gider ama 12 Haziran seçimlerinde Kılıçdaroğlu ile al takke ver külah yapmaktan kaçınmadı...”

Süleyman Demirel kimdir?

12 yıl Başbakanlık, 7 yıl Cumhurbaşkanlığı, 21 yıl milletvekilliği ve 21 yıl siyasi parti başkanlığı yapan Demirel 7 yıl da siyasi yasaklı olmuştur. Kendisini seversiniz, sevmezsiniz herkesin kendi bileceği bir iş, fakat herkesin kabul edeceği bir gerçek vardır: Süleyman DEMİREL demokrasi tarihimize damga vurmuş bir şahsiyettir. Siyasete girdiği 1962 yılından Cumhurbaşkanlığını devrettiği 2000 yılına kadar söyledikleri-söylemedikleri, yaptıkları-yapmadıkları olay olan ve Türkiye’nin iyi veya kötü gündemini belirleyen, geleceğine yön veren kişilerden biridir.

Ömrümün hiçbir döneminde Süleyman Demirel’in siyasi çizgisine yakın olmadım. Fakat kendisine halk tarafından ‘Su Müdürü, Barajlar Kralı, Çoban Sülü, Baba ’ gibi lakaplar takılmış ve artık tarihteki yerini almak üzere olan 90 yaşındaki bir siyasetçinin de aşağılanmasını içime sindiremedim doğrusu. 

Erdoğan’ın Demirel’i ziyareti…

Tarih 17 Kasım 2002, Tayyip Erdoğan, siyasi yasaklı. Partisi seçimlerden tek başına iktidar olarak çıkmış ama başındaki sıkıntılar oldukça fazla. Yasağının kalkması, milletvekili ve dolayısıyla Başbakan olabilmesi için her yolu deniyor ve her kapıyı çalıyordu. 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’i evinde ziyaret eder. Demirel’in Kuleli Sokak’taki evine gelen AKP Lideri Erdoğan’ı eski bakanlardan Ekrem Ceyhun karşılar.

Erdoğan’a ziyareti sırasında, Genel Başkan Yardımcıları Abdulkadir Aksu, Vecdi Gönül ve Grup Başkan Vekili Hüseyin Çelik eşlik ederler. Erdoğan, ziyaret sonrasında gazetecilere,  “…Bugün bu ziyareti gerçekleştirerek kendilerinin engin siyasi tecrübelerinden istifade ediyoruz…” yorumunda bulunur. Demirel’in kendisine tavsiyede bulunup bulunmadığına yönelik sorulan bir soruyu Erdoğan,  Ortaya çıkan tablo hakkında olumlu yaklaşımlarını ve atılabilecek adımları ifade etti diye yanıtlar. Yani bir zamanlar koyunu olmaya çalıştığı ÇOBAN’ı, şimdi koyun olmakla suçlamaktadır. Bu örnek ne yazık ki tek değildir. İşte bazı örnekler: 

Grev gözcülüğünden işçi kırıcılığına…

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 1988’de Refah Partisi İstanbul İl Başkanı iken Darphane işçilerinin grevine destek vermek için gitmiş ve “Zulme son verene kadar haklı ve kararlı mücadelelerin yanında olmayı inancımız gereği görev telakki ederiz” demişti.

Aynı Başbakanımız şimdilerde, işçilerin 1 Mayıs’ı Taksim’de kutlamak istemesine tepkisini “Ayakların başı yönettiği yerde kıyamet kopar” sözleriyle açıklayabiliyor. 

AKP Genel Başkan Yardımcısının sözleri…

2023’te bu zadegân (aristokrasi, soylular) iktidar olursa BOP sayesinde bölge ülkelerinin sayısının 2 katına çıktığını göreceğiz, icra gelmeyen ev kalmayacağını göreceğiz, zenginlerin yaşadığı sitelerin etrafından dilenen yoksullara polisin biber gazıyla müdahale ettiğini göreceğiz, AVM’lerin önünde bakkalların, kasapların, manavların dilencilik yaptığını göreceğiz, 2023’te Başbakanın çocukluk arkadaşı, askerlik arkadaşı, belediyeden arkadaşı ve şoförlerinden başka kimsenin milletvekili olamadığını göreceğiz. Yağmur sularının parayla satıldığını göreceğiz.” (19 Nisan 2011)

''Ancak Suriye halkının sesi çıkamıyordu, bastırılıyordu ya da uluslararası kamuoyu Suriye'deki bu zulümlere karşı sessizdi. Bundan 6 ay önce gayet iyi ilişkilerimiz olan Suriye'deki yönetim aynıdır, Türkiye'deki yönetim de aynıdır. Biz burada despot yönetimlerin devam etmesi gerektiğine ilişkin bir şey söylemiyoruz. Esad yönetimi gibi bütün zalim yönetimler, tek tek gidecektir. Ancak problem Türkiye'nin bu konuda göstermiş olduğu çifte standart ve endişe verici adımlardır…''

Davos’ta “One Minute” dediler ve biz bu duruşu tebrik ettik. Helal olsun dedik. Ancak 6 ay sonra Türkiye BM’de çekimser kaldı İsrail’in nükleer i var mı araştırılsın konusundaki. OECD üyeliği konusunda da Türkiye müsaade etti. 1967’den beri OECD’ye girmek isteyen İsrail’i Sayın Erdoğan hükümeti İsrail’in OECD üyeliğine evet dedi. NATO’nun Libya müdahalesinde de önce karşı çıktılar sonra NATO’nun emrinde olduğunu açıkladılar. Milletle dalga geçmeyin. Millet ne yaptığınızı biliyor ve bunun hesabını soracaktır. Başbakan bir alanda çok başarılıdır, o da halkla ilişkilerdir. Yapmayıp yapmış gibi söylemeyi çok iyi başarıyor....”

Bu sözler ne Demirel’e, ne Kılıçdaroğlu’na ne de Bahçeli’ye ait, bu sözler AKP’ nin anlı şanlı Genel Başkan Yardımcısı Sayın Numan KURTULMUŞ’a ait. Yorum sizin.

Dün dündü, bu gün de bu gün mü?

Süleyman Demirel’e atfedilen en ünlü sözlerdendir; Dün dündür, bugün de bugün’. Çok parametreli değişken politikanın felsefesi olarak kabul edilebilecek bir söz. Politikacıların günün şartlarına göre fikir ve yön değiştirebileceğini çok iyi açıklıyor. Fakat yukarıda verdiğim örneklere bakılınca bu sözün, günümüzün bazı politikacılarının sözlerini ve eylemlerini açıklamada aciz kaldığını görüyorum. Daha yer darlığından AKP’nin diğer Genel Başkan Yardımcısı Süleyman SOYLU’nun demeçlerine yer veremedim.

Bir delikanlımız vardı…

Grev gözcülüğünden işçi kırıcılığına doğru giden yolda Başbakan R. Tayyip ERDOĞAN hakkında yapılan bir yorumla yazımı bitireyim. Milliyet gazetesinin 21 Ağustos 2012 tarihli sayısının 14. sayfasındaki habere göre, Saadet Partisi’nin Genel Başkan Yardımcısı Sayın Şevket KAZAN yaptığı basın toplantısında Başbakanımızı kastederek aynen şunları demiş:

‘’Bizim bir delikanlımız vardı. İnandığı davası için düz duvara çıkardı, bayraklarını asardı. Rabbani geldiğinde sağ dizine, Hikmetyar geldiğinde sol dizine otururdu. Bu bizim delikanlımızdı ve bu çizginin adamıydı. Bu çizgiden hiç taviz vermezdi. Bu gerçekti işte, hayal oldu. Ne zaman hayal oldu? Obama ile kol kola girdikten, D-8’e sırtını döndükten sonra… ’’(KAZAN’ın bu açıklaması bildiğim kadarıyla Sayın Başbakan tarafından tekzip edilmedi, zaten Hikmetyar’ın sol dizinin dibinde otururken çekilmiş bir resim sosyal medyada dolaşıyor.)

İşçi Bayramınız kutlu olsun, sağlıkla kalın.

İZMİR, 01 Mayıs 2013.

 
Toplam blog
: 159
: 1303
Kayıt tarihi
: 19.06.12
 
 

1963 yılında Balıkesir'in şirin ilçesi Erdek'te doğdum. Yüksek lisans eğitimimi Dokuz Eylül Ünive..